Ben hiç birşeyi sevmiyorum. Ne yürümeyi, ne çalışmayı, ne tembelliği, ne parayı, ne bu mesleği, ne müşterileri, ne kendimi,…
04 Kasım 2017 - 15:38 'de eklendi.
Adam diyor ki: pazarları açık mısınız? Yetişirse pazar günü de alabilirim gözlüğü…
Tezgahtar diyor ki: Öğleden sonraları açıyoruz. Nerden geleceksiniz?
Adam: Bostancı dan
Tezgahtar:Ya bayağı da uzakmış yeriniz. Mümkün olsa hemen vermek isterdim gözlüğünüzü, ama camlar elimde yok.
Adam: Sorun değil. Ben gelir alırım. Hem yürümüş olurum.
Tezgahtar: Yürüyüş?
Adam: Hıı, ben hep yürürüm zaten.
Tezgahtar:Bostancıdan ?
Adam: Ben bütün İstanbul’u yürüyerek dolaşıyorum. Dün, Bakırköy, Zeytinburnu, Bahçelievler den Eminönü ne kadar yürüyerek geldim. Ordan da Göztepe’ye yürüdüm. Sonra yoruldum tabii. Bir dolmuşa binip eve gittim. Eve girdiğimde var ya, pestil gibi uyuyup kalmışım.
Tezgahtar: Valla helal olsun, ne diyim? Ben Acıbademden buraya arabayla geliyorum.
Adam: Yok, ben yürürüm. Hem sağlıklı kılıyor insanı…
Tezgahtar: Elbette, sağlık falan di mi?
Adam:Aynen. Saglık falan. İlk günler 5-10 kilometre falan yürüyordum. Şimdi zorlanmadan ortalama 30-40 kilometre yürüyorum.
Tezgahtar: Çok mu şismandınız? Öyle kilolu falan da değilsiniz.
Adam: Yoo, hayır. Bu ruh sağlığım için gerekliymiş. 2 sene önce gittiğim psikiyatrist Cafer İyigün. Bilir misiniz bilmem. Feneryolunda, tren köprüsünün orda. O tavsiye etti. Yalnızlık için en iyi tedavidir dedi. Hatta bu alışkanlığı kazanmam için sürekli uzak yerlerden alış verişini yap dedi.
Tezgahtar: Yalnızlık?
Adam: Evet ya,yalnızlık! Sosyalleşemedigin için yalnızsın, yalnız olduğun için sosyalleşemiyorsun. Böyle iyi. Televizyon karşısında sabaha kadar oturmaktansa, yorgun argın eve gelince vurup kafayı uyuyabiliyorum. Uykumun kalitesi de arttı.
Tezgahtar: Evet, anlıyorum.
Adam: Hayır anlamıyorsun
Tezgahtar: Hayır çok iyi anlıyorum. Hem de çok iyi! Bu gördüğün gözlükçü dükkanı gibi iki dükkanım daha var benim. Babamdan kalan. Erken yaşta kaybettik kendisini. O da aynen sizin gibi yalnız biriydi. Hiç arkadaşı yoktu.
Ama o yalnızlığını çalışmayla giderdi.
Adam: Ama ben yürümeyi seviyorum.
Tezgahtar: O da çalışmayı sevdi.
Adam: Sen?
Tezgahtar: Ben hiç birşeyi sevmiyorum. Ne yürümeyi, ne çalışmayı, ne tembelliği, ne parayı, ne bu mesleği, ne müşterileri, ne kendimi,…
Bak ne diycem? O doktorun adı neydi?
Adam: Hiç tavsiye etmem. Yalnızlık, beraberinde boş vakit demektir. Genç birinin boş vakitlerini değerlendirmemesine fena kızar. Benden söylemesi. Benim gibi biraz geri kafalıdır. Yaşanacak daha nice şeyler varken gençlerin depresyona girmesine tahammül edemez.
Hadi bakalım. Pazara görüşürüz.
Metin Turanlı
Danıştay kararı sonrası ithalatçılar çıkmazda: Belgeler alın...
Del Vecchio’nun mirasçıları arasında artan bir çoğunluk, hol...
Fransa, gözlük gibi sağlık ekipmanlarının reklam yoluyla tic...
Gelir İdaresi Başkanlığınca ”İlaç ve Tıbbi Cihaz Teslimlerin...
Optisyenlik mesleğine gönül vermiş, sektörde ve akademide ön...
Sıcak hava yalnızca konforsuzluk yaratmıyor, göz sağlığını d...
Gözler şimdi önümüzdeki hafta yapılacak komisyon toplantısın...
Uzmanlar, “Kullanım süresi geçmiş lensler, enfeksiyon, korne...
Mikroçiplerden gözlük camlarına, en küçük sensörlerden lensl...
Artık yılda bir kez düzenlenecek olan fuara katılım, firmala...