BIST 100
10.899,52 0,27%
DOLAR
40,8911 0,09%
EURO
47,8524 0,08%
GRAM ALTIN
4.403,60 0,46%
FAİZ
40,02 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
50,06 0,19%
BITCOIN
115.432,00 -1,92%
GBP/TRY
55,4146 0,03%
EUR/USD
1,1693 -0,09%
BRENT
65,81 -0,06%
ÇEYREK ALTIN
7.199,89 0,46%
İstanbul Parçalı Bulutlu
İstanbul hava durumu
26 °

Ünlü Türk Hainleri

Mübarek ramazan ayından sonra gelen bayram nefes almamız için biraz zaman tanıdı. İlk iş olarak yarım bıraktığım kitaplarımı okumak istediysem de bunu yapamadım.

hain

Toplumların bir ‘kahraman’ gibi bir ‘hain’ de beklemelerine hiç gerek yoktur… Zira her toplumda zaten yeterince ‘hain’ ya da ‘hainliğe hazır’ olanlar ne yazık ki vardır… Hem de küçümsenmeyecek miktarda.”

Merhaba,

Sizlerle birlikte uzun ve zahmeti bir dönemi geride bıraktık.

Karmaşık ve yoruma açık satırları okumak için hazır olmadığımı fark ettim. Daha çok keyif alacağım ve daha az yorum yapacağım kitapları okumanın faydalı olacağını düşünerek yeni bir kitap aldım. Sizlerin de okumasını tavsiye ederim ( ÜNLÜ TÜRK HAİNLERİ, Yazar Erdoğan TOKMAKÇIOĞLU ) Amacım biraz tarih, birkaç isim ve kafamı yormayacak akıcı birkaç satır okumaktı.

Fakat kitabın ilk birkaç sayfasından sonra ilginç bazı sonuçlara varmakla birlikte bu günü de yorumladım ve bunu sizlerle paylaşmanın tam zamanı olduğunu düşündüm. Evet, normal koşullarda bir yurtsever, kahraman ve adam gibi adam olan biri önemli bir mevkiye geldiğinde içindeki hırs ve ihtirasları düşmanlar tarafından fark edilip bir haine dönüştürülmesini sağlıyor.

30 Ağustos zafer bayramını kutladığımız Perşembe günü Konfederasyon ve TOOMD yönetim kurulu bir araya gelerek yeni sömürü düzeninin uşaklarına ve kurmak istedikleri sisteme karşı mücadelede güç birliklerini pekiştirecek; meslektaşlarımız ve ülke kaynaklarımızın korunması için hainlere karşı verilecek mücadelenin stratejisi üzerinde çalışmalar yapacaklar.

Değerli arkadaşlarım yukarıdaki satırlar size abartılı gelmesin. Bu eylem birliği gerçekten ulusal kurtuluş mücadelesi kadar önemli bir olgudur.SÖMÜRGECİLİK tarihi bir gerçektir.

İlkel toplumdan sonra köleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplum yapıları belli bir zümrenin rahat yaşaması için çoğunluğun köleleştirildiği ekonomik sistemdir. Eskiden güçlü ülkeler askerleri ve silahları ile bir ülkeye gider ve o ülkenin haini yerli işbirlikçileri ile ülkeyi işgâl eder ve halk emeği ile ülke kaynaklarını sömürürlerdi.

Şimdilerde bu yöntem değişti. Artık çok uluslu şirketleri ile bir ülkeye gidiyor, o ülkenin kaynaklarını kendilerine peşkeş çekecek yerli işbirlikçileri bularak kaynakları sömürme yoluna gidiyorlar. Çok daha ucuz, kansız ve kimsenin müdahale etmeyi gerekli duymadığı bir yöntem.

Artık mermi atmıyorlar onun yerine gri propaganda yöntemlerini kullanarak, güçlerine güç katıyorlar. Bu gün Türkiye Cumhuriyetine her yıl bir Güneydoğu Anadolu Projesi kadar maliyete neden olan dağdaki terörist ile bu şirketler arasındaki tek fark biri kan akıtıyor diğeri kan emiyor olmasıdır.

