Çoğu zaman üzüntüden, kimi zaman sevinçten dökülür gözyaşları. Bir damla gözyaşı bile aslında bu köşeye sığdırılamayacak kadar geniş, mucizevi bir yapı. Göze kaçan en ufak bir tozu refleks sulanmayla atabildiği gibi içindeki mikrop kırıcı maddeler sayesinde de büyük bir koruyucu etkiye sahip. Kuru Göz (Gözyaşı Fonksiyon Bozukluğu) Özellikle hanımlarda menopoz sonrası daha […]
25 Ağustos 2014 - 0:21 'de eklendi ve 2668 kez görüntülendi. A+A-
Çoğu zaman üzüntüden, kimi zaman sevinçten dökülür gözyaşları.
Bir damla gözyaşı bile aslında bu köşeye sığdırılamayacak kadar geniş, mucizevi bir yapı. Göze kaçan en ufak bir tozu refleks sulanmayla atabildiği gibi içindeki mikrop kırıcı maddeler sayesinde de büyük bir koruyucu etkiye sahip.
Kuru Göz (Gözyaşı Fonksiyon Bozukluğu)
Özellikle hanımlarda menopoz sonrası daha fazla olmak üzere toplumda sıkça görülen bir konu. Gözlerde yanma, batma, kızarıklık, bulanık görme ve ara ara ani sulanmalar söz konusu. Bazı (alerji, hipertansiyon, depresyon, anksiyete vb) ilaçları, enfeksiyonlar, tümörler, şeker, tiroid, romatizma hastalıkları, kimyasal yanıklar, refraktif cerrahiler gözyaşı miktarı ve fonksiyonunu bozabiliyor.
Gözyaşı su dışında, başlıca müsin (şekerli protein) ve yağdan oluşuyor. Sadece sudan oluşsaydı, göz yüzeyine tam tutunamadığı gibi, çok daha çabuk buharlaşacaktı. Hastalarıma soruyla karışık verdiğim bir örnek: Birisinde biraz sıvı yağ olan birer litrelik 2 tencere suyu güneşin altında bekletirsek önce hangisi buharlaşır? Sırf su olan dediğinizi duyar gibiyim.
Tabii ki yağ en üstte kalarak buharlaşmayı engelliyor. Gözyaşımızın da en dış kısmındaki bu yağ tabakası olmasaydı balıklar gibi suda yaşamak ya da dakikada 15-20 yerine 50-60 kez göz kırpmak zorunda kalırdık. Klimalı ortamların olumsuz etkilerine ek olarak özellikle cep telefonu ve bilgisayar kullanımında dikkatli bakış nedeniyle dakikada 4’e düşen kırpma sayısı yüzeyin yeterince ıslanmasını engelleyerek şikayetleri arttırıyor.
Her Damla Olmaz.
Muayenede gözyaşı miktarını, bütünlüğünü, kimyasal yapısını, göz yüzeyinin durumunu ve kişiye özel en yararlı damlaları belirlemek mümkün.
Örneğin, su miktarı yeterli olan bir kişide yağ miktarı yetersizse su içeren bir damladan fayda beklenemez. Genelde katkı maddesi içermeyen küçük tek kullanımlıkları daha çok tercih etmekteyiz. Ancak, bu damlaların hiçbiri içinde 50-60 değişik madde olan doğal gözyaşının yerini tutmuyor. Bu nedenle, göz pınarına koyduğumuz tıkaçlarla doğal gözyaşının burun boşluğuna geçmesini engelleyerek gözde daha fazla kalmasını da sağlayabiliyoruz.
Son yıllarda ise gözyaşı salgı bezi kenarına yerleştirilen milimetrelik elektrodların uyarılarıyla doğal gözyaşını 5 kat daha fazla salgılatmak mümkün olacak görünüyor.
Gözyaşlarınızın hiç kurumaması, sadece sevinç gözyaşları dökmeniz dileklerimle…
Op. Dr. O. Murat UYAR
Göz Hastalıkları Uzmanı/ omuyar@gmail.com
Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...
Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenl...
Merhumeye Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Sevenlerine, C...
Damlanın 40 yaş üstü bireylerde daha etkili olduğu ve 6 ile ...
İçimizi ısıtan bahar aylarına geçiş döneminde uyanan doğa, m...
İş dünyasına adım atmak, öğrenmek ve deneyim kazanmak isteye...
Ve yaz geldi. Optisyenler izini hakketti. Şimdi izinler nası...
Valimiz Sn. Yılmaz Şimşek'in ev sahipliğinde, düzenlenen bay...
Ülkemizde gözlük sektörü milyonlarca dolarlık önemli bir sek...