Quantum World
BIST 100
10.618,97 1,26%
DOLAR
40,5898 -0,02%
EURO
46,4257 0,22%
GRAM ALTIN
4.300,98 0,63%
FAİZ
40,51 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
48,45 -0,08%
BITCOIN
118.177,00 0,88%
GBP/TRY
53,8489 0,17%
EUR/USD
1,1426 0,18%
BRENT
73,11 -0,18%
ÇEYREK ALTIN
7.032,11 0,63%
İstanbul Açık
İstanbul hava durumu
25 °

OPTİSYENLİK SEKTÖRÜNÜN EĞİTİMİNE BAKIŞ

Sektörümüzün eğitimi, öğretimi ve kalitesi  ile ilgili aşağıda değinmeye çalıştığım bir kaç konu, kesinlikle eğitime karşıymışız gibi algılanılmaması, sadece  ve sadece eğitimin doğru, düzgün  ve verimli  yapılabilmesi  ve de sektörü geleceğe  daha parlak bir konumda taşıyabilmemiz içindir.

1-  1992-1993 ve 2004 yılında çıkan kanunun Geçici 3. Maddesinden yararlanarak, kısa bir eğitimin sonucunda, sınavla  gözlükçülük  ruhsatı alanlar ve optisyenlik mezunları dahil olmak üzere, toplam da 6000 civarında olan, optisyen- gözlükçüler,  Ülkemizin dört bir köşesinde, mesleklerini icra etmeye çalışmaktadırlar. Hemen bu noktada belirtmek gerekirse; Bu meslektaşlarımızın  bir çoğu mesleklerini icra ederken, büyük ekonomik sıkıntılarla karşı karşıyadırlar.

Sektörümüz   2014 yılına geldiğinde ise, bu günkü tarih itibariyle  11 Devlet 3 ü Vakıf üniversitelerinden olmak üzere, toplam 14  mesleki  yüksek okuldan,   yılda  ortalama 600 ün üzerinde optisyen  daha mezun verecektir. Bundan böyle yeni bir program açılmazsa dahi, bu yıldan sonra  bu rakam katlanarak artmaya devam edecektir. Bu sayısal durum  sektöre ek katkı sağlayamayacağı gibi, bilakis sektörde  kaosa neden olacaktır. Oysa  Ülkemizde yılda ortalama yeni açılan Optisyenlik (gözlükçülük)  firması sayısı, toplam sayıya  oranla, maksimum %2 ler seviyesindedir..

2-  Ülkemizde Optisyenlik programının başladığı yıl olan, 1992 den  beri  eğitimli bir meslek olduğu halde, bu güne kadar  yukarıdaki Üniversitelerin hiç birinde, (yeni açılanlar dahil)  mesleki eğitim kitapları mevcut değildir.

3-    Optisyenlik programları ön lisans eğitiminden öteye gitmediği için, lisans ve lisansüstü bir çalışma yapılamadığından okullarda yetişmiş kalifiye öğretim görevlisi de  yoktur.

4-      Bir başka ve çok önemli bir konu da,Optisyenlik mesleği, başbakanlık personel dairesince meslek olarak tanımlanmadığı için, bu eğitimi alan gençlerimizin  kamuda istihdamı da  söz konusu değildir. Ancak kendi imkanları ile bir iş yeri açabilmekte, veya bir optisyenlik firmasında iş bulabilmektedirler.

5-   Mesleki Kitapsız, eğitmensiz, yeterli eğitim ve öğrenim dokümantasyonuna sahip olmadan, yeterli laboratuar çalışmalarından yoksun, sayısı bugün itibariyle 14 olan üniversitelerde,eğitim görmeye çalışan bu  yüzlerce  gencimiz, mezun olduklarında,yeterli bilgi ve beceriden yoksun olarak önümüze geleceklerdir.Ve mevcut durumun devamı halinde ise,bu sorunlar yumağı katlanarak devam edecektir.

Sonuç olarak; Bundan böyle,mesleki STK. ca, hiçbir Yüksek Okulda “Kesinlikle yeni Optisyenlik bölümü açılması engellenmelidir” Sektörümüzü geleceğe taşıyacak, eğitimli meslektaşlarımız için,  bilimsel verilere  dayalı, itina ile hazırlanmış bir çalışma,  acilen yapılmalıdır.

Bu çalışmayı sektörümüzün STK. temsilcileri ile birlikte, mesleki eğitim veren okulların bölüm temsilcileri beraberce yürütmelidirler.

Yapılacak bu çalışma doğrultusunda yeni okullar mı açılmalı? Yoksa var olan okullardaki eğitim-öğrenimin kalitesini çağın gereklerine uygun hale getirmeye mi çalışılmalı?  Bu konunun   tartışılması gerekir diye  düşünüyorum.   

Numan Hocaoğlu
İTO 39 Nolu Optisyenler ve Optometrik 
Ürünler Meslek K. Meclis Üyesi 

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

levent 16.10.2012 20:19

Sevgili numan abi çok ceraretli bir yazı yazmışsın.Mesleği korumak adına senin gibi bu düşüncelere sahip olanlara eğitime karşı diyorlar ama meslek hainlerini nerede ise kahraman ilan edip tepelerinde gezdirecek bir takım yalakalar.

Yanıtla
Göray Uğurlu 16.10.2012 15:26

Sayın Numan Hocaoğlu, Optisyenin Sesi Dergisi’nde ki bir köşe yazınızda belirttiğiniz “Değişen Dünya düzenine ayak uydurabilmek için elbette insanlarda değişmelidirler” sözünüze hiç katılmasam da bu yazınızın son aylarda kaleme alınmış en güzel yazılardan biri olduğunu düşünüyorum. Sizi en samimi duygularımla kutlar, sağlıklı günler dilerim.

Yanıtla
    Numan Hocaoğlu 16.10.2012 20:48

    Sayın Uğurlu, başta samimi duygularınız için teşekkür ederim. Geçmiş yazımdaki yukarıda ki cümleyi şu an için tam olarak hatırlamazsamda, esas maksadım şudur ki; Sizde takdir edersiniz ki, değişimi takip edip geriye kalmamamız gerekir diye düşünüyorum. Kısaca değişim ve yeniliğe mutlak ayak uydurmak gerekir. Saygılarımla

    Yanıtla