a balloon
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat

Plaka;

Atina’nın tarihi kent merkezi olarak adlandırabileceğimiz Plaka semti; geçmişi Osmanlı’dan önceye uzanan çok az yapı barındırmasına rağmen, kentin sürekli yerleşim görmüş en eski bölgesidir. Ülkemizde ise; sanayi ürünlerinde “Levha”, trafikte de araçların kimlik numaralarını gösteren metal tabelanın tanımıdır. Plaka; gerek yerleşim yeri, gerek levha olarak sağladığı imtiyazlarla, her kişiye göre farklı değere sahiptir. İmtiyaz, eğitimle […]

15 Şubat 2013 - 0:46 'de eklendi ve 2266 kez görüntülendi. A+A-

Plaka;

Atina’nın tarihi kent merkezi olarak adlandırabileceğimiz Plaka semti; geçmişi Osmanlı’dan önceye uzanan çok az yapı barındırmasına rağmen, kentin sürekli yerleşim görmüş en eski bölgesidir.

Ülkemizde ise; sanayi ürünlerinde “Levha”, trafikte de araçların kimlik numaralarını gösteren metal tabelanın tanımıdır.

Plaka; gerek yerleşim yeri, gerek levha olarak sağladığı imtiyazlarla, her kişiye göre farklı değere sahiptir.

İmtiyaz, eğitimle ya da zahmetli eğitimden kaçınan kısa yoldan köşe dönmecilerin siyasileri kullanarak kanun gücüyle elde ettikleri ayrıcalıklardır.

Ülkelerin gelişmişlik seviyesini, mesleki yeterlilik ve yetkinlik elde edilişindeki imtiyazlara bakarak da anlamak mümkündür. Gelişmiş ülkelerde mesleki yetkinlik elde etmek için donanımlı bir eğitim ön koşuldur.  En basit mesleklerin bile eğitimi ve seviyeleri vardır.  Mesleki yetkinlik elde edenler, mesleklerini icra etmek için meslek içi eğitime tabi tutularak bir nevi mesleklerini icra yetkileri için vize alır, yetkinlik kontrolünden geçirilirler.

Teknik eğitimin özveri isteyen uzun ve zahmetli sürecinden kaçınıp “alaylı” eğitimi tercih eden toplumlarda ise, bu tür yetkinlik elde edenlerle, akademik yetkinlik elde edenler arasında yaşanan menfaat çatışması, eğitimsiz tarafın tasfiyesi ile sonuçlanır.

Ahi’lik geleneği, günümüzde akademik eğitimle yer değiştirmiş fakat ruhuna da El Fatiha okunmuştur!. İnsanlar mı bozuldu? yoksa kanuni (örf-adet) yaptırımlar mı azaldı ikilemine düşerseniz, ikisinin de temelinde ki insan unsuru, dikkatlerden kaçırılmamalıdır!.

İnsan; çevresel etkilerle dokusu bozulabilen bir canlı türüdür!.  Bu nedenle çevrenin korunması da çok önemlidir!. Çevre koruma; mühendislik eğitimi ve toplumsal bilinçle sağlanabilmektedir.

Günümüzde mühendis gibi birçok meslek mensubu “yüksek öğrenim” dediğimiz üniversitelerden mesleki yetkinlik kazanarak iş hayatına atılmaktadır. Eğitimli yetişmiş elaman yoksunluğu döneminde “Lise” mezunlarının Devlet bürokrasisinde önemli makamlar elde edip, nadir olan üniversite mezunlarının ise direkt olarak çok etkin görevlere getirilmesi, toplumda üniversite mezunu sahada çalışmaz algısını yerleştirmiştir.

Her üniversite mezunu, devletin kapısına dayanıp sadece iş değil, unvan, makam, oda, masa, alt kadro ve makam aracı bekler olmuş, büyümekte ve teşkilatlanmakta olan devlet te uzun yıllar bu beklentilere olumlu cevap vermiştir.

Bu gücün siyasi kadrolaşma aracı olarak kullanılması, günümüzde niteliksiz insan yığınlarının siyasiler üzerindeki beklenti baskısını da arttırmıştır.

Popülist politikalara teslim olan siyasiler, yurt sathında akademik temeli olmayan “tabela” üniversiteler kurulmasına izin vererek, nitelikli eğitimin ayağa düşmesine ve ihtiyaç fazlası mesleki unvan dağıtılmasına çanak tutmuştur.

Plansız programsız arz fazlalığı beraberinde istihdam sorunu yaratmış, iş bulma zorluğu ise rekabete dolayısıyla maaşlarda önemli düşüşlere sebep olm(uş)aktadır.

