Pardon, bilinçaltım açık kalmış!

İnsan beyni sürüngenler dekine çok benzer bir alt beyin ve sadece üst düzey memelilerde bulunan bir üst beyinden oluşmuştur.

Yani korteks dediğimiz üst beyni çıkarırsak geriye içgüdülerin, korkuların, travmaların, cinsel davranışların depolandığı bir sürüngen beyni kalır. Bizi hayvanlardan ayıran şey ise o alt beyinden gelen mesajları, korteksimizle yorumlayarak bir davranışa dönüştürmemizdir.

Şimdi tam bilişsel sinirbilim hocam gibi konuşmaya başladım ama bu korteks önemli bir mesele. Mesela alt beyin „açım, yemek bul“ derken, korteks „hangi restorant daha yakın, fiyatlar ne durumda, yemek çıkışı akşam trafiğine kalır mıyım?“ gibi hesapları yapandır. Böyle bakınca alt beyin çok da bir numarası yok gibi duruyor ama aslında kimimizin çok da güvendiği „iç sesi“ işte bu alt beyinden gelir. Bazen bir karar almadan önce içinizden bir ses öyle yapmanızı ya da yapmamanızı söyler ya, okuduğum bir makalede bilim insanları bunların önceki deneyimlerimizin küçük bir özetinden geldiğini söylemişti. Yani beynin yaşam boyunca aldığı dip not’lar diyelim. Peki ne kadarı doğru bu dip notların?

Dönelim çocukluğunuza, sobayı görmüş olanlar bir dakika için benimle birlikte sola ayrılabilir mi? Evet, şimdi 2 yaşındayız, babaannemizin evinde yeşil bir soba var. Siz ona yaklaştınız ve büyük bir merakla elinizi üstüne sürdünüz ve tabi ki eliniz yandı. Bu anıyı hatırlama ihtimaliniz pek söz konusu değil, ancak bir sobaya dokunmamanız gerektiğini büyük bir acıyla kaydettiniz beyninizin derinliklerine. Peki ya yeşil? Yeşil rengi hiç sevmiyorsunuz. Üst beyninizde bir açıklaması yok, hatta bunun üzerine hiç düşünmediniz bile belki ama yeşil metal bir gözlük çerçevesi sizin için çok itici. İşte bu da aldığımız gerçek dip notların yanında farkında olmadan aldığımız yanlış mesajlar. Mesela çocukken bir yerden duymuşuz „para hic kolay kazanılmaz“, belli ki bunu söyleyen kişi için bu böyleydi. Peki ya siz? Siz onunla aynı kişi misiniz? Aynı becerilere, aynı donanıma, aynı potansiyele hatta aynı hayat sınavlarına mı tabisiniz? Bence hayır.

Neyse dönelim beyne, peki başka ne var bu alt beyinde? Telefonun arka planda çalışan uygulamaları gibi açık ve siz farkında olmadan bataryanızı bitiren uygulamalar var. Evet belki tam da şu anda ayın sonunda ödenecek senetleri, muhasebecinizle konuşmanız gereken o meseleyi, son zamanlarda performansı düşen çalışanınızı aktif olarak düşünmüyorsunuz. Ama dikkatli baktığınızda bu konu duruyor orada, içten içe varlığını hatırlatıyor size.
Biraz incelediğinizde arkada açık bir sürü uygulama olduğunu göreceksiniz. Bunlar sizin bilinçaltınızda öylece açık bırakılmış duruyor.

Bütün bu bilinçaltı dediğimiz şey, astrolojide 12. Evle bağdaştırılıyor. 12. Ev balık burcunun, Neptün gezegeninin ve bizim arkada açık duran uygulamaların evi. Buraya ulaşmak her zaman çok kolay değil, bazen kişilerin haritalarında duyguları sembolize eden ay bu eve düşüyor ve kişi duygularına pek de kolaylıkla ulaşamıyor. Bazen dişilik, venüs bilinçaltında kalıyor ve bunu ortaya koymak çok güç oluyor. Her düğümün bir düğümlendiği nokta olduğu gibi, çektiğinizde açılacağı bir ip ucu da var. Bugün biraz buraya bakalım mı? Arka planda neler açık? Güne %100 enerjiyle başlıyor ve daha öğleni bulmadan çoğunun harcandığını mı fark ediyorsunuz? Belki müşterilere, bazen ekip arkadaşlarınıza karşı tahammülünüz düşüyor, normalde vereceğinizden farklı tepkiler veriyorsunuz. Bazen bana da zor geliyor ama bir 20 dakika durup arka planda nelerin açık olduğuna bakabiliriz. Astrolog yorumum ise: Bir düğüm varsa onun bir çıkış yolu da var. Haritanızda 12. Evde bulunan ayın, başka bir gezegene güzel bir açısı da olabilir, ipin ucunu bir çekmek lazım, gerisi gelir.

Sağlıkla kalın!

Çağla Akagündüz Güler
akagunduzcagla@gmail.com