Mesai saatinde bilgisayarda oyun oynamak gerçekten tehlikeli. Çünkü, sizi işten soğutabiliyor. Oyun, feys’e bakmakla, gazeteleri okumakla aynı şey değil.
30 Nisan 2016 - 11:09 'de eklendi.
Kendinizi oyuna kaptırdıysanız, ayakta karşılamanız gereken müşterinizin,çantasını açıp, gözlüğünü çıkarması için geçen süreyi dahi, (pek hoş bir şey değil ama)oyunda değerlendirmek istersiniz…
Başkasında ayıplayacağım bu davranışı çok ta sürdürmeyip, okey’ i kapatıyorum. Karşımda ki oyuncu eli bitirdi de, ayrıca puan kaybetmekten kurtuldum. Oyun oynadığım fark edilmesin diye de diğer pencerede medula sayfasını açtım ve tanımadığım biriyle duran polis memuru Cemal’e döndüm.
–Bu arkadaşın gözlüğü kırılmış. Parası da yok. Bir şey yapabilir misin?
–Bakarız
Diyorum isteksizce yerimden kalkarak. Gözlüğün sapı, menteşesiyle beraber kırılmış. Yüksek diyoptrili de bir gözlük.
–Şimdi bu çerçeveleri artık karbon tarzı malzemeden yapıyorlar ya, hafif olsun diyerek… Kırıldı mı da tamiri falan olmuyor.
Adama bakıyorum. Endişeli. Bu tavrı çok iyi tanıyorum. Ayfonum suya düştüğünde cep telefonu servisinde ben de aynı duyguyu yaşamıştım. Rahatlatmak için ismini soruyorum. Adamda ses yok. Cemal’e bakıyorum.
–Afganistanlı Mülteci. Diyor.
–35 kişiler. Sarı limandan tekneyle Simi’ye kaçarken, tekneleri su almış. 3 kişinin cesedini bulduk. Bu da can pazarında gözlüğünü kırmış. Adı Cafer .
Caferin bizi anladığını ama konuşamadığını da söylüyor.
Camlarını aktardığım bulabildiğim en ucuz bir çerçeveyi yüzüne takarken hiç de minnettarlık duymuyor Cafer bey. Hala üzerinde ıslaklık varmış gibi üşüyor mu ne? Cemal,
–Bu da sevabın olsun. Diyerek kolundan tuttuğu mülteci ile dükkandan çıkarken arkalarından konuşuyorum.
— Böyle zoraki sevaplar da çok olmaya başladı son günlerde..Adamlar binlerce yuro verip ölüyorlar,bize gelince sadakan olsun.İyi be!
Üstü başı benden iyi.Afganlıları hep aynı tür yerel kıyafetlerle görürdüm televizyonlarda.Böyle modern giyimli Cafer ben de hayal kırıklığı yarattı.
Okey de kaybettik ya, Rambo’ ya geçtim. 2600 puana kadar yükseldiğim oyunda değişik silahlarla 350 kişiyi öldürdüm. Hiç yara almadan. Ama her seferinde filmlerin esas oğlanı gibi geym ovır olmaktan da kurtulamadım. Öldür öldür bitmeyen bilgisayar adamları gibi bu mülteciler de bitmiyordu.
Hemen hergün yol üzerinde ki emniyetin bahçesinde gördüğüm insan kalabalığıydı onlar. Hastahane bahçesinde kontroldan geçenlerde onlar. Bizim mahallede 50 metrekare evde 15 kişi kalanlarda onlar…
Sevmiyorum mültecileri. Hepsi eğitimsiz. Gittikleri yer de huzursuzluk sebebi. Şimdi buraları da bozacaklar. Bize hiç bir katkıları yok.
Ayrıca??
Yaaa, aslında bir sormak lazım derneğe. Bunların içlerinde faydalanabileceğimiz bir şeyler olabilir mi?
Optisyenlik falan gibi? Aralarında diploma sahibi falan varsa, 3 kuruş paraya çalıştırsam fena mı olur? Hem iyilik yapmış olurum, hem de bu optisyenin tafrasından kurtulurum.
Evet ya! Dur bi yoklayalım bakalım.
–Aloo optisyenler derneği mi?
Metin Turanlı
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...