Üniversitelilerin sahada çalışmaya soğuk yaklaşmaları, teknik işgücü açığını dolayısıyla ara meslek adamı ihtiyacını tetiklemiş ve mesleki kurslarla açık kapatılmaya çalışılmıştır.

Eczacılığı örnek alırsak, her eczanede yardımcı bir personel istihdam edilir fakat bu kadrolara yeni mezun eczacılar talip olmaz. Devşirme eğitimlerle “kalfa” yetişir, işi öğrenir, sermaye sahibi olur ve yanında gizli mesul müdür eczacı çalıştırır eczane işletir!.

Fakültelerden yüzlerce eczacı mezun olur, mali gücü yerinde olan deneyimsiz olarak eczane açar yada devir alır, şansı yaver giderse ayakta kalır yada kapatır başka işlerde şansını dener. Bir kısmı da Devlete sığınır kamu personeli olma mücadelesi verir.

Günümüzde bir çok branşta istihdam sorunu vardır ve üniversiteler devamlı bu dallarda mezun vermeye devam eder. Artık iş bulmak için sadece diploma yeterli değildir. Başka nitelik ve becerilere de sahip olmak gerekmektedir.

Sektörümüzde de benzer bir durum tehlikesi söz konusudur ve bu gelişme, hem yeni mezunları, hem de “ruhsat sahibi alaylı” kesimi rahatsız etmektedir.

Bu güne dek meslek adamı yerine “ruhsat” üreten kurslar – okullar, çoğalmayla arz fazlasına neden olacak, “ruhsat” ve kerameti kendinden menkul “M.Müdür” piyasası olumsuz etkilenecek, “abdurrahmançelebilerin” gelecek vizyonunu bozacaktır.

Endişe duyanların bilinçaltındaki zihniyet ile Taksi – minibüşÇÜ zihniyeti arasında bir çok benzerlik bulunur. Mesleki tanım tamlaması dışında en belirgin olanı, kanun gücü ile elde ettikleri imtiyazdır.
GözlükÇÜ’nün ki RUHSAT, MinibüsÇÜ’nün ki PLAKA dır.

Her iki meslek adamı da yasa ile elde ettiği “ruhsat – plaka” imtiyazı ile rekabetsiz PARA KAZANMA kolaycılığını kaybetmek, paylaşmak İSTEMEMEKTEDİR.

Doğru işleyen piyasalarda bolluk rekabeti, rekabet de kaliteyi yükseltir.

Zor olan; vasatlığı aşıp, kaliteyi yükseltebilmektir!.

Saygılarımla

Sabit SALMAN

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
Türkiye Göz Sağlığı Araştırması Türkiye Göz Sağlığı Araştırması

Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı bir konumdadır. Gözlük kullanma oranı gelişmiş ülkelerde % 55 civarında olu...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayra...

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır...

Tek gözü görmeyenler ehliyet alabiliyor Tek gözü görmeyenler ehliyet alabiliyor...

Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenler de belirli koşulları taşımaları halinde sürücü belgesi sahibi olabilir.....

Vefat ve başsağlığı Vefat ve başsağlığı

Merhumeye Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Sevenlerine, Camiamıza Sabır ve Başsağlığı Dileriz....

HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTERMİSİNİZ?(13 Yorum)
Subscribe
Bildir
guest

13 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
1962-omer
1962-omer
16 Şubat 2013 13:26

İNSAN BİLDİĞİ KADAR SORUMLUDUR ÇOK BİLMEK BÜYÜK BİR HASTALIKTIR her kesi küçümseyenin dostu olmaz bu rahatsızlığın sebebi ne HER konuda her şeyi en iyi ve MÜKEMMEL hissine kapılandır ÇÜNKÜ anlattıkları O KADAR SÜSLÜ o kadar mükemmel ki DİĞER meslektaşlar karşısın da aşağılık duygusuna kapılmaktan kendilerini kurtarma mücadelesi verirken o zatın sesi duyuldu BEN bunu yapacağım dediği DUYULDU kendisini FİKRİNİN SORULACAĞINI ZANNETTİ AMA YANILMIŞTI O sebeble kavramları ÇÜRÜTÜRLER böylece gerçege ULAŞMADAN yalanları BİR başka YALANLA GERÇEĞİ BOYAMAK DAHA BASİTTİR BUNDAN BÖYLE GERÇEKLER İNADINA GERÇEKLERDİR YAŞADIĞINIZ YAŞATTIĞINIZ DAHA ÇOK BİLDİKÇE DAHA ÇOK MUTSUZ OLACAĞINI DA BİLİYORSUN ÇÜNKÜ ÖĞRENME İSTEĞİN VE ŞEVKİN DE… Read more »

