Özgüven eksikliğine dayalı “gelecek kaygısı” sağlıklı düşünceyi hapsedip, yaşamı hayali çizgilerle sınırlandırılmış esarete dönüştürmekte, doğru hamle (atlım) cesaretini kırmaktadır. “öğretilmiş çaresizlik” olarak da adlandırabileceğimiz bu davranış biçiminden sıyrılamayanların “korktuğu sonla karşı karşıya kalması” kaçınılmazdır. Ülkemiz çok önemli değişimlerden geçmekte, gelişmekte, refah seviyesi yükselmekte, yaşam süresi uzamakta buna bağlı ihtiyaçlar farklılaşmakta, geleneksel yaşam biçiminden, hızlı tüketim […]
11 Şubat 2013 - 23:04 'de eklendi.
Özgüven eksikliğine dayalı “gelecek kaygısı” sağlıklı düşünceyi hapsedip, yaşamı hayali çizgilerle sınırlandırılmış esarete dönüştürmekte, doğru hamle (atlım) cesaretini kırmaktadır.
“öğretilmiş çaresizlik” olarak da adlandırabileceğimiz bu davranış biçiminden sıyrılamayanların “korktuğu sonla karşı karşıya kalması” kaçınılmazdır.
Ülkemiz çok önemli değişimlerden geçmekte, gelişmekte, refah seviyesi yükselmekte, yaşam süresi uzamakta buna bağlı ihtiyaçlar farklılaşmakta, geleneksel yaşam biçiminden, hızlı tüketim modeline geçilmekte, barınma, ısınma, iletişim, ulaşım, alışveriş alışkanlıklarımız da yerini teknolojik gelişime bağlı modern çözümlere bırakmakta.
Yeni yaşam modelinde hızla yerini alan AVM’ler de, Kent kültüründe kendi hinterlandını oluşturmakta.
“Taze terse sinek konar” misali, toplumun perakende alışkanlıklarını değiştiren bu yeni merkezler, başta cadde mağazacılığı için önemli bir tehdit oluşturmuş olsa da, doygunluğa bağlı olarak özellikle megapollerde, tüketicinin tekrar cadde mağazacılığına geri dönüş yapmakta olduğu gözlenmektedir.
Yeni AVM mimarisinde de “cadde akımın” etkisi görülmektedir.
Barınma alışkanlıklarını incelediğinizde, country yaşam biçiminin pompalandığı dönemde, kent banliyölerine kaçış ve villada yaşam tarzı yükselişe geçmiş, fakat şehir yaşamından uzaklaşmanın monotonluğu sonucu tekrar kent merkezine dönüş hızlanmıştır.
Bu değişim kent merkezlerinde yeni barınma modellerinin gelişimini tetiklemiş ve “rezidans” akımı hakim olmaya başlamıştır. Maalesef şehir plancılığından nasibini almamış meslek adamları ve popülist politikalara teslim olmuş siyasiler sayesinde, kentler imar talanına maruz kalmıştır.
Benzer süreçlerden geçmiş gelişmiş ülke modelleri incelendiğinde, günümüzün modern barınma kompleksleri olarak sunulan projeler, orta gelecekte popülaritesini yitirerek kentin kriminal unsurlar içeren gettolarına dönüşecektir.
Bu nedenle kentsel dönüşüm projelerinde cadde – bulvar olgusunu öne çıkaran uygulamalar, ileride en çok prim yapan popüler merkezler olacaktır.
Her şeyi içinde barındıran yeni yaşam komplekslerinde alışveriş her ne kadar canlılık gösterse de, yerleşik tüketici üzerinde bu durum bir süre sonra monotonluk yaratmakta ve kentin popüler caddelerinde vakit geçirme süreleri uzamaktadır.
Gelecekte de Cadde Mağazacılığı önemini/konumunu koruyacaktır.
Cadde mağazacılığı konseptinde de gelişime bağlı değişimler yaşanmaktadır.
Cadde gözlükçülüğünün de bundan etkilenmesi kaçınılmazdır. Özellikle fast food kültürüne uygun “güneş gözlüğü & saat & aksesuar” sunanlarla “optik mağazacılığı” ayrışması hızlanacaktır. Bu aşamada “sermaye” kararını netleştirecek ve yol tercihinde bulunacaktır.
Optisyenlik mesleğine hakim nitelikli elemanın öneminin öne çıkacağı bu yeni modelde, mevcut pazarlama dilini ve yöntemini kullananların tüketici karşısında zorlanacağını ve tasfiye olacağını şimdiden söylemek mümkün.
Mesleğine hakim olup, müşterisinin beklentilerine doğru yerde, doğru mekanda, doğru çözüm sunabilme becerisini sürdürebilir kılanlar, olumsuz gelişmelerin yıkıcı etkisini hissetmeyecektir.