Bu satırları okurken hala abarttığımı düşünüyorsanız, aşağıdaki satırları okuyup ve eleştirilerinizi ona göre yapın ben de kamuoyu önünde özür dileyip bundan sonra cehaletimin utancı ile yaşamımın geri kalan kısmını sessiz bir şekilde sürdüreyim.

Sektörümüzdeki gelişmiş birçok şirketimiz bu çok uluslu şirketlere ( ÇUŞ ) satıldı veya büyük hisse ortaklığını onlara teslim etti ( büyük cam firmaları da dahil ). Gelen ÇUŞ’ a ait firmalar kendi isimleri ile gelmediler.

Bizden isimlerle çalışmalarına devam ediyorlar.Reklam serbest olsun istiyorlar. Çünkü alım güçleri onların reklam ve kampanyaları ile bizlerin rekabetini imkansız kılıyor. Aynı alım şansına sahip olsak bile benzer kampanyalara yetecek ekonomik güce asla sahip olmayız.

Optisyenlik müesseselerinin internetten satış şansına sahip olmasını istiyorlar.

Çünkü bizlerin internet sitesi olsa bile onların izlenme oranlarına sahip olmayacağımızı çok iyi biliyorlar.

Optometriyi savunuyorlar ve derhal gelmesini istiyorlar. Kanunsuz bir optimetrinin çekincelerine değinmeye bile gerek yok. Kanunu ve eğitimi bu gün için hazır olsa bile altı yıldan önce bu ülke vatandaşları optometrist olamayacaktır.

Bu süre onların ithal optometrist getirip ileride eğitimini tamamlamış tüm optometrislerin çalışmasına imkan bırakmayacak şekilde pazar hakimiyetine sahip olmalarını sağlayacaktır.

Bütün özel ve kamu üniversitelerinde optisyenlik eğitimi verilmesini istiyorlar. Çünkü pasta büyümeden pastadan pay kapmaya çalışan aktör sayısı artıkça kendileri ucuz emekle iş yapan kölelere sahip olurken geri kalanlar da pastanın küçük tarafı için kavgaya tutuşacak ve pasta yenmeyecek hale gelecek.

Güçlü sermayeleri ve toplum bilimcilerinin yönlendirmeleri ile ülkemizdeki mesleki tüm dernek ve odalara üye oluyorlar.

Bu dernek ve odalar sayesinde bizleri yok etme planlarını hayata geçirebileceklerini bildikleri için bu sivil toplum kuruluşlarının tüm faaliyetlerine destek oluyorlar.( Bu nedenle bizlerin ilgili kurumlara şikayet ettiği asıl ismini kullanmaktan çekinen benzer firmaları, başka derneklerin temsilcileri sektörün dinamikleri diyerek kamuoyuna sunmaktan imtina etmediler.)

Bu firmalar resmi kurum temsilcilerini etkilemek için hiçbir faaliyette bulunamazlar. Kamu görevlilerinin özel bir şirketin kendilerine sunacakları aktiviteler içinde bulunmayacak kadar temiz olduklarını bildiklerinden kirli amaçlarını hayata geçirmek ve emellerine ulaşmalarını kolaylaştıracak yasa ve yönetmelikler konusunda kamuyu yanlış yönlendirecek aktiviteleri yine benzer dernekler sayesinde yapıyorlar.

Evet değerli arkadaşlar. Onların başarılı olmak için derneklere ve odalara ihtiyaçları var ve bu ihtiyaçlarını karşılayan derneklere sonsuz destek oluyorlar. Hatta kaybettiklerinde kendilerine hizmetin aksamaması için yeni oluşumların hayata gelmesine destek oluyorlar.

Peki ya siz, sizin derneklerinize ne kadar ihtiyacınızın olduğu konusunda bilgi sahibi misiniz?

30 Ağustos zafer bayramını kutladığımız gün ekmeğimize, şirketlerimize ve ulusal kaynaklarımıza göz diken sömürgeci güçlere ve onların yerli işbirlikçilerine karşı daha güçlü mücadele etme kararının alındığı gündür. İstanbul da yapılan devrimin başarılı olması için o gün herkes üstüne düşen görevin bilincindedir.