sabit salman
sabit salman
16 Şubat 2013 16:42
Reply to  1962-omer

Çok mu zordur kişinin karşısındakine kendini, kendi ifadeleriyle yazılı anlatması?
Neden gereksiz zorlamalara, alıntılara, intihallere başvurur ki kişi?
Algı eşiğinin dibine vurmuş ahalinin edebi derinliğini pür perişan etmek, Hak mıdır şimdi?
Madem Hak diyorsun, peki neden o zaman bütünü verip de algı çıtasını atlatmıyor, boşlukta bırakıp çelişki yaşatıyorsun ahaliye?
Ver Serhat Şeftali’nin yazı linkini, http://www.zaman.com.tr/aile-saglik_herkesi-kucumseyen-bir-insanin-dostu-olmaz_5948.html
De; aha ben böyle düşünüyorum!. Bilsin ahali fikrini de zikrini de!.
Ha daha da derinleştir, ver Uğur Yaman’ın “Farkındalıklar Artınca Mutlu Olmanın Zorlaşması” yazı linkini, http://albastropos.blogcu.com/farkindaliklar-artinca-mutlu-olmanin-zorlasmasi/5161232
okuyup anlasınlar söylemek istediklerini,
kişisel çıkarımda bulunsunlar,
GÖR’üp AY’sınlar,
Ne dersin?

levent
levent
16 Şubat 2013 17:42
Reply to  sabit salman

okudum sizi anlatmış 🙁

çiğdem murtazalar
çiğdem murtazalar
16 Şubat 2013 19:57
Reply to  sabit salman

aslında yazılarınıza yaptığımız yorumlar sizin değerinizi arttırıyor gibime geliyor.bundan sonra yazılarınıza değil yorum yapmak okumak bile istemiyorum.
şahsi fikrim yazılarınızı okumadan geçsinler.

sabit salman
sabit salman
18 Şubat 2013 13:38

Sayın Murtaza; Yorumunuzu okuyunca Türk edebiyatının usta kalemi Orhan Kemal’in, insanın en çapraşık durumlarından birini kara mizah yüklü bir dille anlattığı ünlü romanının başkarakteri olan Bekçi Murtaza’yı anımsadım.

Önermenizle; Otorite ile doğru kavramı arasında sıkışıp kalan, doğruculuğundan ödün vermemek için çabaladıkça daha çözümsüz durumlara düşen bireyin acıklı durumunun benzeri bir ruh halini yansıtıyorsunuz

Sağlığınızı koruma adına benim de tavsiyemdir; lütfen yazdıklarımı okumayınız!

mustafa yazıcı
mustafa yazıcı
16 Şubat 2013 11:38

ARTIK AKIL DEĞİL GÜDÜLER YÖNETİYOR GÜDÜLER DE TEK BİR KELİME ETRAFINDA
ŞEKİLLENİYOR OTURDUĞUNUZ YERDEN YAZMAK ELBETTE KOLAY

sabit salman
sabit salman
16 Şubat 2013 17:03

HSYK’sı, TSK’sı, iş dünyası, medyası, bürokrasisi artık tek bir saikle hal ve tavır alıyor:
“Tek adama biat!”
Artık akıl değil, güdüler yönetiyor. Güdüler de tek bir kelime etrafında şekilleniyor:
“Korku!”
Yukarıdaki cümle ne kadar da tanıdık geliyor kulağa değimli? Sayın Yazıcı!.
Cümle; doğru kelime vurgusu ile sonlanınca anlam bütünlüğüne kavuşur!.
Daha önce de benzer bir alıntıyı alıp kendi ifadenizmiş gibi yayınlamıştınız.
madem bir alıntı yapıyorsunuz kaynağını da yazın ki millet bakıp ne demek istendiğindi anlasın!. Diye de ikaz etmiştim sizi hatırlarsanız!. Bu seferki alıntınız gazeteci Ülsever’den!. http://www.odatv.com/n.php?n=olmadi-suleyman-soylu-olmadi-1309121200
Sahi kendinizi yazılı ifade etmek çok mu zor?

mustafa yazıcı
mustafa yazıcı
16 Şubat 2013 20:46
Reply to  sabit salman

sayın salman çok muhterem çok zeki ve çok eğitim ve kültürlü insansınız sizinle
tanışmak isterdim açıkçası kabul ederseniz

Göray ve İlhami
Göray ve İlhami
15 Şubat 2013 14:01

Zürafanın düşkünü, beyaz girer kış günü.

Sonunda şifayı kapıp da şaşırınca.

Bana gel, beni dinle, iyi yaz.

Defteri, kalemi al, iyi yaz.

Nane, limon kabuğu, bir güzel kaynasın aman.

İçine hatmi çiçeği, biraz çöreotu katasın aman.

Hatta biraz tarçın, bir tutam zencefil aman.

Bin derde deva geliyor.

