Mavi ışık korumasını öne çıkararak Kimi? Neyi? Kimden? korumayı hedefliyoruz?
21 Ocak 2022 - 18:25 'de eklendi.
Değerli Meslektaşlarım,
Uzmanların, uzmanlık alanlarıyla ilgili bilgi ve görüş aktarmalarını çok önemsiyorum.
Sanal alemde yayınlanan her bilgi, bir başka yazı ya da görüş için referans teşkil edebilmekte. Bu nedenle kimi zaman editörün dikkatinden kaçan hatalı ya da eksik bilgilerin düzeltilmesi de gerekiyor. Aksi takdirde yayınlanan metin genel kabul gören kaynağa dönüşmekte. Zaman zaman böylesi eksik bilgi içeren uzman makalelerine karşı tamamlayıcı bilgilendirme yapma gereği duymaktayım.
Sayın Prof.Dr. Banu Coşar “Koronavirüs günlerinde mavi ışıktan korunulmalı!” Başlıklı son yazısında; Ampuller ve floresan lambalar, son 15-20 yılda yerini LED (“light emitting diod”) ışıklandırmaya bıraktı. Beyaz ışıklı LED, içinde mavi-ışık ve fosfor barındırmaktadır. Görüşünün devamında, mavi ışığın görme sağlığına zararlı etkilerini sıralamış.
“Kanun gücüne dayalı para kazanma modeline” nasıl karşıysam, korku söylemi üzerine inşa edilmiş pazarlama modeline de karşıyım.
Özellikle pazarlamada doğrunun çarpıtılmasını, sunumda korkunun istismar edilmesini, Ahlaken, vicdanen ve en önemlisi deontolojik olarak doğru bulmuyorum.
Ürün ya da hizmet alımını teşvik eden tanıtımlarda kullanılan argümanların mevzuat boyutu nedense görmezden gelinmekte.
Mesela “Genel Ürün Güvenliği Yönetmeliği” hakkında ne biliyoruz? www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/03/20210311-18.htm
Satış sorumluluğunu üstlendiğimiz ürünlerin hangi standartlarda tüketiciye sunulması gerekiyor? Bu konuda ne kadar fikir sahibiyiz?
“Bilgi okur yazarlığı” ve “Bilinçli tüketici” kavramı bu noktada önem kazanıyor.
Ürünün ambalajında yer alan bilgilerin, sembollerin, özel kodların ne anlam taşıdığı hakkında gereği kadar bilince sahip miyiz?
İş sağlığı ve güvenliği kanununa göre işkolları tehlike sınıflarına ayrılmıştır. Her iş kolunda uygulanacak iş güvenliği önlemleri ilgili yönetmelikte detaylandırılmıştır. İş güvenliği kanununun ve yönergelerinin kullanılmasını mecbur tuttuğu koruyucu ekipmanların sahip olması gereken nitelikler ise TSE tarafından yayınlanan Standartlara tabidir.
Koruyucu ekipmanların bu yönergelere ve standartlara uygun üretilmiş olması esastır.
Ürün Güvenliği Çatı Mevzuatı (Kanun ve Uygulama Yönetmelikleri) Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği kuran 1/95 sayılı AB-Türkiye Ortaklık Konseyi Kararı (OKK)’nın 8-11 inci maddeleri ile Türkiye’nin AB’nin ürünlere ilişkin teknik mevzuatını iç hukukuna dâhil etmesi hükme bağlanmıştır.
Uyumlaştırma çalışmaları kapsamında, Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 11 Ocak 2002’de yürürlüğe giren 4703 sayılı “Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun” ve bu Kanunun uygulama yönetmelikleri ile ürünlere ilişkin teknik mevzuatın etkin bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli hukuki altyapı oluşturulmuştur.
Bu Kanunun amacı; ürünlerin piyasaya arzı, uygunluk değerlendirmesi, piyasa gözetimi ve denetimi ile bunlarla ilgili olarak yapılacak bildirimlere ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
4703 sayılı Çerçeve Kanun gerek dış ticarete konu gerekse iç piyasaya arz edilen ürünlerin insan sağlığı, can ve mal güvenliği, hayvan ve bitki yaşam ve sağlığı, çevre ve tüketicinin korunması açısından sahip olması gereken asgari güvenlik koşullarını sağlanması, teknik düzenlemelere uygun ve güvenli olmasını temin etmek amacıyla hazırlanmıştır.