Son sözü sayın Erdoğan Tokmakçıoğlu'na bırakıyorum:

Ama galiba işin gerçek yanı da şudur: Toplumların bir ‘kahraman’ gibi bir ‘hain’ de beklemelerine hiç gerek yoktur… Zira her toplumda zaten yeterince ‘hain’ ya da ‘hainliğe hazır’ olanlar ne yazık ki vardır… Hem de küçümsenmeyecek miktarda.”

Turgut ÇAKAR.

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

mustafa yazıcı 30.08.2012 12:50

KELİMELERE TAKILIP KALMAK NEDEN BU KADAR ÖNEMLİDİR TAKILMAYIN ARKADAŞIM
dönen dönsün kalan kalsın biz gideriz aynı yolda geleceğini neden düşünmek istemez neden
kendilerine acı çektirirken karşısındaki insanlarada acı çektirmek isterler bilinmez BİZ HEP
FORUM KÖŞELERİN DE SIZLANACAK MIYIZ sihirli bir değnek mi bekleyeceğiz ÇOK BEKLEDİK
BİZ SEYRETTİRİLDİK oyunun kötü birer seyircileri haline getirildik hem sustuk tasdik ettik
hemde azar işittik HEP BİZLER DIŞLANDIK DERDİMİZİ ANLATAMADIK BUNA DA GÜCÜMÜZ
YOKTU ama artık böyle olmayacak bu düzen böyle devam etmemeli DOSTLARIM BİZLER BİRER
ET YIĞINI DEĞİLİZ Kİ İNSANIZ HEMDE KENDİLERİNİ İNSAN SANAN bir sürü hayvandan daha da
insan ama öfkelerimizi acılarımızı hüzünlerimizi bir kenara bırakmanın zamanı gelmedimi artık
ne kadar daha öleceğiz DİRİLMENİN ZAMANI GELDİ DE GEÇTİ DOSTLARIM uyumayalım
vakit acımasızca ilerliyor ÇOK İNSAN TANIDIM MERHAMETİNİ MERHUM EDENLER DUYGUSUZ
ODUNLAR YALANCILAR YÜZ ÇEVİRENLER TERK EDENLER EZENLER NELER NELER
ARTIK DUR DEMEYİ ÇOK ÖZLEMİŞTİM ARTIK ONUDA ÇOK KULLANACAĞIM hepinize saygılar sunarım dostlarım

Yanıtla
kemal demir 30.08.2012 12:33

Turgut Çakarın bu şekilde başlık atması çok çirkin, kendisine yakıştıramadım. Dernek tüzüğünde üyelikten çıkarılma şartları bellidir. Buna göre Turgut Çakar ve diğer üyelikten çıkarılmayı haketikleri için üyelikten çıkarılmışlardır. Bununla ilgili suçu kendilerinde arasınlar.

Yanıtla
    mustafa yazıcı 30.08.2012 13:06

    sayın kemal demir kim olduğunuzu bilmiyorum BİLMEKTE İSTEMİYORUM SİZİ
    BİR MESLEKTAŞLARIMIZIN ALEYHİNE ELİNİZDE HİÇ BİR BELGE YOKKEN ÇAMUR ATMANIZI MESLEK VE MESLEKTAŞ ADINA ,,,,,,,, KINIYORUMMMMMMMMMMMMMMMM

    Yanıtla
ahmet ayaz 29.08.2012 09:32

sevgili meslektaşlarım
yazının genelini degerlendirirsem türkiye genelindeki parekende gözlük magazalarının
içinden geçen duygulara tercuman oldugunu düşünüyorum.kelime kelime incelerseniz tabiki hatalı,kusurlu sizin fikirlerinize ters şeyler bulabilirsiniz. buda gayet dogal,çünkü yazıda geçen düşünceler bütünü ile TURGUT ÇAKAR’ın düşünceleridir.
sizden ricam yazıyı geneli ile degerlendirin satır satır degil.aslından hepimizin bir çırpıda söylemek istedigi şeylerin sözcüsü olmuştur TURGUT ÇAKAR
SİZLERDE TESPİTLERİNİZİ YAZIYA DÖKEBİLİRSİNİZ ONUN GİBİ DÜŞÜNMEYE BİLİRSİNİZ
önemli olan herkesin düşüncelerini özgürce paylaşıp ortak akılda birleşebilmek herkes sizin gibi düşünse
nekadar monoton bir hayat olurdu değilmi ?
TÜM DÜŞÜNCELERLE TÜM RENKLERLE BİR ARAYA GELİP ORTAK AKILDA BİRLEŞEBİLECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM ZAMAN KAVGA DEGİL BİRLİK ZAMANIDIR
HERKESİN SİZİN GİBİ DÜŞÜNMESİNİ BEKLEMEMELİSİNİZ

TURGUT ÇAKARI DÜŞÜNCELERİNİ GERİSİNİ ÇOKDA HESAPLAMADAN İÇİNDEN GELDİĞİ GİBİ MESLEKTAŞLARIYLA PAYLAŞTIGI İÇİN TEBRİK EDERİM…..
İYİ VEYA KÖTÜ HERKESİN FİKİRLERİNİ ÖZGÜRCE PAYLAŞTIGI BİR DÜNYA DİLEGİYLE

SEVGİLER….SAYGILAR

Yanıtla
Engin PEKER 28.08.2012 20:57

Başlığı atan site değildir bence, yazıyı yollayan Turgut Bey başlığını zaten kendisi atmıştır. Bu benim fikrim..

Yanıtla
mustii 28.08.2012 19:32

Bu arada bu sitenin de başlıkları atarken daha bir dikkatli davranması gerektiğini düşünüyorum.Bir marka olmak yolunda ilerlerken tetikçi sıfatını kazanması hoş olmaz.Saygılarımla….

Yanıtla
    levent 29.08.2012 15:42

    sayın mustii
    turgut çakarı tanımıyorsunuz herhalde hiç bir zaman yazdığı yazının başlığını başkasına attirmaz.
    kendini yönetim kurulu kararı ile dava arkadaşı bildikleri onu dernekten atsalar dahi:):):) ne demek istediğimi anlayanlar anladı sanırım.:):):)

    Yanıtla
    hakan 29.08.2012 15:45

    yazıyı daha dikkatli okursan başlık olmadığını görürsün , yani hazırlanmış bir başlık yok . başlık okunan kitabın adı

    Yanıtla
mustii 28.08.2012 19:25

Bu kadar ağır ithamlar,sonunda muhatap alınmanızı zorlaştırır.

Göray bey’in söylediği gibi,hakikatten bir şekilde ayrışmalar varsa bu fikri zemin de ve meslek için olmalı.

Siyasi olarak bunu biçimlendirmek mesleğe de ,derneğimize de zarar verir.
Kimin hain olup olmadığını da şartlar belirler.
Öyle bir dünyadayız ki, bugün hain dediklerinize,yarın madalya verirsiniz.

Yanıtla
HASAN AYDIN KUŞCU 28.08.2012 18:43

sevgili meslektaşlar..kaldırın mesul müdürlüğü bakın piyasada yabancı sermaye kalıyor mu..veya gelebiliyormu????

Yanıtla
Engin PEKER 28.08.2012 18:26

Selamlar..

Turgut ÇAKAR (Turgut Abi diyebilecek kadar samimi olduğumu düşünüyorum),
bu sektörde fikirlerini en değerli bulduğum kişilerin başındadır. Her konuda da temeli sağlam olmayan birşey yazmaz, yazdığının da muhakkak bir temeli ve gerekçesi vardır. Birşeyi görmüştür ve ona dikkat çekiyordur.

Ben dikkat çektiği noktaları çok iyi anladım, son zamanlarda da zaten hep birlikte de takip ettiğimiz değişimler. Ama bunun evvelinde de temelleri atılmış ve uygulamaya sokulması planlanılan birçok şeyin de olduğunu biliyoruz. Bunların bir kısmının kısmen aksamaya uğradığını da söyleyebilirim. TOOMB deki yönetim değişikliği, belki de biz sade vatandaş gözlükçü/optisyen kesimi için çok önemli bir durumdu ve bu seçimden evvel “Acaba benim meslektaşım nasıl bir irade gösterecek?” diye de çok merakla bekliyordum..