“Alışverişini marketten yaparsın ama cenazene mahalle bakkalı gelir” doğru bir tespit olmasına karşın günümüz gelişmesine ayak uydurabilen “dinamik bakkal” kahramanca mücadelesini sürdürebilmektedir.
Bunun için; özel ilgi, samimi hizmet dili, ekonomik fiyat, güncel çeşidi, kolay ulaşılabilen ve konforlu bir ortamda sunması gerekiyor.
Organize perakende devleri artık gözünü mahalle aralarına diktiğinden dolayı işleri her geçen gün daha da güçleşen Bakkal amca’nın, gelişmeye direnebilmesi için meslektaşlarıyla organize olup yerel birleşik mağazacılık modelleri geliştirmesi gerekmektedir.
Sonu ; çü – cü – ci – çi ile biten geleneksel meslek tanımı yerini yeni tanımlara bırakmakta!.
Kendinizi nasıl tanımladığınızı, kendi kendinize sormadan önce, yazıyı baştan tekrar okuyunuz lütfen!
Saygılarımla
Sabit SALMAN
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
Popilist kelimesini bir çok konuşmasında süsleme için kullanıyorsunuz. Birisinin ağzına ve üslübuna uyan birer özel kelime.
Birde çaldıran savaşı.:)
Salman BEY, bu size bir şeyleri çağrıştırıyor mu?
levent bey
ikizinide hatırlatmak istedim
KAHRAMAN BAKKAL SÜPERMARKETE KARŞI
FERHAN ŞENSOY EROL GÜNAYDIN VE DİĞRLERİ ÇOK GÜZEL TİYATRO OYUNU İDİ
HATIRLATTIĞINIZ İÇİN İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM SİZİN ORTA OYUNCU MERAKINIZI
BİLMİYORDUK BU VESİLE TİYATROYADA MERAKINIZIN OLDUGUNU ÖĞRENMİŞ OLDUK
SALMAN BEY ŞİMDİ SİZDEN BİR İSTİRAMIMIZ OLACAK SALMAN BEY SEYREDEMEMİŞTİK
BU OYUNU NEJAT UYGURMUR İDİ KAPALI GİŞE MİNTİ MİNTİYE KARŞI ADLI OYUNUDA İSTİRAM EDERİM İLGİNİZE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİZ
Ankaralı Turgut da aynı türküyü söylüyor. ECOO, ECOO, ECOO
çaldıran savaşı gibi.:)
SAYIN SALMAN BEY,
KENDİNİ OLDUĞUNDAN DAHA FAZLA GÖSTERMEK ESKİDEN AYIPTI BU ESKİLERİN
ERDEMİYDİ BİZİ DE BUNUNLA YETİŞTİRDİLER LAKİN BU SENİN GİDİŞAT DÜNYA
KAPİTALİZMİN DE MESLEKTAŞLARI POHPOHLAYARAK SÖMÜRMEDİR DOĞRU
KAVRAMADIĞINIZ TANIMLAMADIĞINIZ BİR MESELEYİ BU SÖYLEMLERİNİZLE ÇÖZEMESSİNİZ
YANLIŞ YOLA ÇIKARAK ATACAĞINIZ HER ADIM MESELEYİ DAHA DA KARMAŞIKLAŞTIRIR
KANGRENLEŞTİRİR KÖR DÜĞÜM EDER LÜTFEN YAZILARINIZ DAKİ USLUPLARINIZA
DİKKAT EDİNİZ.
Bir meselenin çözümü için ilk şart samimî çözme niyeti/iradesi, ikinci şartsa o meseleyi doğru kavramak ve doğru tanımlamaktır…
Doğru kavramadığınız/tanımlamadığınız bir meseleyi doğru çözemezsiniz…
Yanlış bir tanımlamadan yola çıkarak atacağınız her adım meseleyi i daha karmaşıklaştırır… Kangrenleştirir… Kördüğüm eder…
http://www.entellektuel.s4.bizhat.com/entellektuel-ftopic342-0-asc-15.html
Sayın Yazıcı herzaman ki gibi kendinizi ifade ederken başka metinleri copy paste ederek cevap yetiştirmeye çabalıyorsunuz ve çok komik oluyorsunuz!.. Eşiği aşmak için biraz gayret çok mu zor geliyor!.
Bana kalırsa senin seyyar olman gerekirdi ,yerinde duramıyosun,binmişın birilerinin kayığına kürek çekip duruyosun, yazında 2 kelime dikkatimi çekti, ”’popülist ve meslek adamları””” bu kelimeleri kullananlar belli ,, anlayan anlamıştır, .onu ve seni allaha havale ediyorum.devam edin yabancı sermayenin kayığına binmeye,unutmayın su almaya başladınız ,
GÖZLÜKÇÜ / AHMET ÖZCAN