BİRAZ DAHA SABRET GÜZELİM…

Yukarıda yazılanlar çok sevdiğimiz sanatçı Barış’ın sözleriydi. Toprağı bol olsun.

LEVENT
LEVENT
15 Şubat 2013 13:26

Çiğdem Hn.Öncelikle şunu belirmek isterim o uzun yazının yanında kısa yazınız çok anlamlı olmuş tebrik ederim.İ Gelelim yazıya;Önce yazıdan olan bir kaç bölümü kopyala yapıştır yapayım.(statükocuyum ya o bakımdan:) ) ****imtiyaz, eğitimle ya da zahmetli eğitimden kaçınan kısa yoldan köşe dönmecilerin siyasileri kullanarak kanun gücüyle elde ettikleri ayrıcalıklardır. ****Teknik eğitimin özveri isteyen uzun ve zahmetli sürecinden kaçınıp “alaylı” eğitimi tercih eden toplumlarda ise, bu tür yetkinlik elde edenlerle, akademik yetkinlik elde edenler arasında yaşanan menfaat çatışması, eğitimsiz tarafın tasfiyesi ile sonuçlanır. Sayın Sabit Bey, Yazınızı dikkatlice okudum,Ben ve benim gibi ruhsatlarını kursla veya sınavlarla alanlara dokundurmuşsunuz.Bu meslek geçmişi olan bir… Read more »

LEVENT
LEVENT
15 Şubat 2013 15:51
Reply to  LEVENT

Okuyunca eksik yazdığımı fark ettim sözüm sana Sabit efendi biz alaylılar optisyenlik vardıda okumadıkmı?

çiğdem murtazalar
çiğdem murtazalar
15 Şubat 2013 19:52
Reply to  LEVENT

Okumadık mı???
BRAVO.
sAYGILAR LEVENT BEY:)

çiğdem murtazalar
çiğdem murtazalar
15 Şubat 2013 11:40

Hangi meslek dalı olursa olsun bidefa insanları yaptıkları işlerle sorgulamak veya yermek kimsenin haddi değildir. acil ulaşımda aracımız yoksa yanadöne taksi bekleriz ve bindiğimiz taksideki şöföre canımızı emanet ederiz TAKSİCİ Sokaklara gelişi güzel çöplerimizi atarız toplarlar aksi olursa gün gelir sokaklar kokar.ÇÖPÇÜ Fabrikalarda çalışan binlerce emekçi sayesinde giyinir yer gezeriz.İŞÇİ… Yıllardır emeğiyle bileğiyle görmemizi sağlayan sanatçı zanaatkar GÖZLÜKÇÜ… BULA BULA BULA…VS BUNLARIN HEPSİ ALAYLI DEĞİLMİ SAYIN KİMLİĞİ BELİRSİZ BEY. Peki halk dilinde okumuş mürekkep yalamış doktora bile söylenen DİŞÇİ… Çİ-ÇÜ eklerini atalım okumuşları alalım. Bununla beraber düşen kaliteyi ve ayaklar altı olan insan sağlığını. tanımınızla ALAYLI dediğiniz insanların önünde diz… Read more »

Hocaoğlu Optik
SON EKLENEN HABERLER
Türkiye Göz Sağlığı Araştırması Türkiye Göz Sağlığı Araşt...

Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik...

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...

Tek gözü görmeyenler ehliyet alabiliyor Tek gözü görmeyenler ehli...

Renk körleri herhangi bir şart aranmadan, tek gözüyle görenl...

Vefat ve başsağlığı Vefat ve başsağlığı

Merhumeye Allah’tan Rahmet, Kederli Ailesine, Sevenlerine, C...

Yakın gözlüğüne alternatif damla eczane raflarında yerini aldı Yakın gözlüğüne alternati...

Damlanın 40 yaş üstü bireylerde daha etkili olduğu ve 6 ile ...

Dikkat, konjonktivit mevsimi başladı! Dikkat, konjonktivit mevs...

İçimizi ısıtan bahar aylarına geçiş döneminde uyanan doğa, m...

2024 yılı stajyer maaşı ne kadar? 2024 yılı stajyer maaşı n...

İş dünyasına adım atmak, öğrenmek ve deneyim kazanmak isteye...

Mesul Müdürlerin İzin Hakkı Mesul Müdürlerin İzin Hak...

Ve yaz geldi. Optisyenler izini hakketti. Şimdi izinler nası...

Sivas’ ta Bayramlaşma Sivas’ ta Bayramlaş...

Valimiz Sn. Yılmaz Şimşek'in ev sahipliğinde, düzenlenen bay...

‘Gözlük’lere dikkat! ‘Gözlük’lere dikkat!...

Ülkemizde gözlük sektörü milyonlarca dolarlık önemli bir sek...

Magazin HABERLERİ
Web TV