Sağlık Eğitiminde Skandal Hata

Son yıllarda gençler, garantili meslek grupları arasında yer olan sağlık sektörüne girebilmek için sağlık eğitimi veren kuruluşlara akın ediyor.

Bu alandaki Devlet ve özele ait meslek liseleri ile lisans düzeyindeki eğitim kuruluşlarında ciddi yoğunluk yaşanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından planlaması yapılan Özel ve Devlet Sağlık Meslek Liselerinde öğrenim gören öğrenci sayısı 90.000’e yaklaştı. Bu rakama 20.000 civarındaki lisans düzeyinde eğitim alanlar da eklenince yaklaşık 110.000 öğrenci şu anda sağlık sektöründe çalışabilmek için canla başla yarışıyor.

Ancak işin başka bir yönü hem yetkilileri hem de öğrenci ailelerini son derece huzursuz ediyor. Öğrencilerin teorik eğitimden daha fazla sağlık kuruluşlarında pratik eğitim almaları şart. İşte bu noktada yetkilileri kara kara düşündüren durum ortaya çıkıyor.

Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğrenci kontenjanı planlaması yapılırken mevcut sağlık kuruluşlarının kapasiteleri düşünülmedi ve bu durum dikkate alınmaksızın Özel Anadolu Sağlık Meslek Liselerinin her yerde plansız açılmasına müsaade edildi. Bu plansız politikalar sonucu öğrencilerin sağlık kuruluşlarında staj imkânları neredeyse imkânsız hale geldi.

Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu sorun karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Sağlık Bakanlığı öncelikle staj yapacak öğrenci sayısının, hastanelerde çalışan o alandaki personelin %33’ü kadar olmasını isterken, öğrenci sayısının fazlalığı yüzünden bu oran 2013-2014 eğitim öğretim yılı için %50’ye çıkarılmak zorunda kalındı.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı öncelikle ildeki lisans ve ön lisans düzeyinde eğitim veren okullara, daha sonra devlet sağlık meslek liselerinin staj ihtiyaçlarının karşılanmasını, bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra da Özel Anadolu Sağlık Meslek Liselerinin staj ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyor.

Plansızlığın sonucu ortaya çıkan bu tabloda; cezalandırılan iş bulma umuduyla Sağlık Meslek Liselerine giden öğrenciler mi, onlara umut bağlayan aileler mi, bu fırsatları değerlendirmeye çalışan müteşebbis mi, yoksa hepsi mi?

Dolayısıyla yukarıda anlatılan ve yüz binden fazla ailenin, genç fidanların ve müteşebbislerin problemi olan husus, defalarca gündeme getirilmesine rağmen konuya gereken hassasiyetin gösterilmediği görülüyor.