Geçen Tuğrul Başkan ın yazısının altına da yazdım, ben şöyle düşünüyorum;
nereden tutarsak tutalım, neresinden de tutarsak tutalım, bu işin ucu nihayetinde bu mesleğin ODA OLMASI konusunun varış noktası olduğunu görüyoruz. Turgut Abi de bu konuya değer ve önem verenlerdendir ve hatta ODALAŞMAK sözünden kasdettiği ile ilegili “DALAŞMAK” değildir gibisinden bir espritüel yaklaşımını da hatırlıyorum. Evet, bu meslek ODA OLMADAN birçok şeyin olmayacağı aşikar ve biz sade gözlükçü ve optisyenlerin tutunacağı en önemli dalı da şu aşamadan sonra, sahip çıktıkları ve güçlü olması için her türlü desteğini vermesi gereken meslek örgütleridir..

Bundan önceki yıllarda hep ODA OLMAK konusunda çok şey dinledik, duyduk, anlatıldı v.s.
Bundan önce yapılmadı yada yapılamadı ama neticede bu iş olmadı. Bundan sonrası için de samimi ve ciddi şekilde sektör olarak önümüze bakmalı ve yapılması gereken ilk işin bu olduğunu bilmemiz gerekiyor. Herkes fedakarlık yapacak, herkes bireysel çıkarlarını yada kazanımlarını 2 nci planda tutacak, ilk plana mesleğin kazanımlarını koyacak ve eğer ki birşeyler yoluna girerse de böyle girecek..

Aksi takdirde; bundan sonrası için de, ne hiçbir meslek büyüğüme duyacağım bir güven kalacak (kendi adıma söylüyorum ama saygımı asla eksik etmem) ne de meslektaşlarımın samimiyetlerine duyacağım itibar kalacak.. Sektörün tüm kesimleri olarak, doğruların ve doğru işlerin yanında ve yolunda olalım, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım, bakın o zaman sektörümüz de kazanacak, bizler de maddi ve manevi kazanımları göreceğiz. Daha itibarlı, saygın, kaliteli bir meslek kesimi olarak görüleceğiz ve bunun yanında da maddi olarak da emin olun şimdikinden daha da iyi durumlara geleceğiz…

Yazımın uzun olmamasına çalıştım ama yine uzun oldu galiba…
Saygı ve sevgilerimle…

Engin PEKER

Yanıtla
Göray Uğurlu 28.08.2012 18:11

Sevgili Turgut Çakar,

Yazını yine çok dikkatlice okudum. Okurken yıllar önce bir gazete haberi zihnimde canlandı. Çocuklarını doyurabilmek için ormandan topladığı mantarları kendi yemeyip çocuklarına yediren fedakar bir anne.

Bu anne sabah kalktığında mantardan zehirlenmiş çocuklarının cansız bedenleri ile karşılaşır. Ben bu olaydan çok etkilenmiştim. Nedeni de şu:
BAZEN İNSAN İYİLİK YAPTIĞINI ZANNEDEREK EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ YAPABİLİYOR.

Hoşgörüne sığınarak dostça bazı eleştirilerim olacak. Çünkü hiç kimse eleştirinin üstünde değildir.

Geçmişte odalaşma hareketini sürdüren arkadaşlarımız siyasi düşünceleri ne olursa olsun kendi aralarında siyaset yapmama kararı almışlardı. Bunu niçin yapmışlardı?

Bİrliğe zarar vermemek ve hareketin parçalanmasını önlemek için. Onlar sadece odalaşmayı öne çıkardılar. Bu davranış şekli bugün dünden daha da çok önem kazanmıştır. Mesleğe gönül vermiş her arkadaşımız bunu bilmektedir.

Siyasi düşüncelerimizin değil mesleki çıkarlarımızın ön planda olmasının gerekli olduğu bir döneme girmiş bulunuyoruz.

