Sinek

Yüksek diyoptrili gözlere sahip 1.74 indeks camı bende pahalı bulan lens kullanıcısı bir hastama bunları anlatıyorum.

Daha da devam edeceğim ama başımın üstünde dolaşan bir sineği kovmak için yaptığım el hareketlerim tüm anlattığımı boşa çıkarıyor. Doğrusu ya, hastamın çok alıcı olduğunu da zannetmiyorum. Yağmur yağmasa, ben tenteyi açmasam, o da yağmurdan korunmak için tente altına sığınmasa, nerede olduğunu anlamak için etrafına bakmasa, vitrinde ki çerçevelere göz atmasa, ben de ‘’ ilgilendiğiniz bir şeyler var mı? Yardımcı olabilirim ‘’ diyerek tentenin sahibi olduğumu hatırlatmaya kalkmasam belki bu diyalog yaşanmayacaktı. Ama bu pandemi döneminde dükkana zorla da olsa girmiş ikinci müşteri işte. Cumartesi Pazar’ı tatil olan bir haftanın ender müşterilerinden biri.

Aslında daha küçük ve etli bir çerçeve de daha ince durur camınız diyerek asetat ve yuvarlak bir çerçeve çıkarıyorum.. Kendisi de beğenir gibi oluyor ama, yine de diğerinin pahalı oluşunda bir hikmet vardır düşüncesiyle kolay teslim olmuyor. Çerçeveyi yüzüne emanet gibi oturtuyor. İstemeden taktığı belli. Yanına yaklaşıp çerçeveyi yüzüne oturtmak istiyorum , sonra corona aklıma geliyor, vazgeçiyorum.

Sinek hala etrafımda dolaşıp duruyor. Ne zaman etkili olacağına inandığım bir şey söyleyecek olsam ortaya çıkıyor. Hiç yer yokmuş gibi zaten yarısı maske ile kapalı burnumun görünen en uç yerine konuyor. Ben uzaklaştırmak için elimi salladıkça tekrar havalanıyor, beni ilgi ile dinlemekte olan hastamın bakışları arasında

Bakın bu fiyatı şuraya kadar çekmemize yardımcı olur diyerek 1,67 önereceğim cam listelerine yöneldiğim anda tekrar burnumun ucuna yerleşiyor. Arada çaktırmadan şap diye vurmaya çalışmadım değil. Ama komik duruma düşmekten de korkuyorum.. Bu yüzden ikide bir kolonyaya uzanıp hastama da takdim ediyorum. Kolonya sürmek için maskesini indirdiğinde belki satışa etkisi olur diye..

Ya, sizi bir yerden tanıyorum gibi diye bir yalan söyledim bu genç adama.

Önce şaşırarak baktı. Sonra memnun oldu gibi.

Yok beni tanımazsınız da ama abimi belki tanırsınız. Polis kendisi.

Haa yok dedim. Benzettim herhalde.

Fazla sohbet etmek niyetinde değilim. Bir an önce dikkatini gözlüklere yöneltmem gerek.

Bak bir de şu modelimiz var. Lens dışında evde takacaksınız ya, öyle pahalı bir şey olmasına gerek yok.

Bugün bir gözlük satarsam, en azından hafta sonu kendimi daha iyi hissedeceğimin farkındayım. O ise abisinde kalmış.

Buraya yeni taşındı. Bir üst sokakta oturuyor. Buradan sık sık geçer. Kesin görmüşsünüzdür.

Sinek, yine sinek. Bu sefer elimde tuttuğum gözlüğün etrafında dolaşıyor. Gözlüğü havada sallayarak

Belki de görmüşümdür diyorum. Genç,

Kesin tanırsınız. Cinayet büro amirliğinde kendisi.

Hah tamam anasını satayım. diyorum içimden. Benim de dört leşim vardı zaten.

Efendim dedi.

Umutsuz bir satışın ortasında kalmanın etkisiyle,

Aslında yeni gelecek modeller de var. Aceleniz yoksa onları da görmenizi isterim diyerek çıkması için fırsat tanıyorum.

O da önce bir dışarıya bakıyor. Yağmurun kesildiğinden emin olunca,

İyi olur . Daha bir 10 gün buradayım. Abimle uğrarız diyerek dışarı çıkınca, cam depolarından arta kalan paket lastiklerinden birini ortadan kopararak bir ucunu bir elimin parmağına dolayıp, diğeriyle de kalan ucunu tutarak sineğin peşine düşüyorum.

 

Metin Turanlı

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız