Rıfat Küpeli’nin OptisyeninSesi Dergisi Ağustos sayısındaki yazısı

Dernek kurmak demokratik bir haktır. Bu hakkı her Türk vatandaşı kullanabilir. Kurulan dernekler de kurulma amaç ve ilkelerine göre üyelerinin çıkarlarını korumak için çalışırlar.

.

Merhaba Sevgili meslektaşlarım,

Geçtiğimiz günlerde Optisyenin Sesi web sitesinde, TOOMD Genel kurulunda çekilmiş bir video görüntüsü ile yapılan İstanbul da yeni bir dernek daha kuruldu haberini izlemişsinizdir.

Yayınlanan video görüntüsünde ismimin geçmesi sebebiyle yanlış anlaşılmalara engel olmak için siz değerli meslektaşlarımla bazı konuları paylaşma ihtiyacı duydum.

Bahsi geçen videoyu izlemek için lütfen bu yazıyı tıklayınız.

Ana konunun “birlik ve beraberlik” olduğu açıktır. Videoda da gördüğünüz üzere, konuşmacı tarafından, ikinci bir derneği kurmanın yanlışlığından bahsedilerek pişman olup olmadığım sorgulanıyor. Herkesin şunu bilmesini isterim ki; Ben ve arkadaşlarım İstanbul’da ikinci bir derneği kurmaktan hiç biz zaman pişman olmadık. Çünkü mesleki davamız açıktı ve biz bu davaya sonuna kadar inanıyorduk.

Konuşmacının video da ALTINI ÇİZEREK belirttiği ‘’Karşı fikirler de olsa aynı mesleki kuruluş çatısı altında tartışılması ve harmanlanması gerektiği ve bu çatının da TOOMD olduğu’’belirtilmektedir.

Ancak, bu son gelişmelerden anlaşılıyor ki video çekimindeki konuşmacı, sözünü ettiği cümlenin ALTINI DEĞİL, ÜSTÜNÜ ÇİZMİŞ meğer. Daha dün bu söylemde bulunup, ertesi gün bunun tam tersinde hareket eden konuşmacının durumu merhum şarkıcı Ahmet Kaya’nın “Bu ne yaman çelişki anne” şarkısının sözlerini hatırlattı hepimize.

Gelinen bu son noktada ne mutlu ki TOOMD Truva atı olmaktan kurtulmuştur. Bu mesleği;  mevcut yasalara rağmen reklam vererek ve dolayısıyla haksız rekabet yaparak para kazanmak için her yolu mubah sayarak ve hatta diğer meslektaşlarının mesleğiyle, ekmeğiyle, mesleğin geleceği olan optisyenlerimizi alet ederek oynamaya çalışanlar ve onların “Misyonerleri “ artık TOOMD adını kullanamayacaklar için başka platformlarda mücadele edecekleri görülmektedir.

Dernek kurmak demokratik bir haktır. Bu hakkı her Türk vatandaşı kullanabilir. Kurulan dernekler de kurulma amaç ve ilkelerine göre üyelerinin çıkarlarını korumak için çalışırlar.

Yine bu son gelişme ile resim daha netleşmiş, mesleki bakışlardan biri (doğrudur, yanlıştır tartışılır.) Cephe ve saf bulmuştur. Umuyorum ki bazı meslektaşlarımız da bu güne kadar olan mesleki içi çatışmaların iki kişinin horoz dövüşü olmadığını bu son gelişmelerden sonra daha iyi anlamışlardır.

Artık herkesin safı bellidir.

İsteyen yerli veya yabancı zincir sermayenin tetikçiliğini yapabilir, meslektaşlarının altını oyabilir, onları sermayeye peşkeş çekebilir. Buna karşılık bizler yine dişimizi tırnağımıza takarak çalışmaya devam edeceğiz ve meslektaşlarımızın aleyhine olan hiçbir oluşuma evet demeyeceğiz.

Bir de, sakın ola ki! Hiç kimse İstanbul’da kurulan bu üçüncü derneği, İstanbul Gözlükçüler ve Optisyenler Derneğine benzetme gafletine düşmesin. Bizim, Yönetim Kurulumuz dâhil olmak üzere üyelerimizin içinde dahi gözlükçü ya da optisyen olmayan yoktur. Biz, yapılan yanlışlara engel olmak amacıyla kurulduk. Yaptığımız yanlışlara devam etmek için değil. Bizim üyelerimizin içinde ekmeğini kaybetme korkusu ile zorlanmış zoraki üye yoktur.
Bizim derneğimiz federasyon ayağı ile konfederasyon üyesidir.

Evet, değerli meslektaşlarım, bizler, 24 Haziran 2012 de yapılan TOOMD genel kurulundan mesajımızı aldık. Meslektaşlarımızın bize verdiği görevi biliyoruz.

BUNUN GEREĞİ OLARAK, EN KISA ZAMANDA MESLEKİ BİRLEŞMEYİ SAĞLAYACAĞIMIZDAN KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN.

Bu birleşmeyi sağladıktan sonra da devletin karşısına tek ses olarak gidebileceğiz. Bu güne kadar olduğu gibi SGK ve Sağlık Bakanlığındaki kimsenin ne yapacağını bilemediği bir kaos ortamı olmayacak.

Bu gün için en çok tartıştığımız konu olan Barkod/karekod konusunda devlet ne yazık ki sermayeyi dinlemiştir. SGK ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinin yanlış bilgilendirilerek, yanıltılmış ve meslektaşlarımız adeta arkadan hançerlenmiştir.

Bu işlerin böyle olmayacağını, olamayacağını defalarca anlattık, tartıştık, direttik ama dinletemedik, dinlemediler. Karşımıza hep aynı sözlerle çıktılar. ‘’Siz böyle diyorsunuz ama diğer meslek kuruluşunun hiç itirazı yok, onlar da böyle olsun istiyor.’’ Dediler.  Şimdi devlet işin içinden çıkamıyor. O zaman sesi çıkanlar şimdi işler sarpa sarınca kabuklarına gizlendiler. ‘’Benim şahsen içim rahat o kadar söyledik bizi dinlemediler. Ne yaparlarsa yapsınlar’’ diyeceğim ama biliyorum ki işin ucu yine gözlükçüme dokunacak. İçim rahat değil. Yani yine yapan yaptı, temizlemek ve düzenlemek bir tek reçeteyi bile heba ettirmemek Konfederasyona kaldı. Herkes bilmelidir ki “konfederasyon mesleğin güvencesidir” Bu mesaj sadece meslektaşlarımıza değildir.

Saygılarımla.

Rıfat KÜPELİ