BU GÜN BİZİ BİR ARAYA GETİREN SİYASİ DÜŞÜNCELERİMİZ DEĞİL BU GÜN BİZİ BİR ARAYA GETİREN KENDİ MESLEKİ ÇIKARLARIMIZDIR.

O nedenle ancak akıllıca verilecek bir mücadele başarının ön koşuludur.

Sevgili Turgut, gelelim hiç katılmadığım , beni şaşkınlığa uğratan yorumuna. Aynen alıyorum:

“30 Ağustos Zafer Bayramını kutladığımız Perşembe günü konfederasyon ve TOOMD yönetim kurulu bir araya gelerek yeni sömürü düzeninin uşaklarına ve kurmak istedikleri sisteme karşı mücadelede güç birliklerini pekiştirecek, meslektaşlarımız ve ülke kaynaklarımızın korunması için hainlere karşı verilecek mücadelenin stratejisi üzerinde çalışmalar yapacaklar.” diyorsun.

Yapılacak olan birlik toplantısı KESİNLİKLE siyasi bir toplantı olmayacak. Sadece mesleki çıkarlarımızı daha iyi nasıl savunuruz, daha iyi nasıl koruruz, daha iyi nasıl geliştiririz ve bu amaçlara hizmet eden oda stratejimizin başarıya ulaşması için neler yapmalıyız konularının konuşulacağı bir toplantı olacaktır. Bunun böyle olacağını her duyarlı meslektaşımız az çok tahmin etmektedir.

Gözlerinden öperim.

Göray Uğurlu

Yanıtla
levent 28.08.2012 17:07

Şimdi buraya bir yorum daha yazacağım.

Aslında bu yorumun burada yeri yok. buraya yazma sebebimde şu arkadaşlar,zira yandaş dediğimiz medya her ne kadar kabul etmesede seçim dönemi yazdığım bir çok yorumumu maalesef yayınlamadılar. Kendilerini arayıp şikayetci olduğumda ise kontrolden geçmedi dediler. Halbuki hukuk dışı,rencide edici hiç bir söylem içermeyen yazılardı.ama yandaş oldukları için yazmak istemediler. Bu konuyu optisyenin sesi yöneticisi sayın Orhan Küreli ile paylaştığımda bana Levent bey, durun etik değil, yandaş demeyelim, dediğinde eyvallah dediğimi bugün gibi hatırlıyorum. kabul etselerde etmeselerde maalesef Y A N D A Ş L A R optikçilerin bu kuruluşun arkasında DURMAMASI ve İZLEMEMESİ gerektiğini düşünüyorum. işte yorumumuda Onların taraf olduklarını ve YAYINLAMAYACAKLARINI bildiğim için buraya yazıyorum.

Herkese hayırlı işler dilerim.

Yanıtla
levent 28.08.2012 16:57

Turgut Çakar;

Yine günün anlam ve ehemmiyetini anlatan bir yazı yazmışsın tebrikler.

Yanlız bir şey dikkatimi çekiyor uzun zamandır ve onuda buradan açıklamak istiyorum.

Meslektaşlarımdan bir tanesi yorum dahi yapmıyor iyi veya kötü sadece ve sadece zembereği bozuk saat gibi oturdukları yerden konuşuyorlar.
Bu adamlar neredeler? Ne yapıyorlar? Düşünme yetilerini mi yitirdiler? Hala ayakta uyuyorlar uyanın millet uyanın!!! haraketlenin bakın adam bir şey anlatmış olumlu veya olumsuz bir şeyler yazın fikir katın,hadi sayın meslekdaşlarım,artık elimizi taşın altına sokma zamanı geldi.
Biz bu adamlardan hep bir şeyler istiyoruz ama ne birşeyler katıyor nede fikir teakkisi yapıyoruz.
Adamlar ulaşılmaz değil telefonları belli, istediğin zaman ara cevap veriyorlar.gece veya gündüz.
Hadi arkadaşlar haraketlenin çıkın mezarlarınızdan,küflenmiş kınlarınızdan çalışın, sorun, sorgulayın hadi optikçiler,hadi.

Yanıtla