AB mevzuatının güncellenmesi ve ulusal ürün güvenliği sistemimizde ortaya çıkan ihtiyaçlar nedeniyle, 4703 sayılı Kanunun yerine geçmek üzere 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu 12.03.2020 tarih 31066 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yukarıda zikredilen Çatı mevzuatının emrettiği koşullara ve standartlara uygun üretilmeyen ürünün satışı yasaktır, tespiti halinde toplatılması yasa hükmüdür. Kısaca halk sağlığını tehdit edecek bir ürünün satışı söz konusu olamaz.
Kullanımı zorunlu “zarar verici” içeriğe sahip ürünler (kimyasallar, ışınlar vs) kontrollü ortamda kabul edilebilir limitlerde, doğru koruyucu ekipmanlarla kullanımına izin verilir. Günlük yaşamda kullanılan “yapay ışık kaynakları, elektronik cihazlar vb ekipmanlar” yukarıda zikredilen yönetmelikler kapsamında üretilir ve kullanım onayı çıktıktan sonra satışa sunulur.
Sayın Prof. Dr. Coşar yazısında; “Beyaz ışıklı LED, içinde mavi-ışık ve fosfor barındırmaktadır” tespitinde bulunmuş.
Led ürün açıklamasında ise ; Kompakt floresan lambalar cıva içerir. Bu nedenle kırılırsa ve kullanıcıyla temas halinde sağlığa zararlı olabilirler. Bunun aksine LED ampuller toksik ürün içermez ve kullanımı kolaydır. Denilmektedir.
https://led-hallenbeleuchtung.com/tr/led-beleuchtung-und-sicherheit/
Linkte ürünlerin güvenliği ve parlama risk seviyelerine de yer verilmiş olup açıklamada; Lambaların ve armatürlerin CE işareti satış için zorunludur ve RG1’i aşarsa fotobiyolojik risklerle ilgili sınıflandırmalarının belirtilmesini gerektirir.
Göz hasarı riskini sınırlamak için, LED aydınlatma RG1 sınıflandırmasını aşmamalıdır.
RG0 ve RG1 gruplarına ait odalarda bulunan genel aydınlatma ekipmanları, normal kullanım koşullarında gözler için risk oluşturmaz. Denilmektedir.
Bugüne kadar literatürde bahsi geçen Fotobiyolojik ürün güvenliği konusunun da ayrıca irdelenmesi gerekiyor. (Lambalar ve lamba sistemlerinin fotobiyolojik güvenliği TSE Standart No: TS EN 62471-5) https://nefotobiyolojik faktörü dir.ileilgili.org/fotobiyoloji
Pazarlama dilinde kullanılan “korkutma” ve “gerçeğin örtülerek” ürün pazarlanması ve zararlı yapay ışık kaynağı mavi ışığın makalelerde de ucu açık ifadelerle şüpheye dayalı zorlama bir pazar açma girişimi de tartışmaya açılmalıdır.
Makalede; Deneysel çalışmalarda, mavi ışığın retinada (gözün ağ tabakası) hasar yarattığının gösterildiğini söyleyen Prof. Dr. Banu Coşar, “Ömrümüz boyunca maruz kaldığımız mavi ışığın, görme kaybına yol açan yaşa bağlı sarı nokta hastalığında rolü olabileceği yönünde de çalışmalar mevcut. Ancak yaşa bağlı sarı nokta hastalığının oluşumunda pek çok faktör söz konusu ve tek başına mavi ışığın etkisi henüz kesin ispatlanmış değil.” Tespiti konu hakkında kullanılan pazarlama diline ışık tutmaktadır.
Mobil iletişimde radyo frekanslarının radyasyon yaydığı biliniyor. Bu, bir tür iyonlaştırıcı olmayan radyasyon. (Mikrodalga ısıtıcılarda buna dahil) Bu ürünlerin halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini önleyici tedbirler ve sahip olması gereken nitelikler çatı mevzuat içinde yer almakta.
Öldürücü etkisi kanıtlanmış iyonlaştırıcı radyasyonun kullanıldığı gerek Laser, gerek Nükleer tıp tedavileri doz ölçer denetiminde izolasyonlu, havalandırma filtresine sahip, özel koruma altına alınmış odalarda uygulanmasına izin verilmektedir.
Tüm bunları düzenleyen, denetleyen mevzuatla korunan kitlelerin sağlığını tehdit edecek RG1 sınıfını aşan yapay ışık kaynağı ürünün satışı mümkün olamayacağına göre;
Mavi ışık korumasını öne çıkararak Kimi? Neyi? Kimden? korumayı hedefliyoruz?
Saygılarımla
Hakan Ertunk
Gözlükçü
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Online ticarette taklit ürün sorunu kangren oldu. Tüketici ş...
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...