Birlik Başkanı sıfatıyla kendisine olması gereken itimat duygusunu, itibar edilebilirliği ve güvenilebilirliği kaybetmiş olduğu ortak kanaatine varılmıştır.
05 Eylül 2019 - 19:12 'de eklendi.
Değerli başkanlar açıklamasını sunduğum aşağıdaki husus ile ilgili belgeyi sizlerle paylaşmak istiyorum;
Birliğimiz Merkez Yönetim Kurul’unca, Ülke çapında faaliyet gösterecek olan optisyen gözlükçüler odalarının kuruluşu için 30-31.05.2019 tarihli ve (3) sayılı karar alınmış ve toplam 20 odanın ve bu arada 19. Bölge Güneydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın ve 20. Bölge Kuzeydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın kurulması kararlaştırılmış ve bu karar 28.06.2019 tarihli Resmî Gazete’de ilânen tebliğ edilmiştir.
Bu kararın yayımlanması üzerine, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, 19. Bölge Güneydoğu Optisyen-Gözlükçüler Odası’nın ve 20. Bölge Kuzeydoğu Optisyen- Gözlükçüler Odası’nın kurulmasına dair işlemin iptali talebi ile Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 2019/1343 (dilekçe reddi kararından sonra 2019/1465) esasında yürütmenin durdurulması talepli olarak Birliğimiz aleyhine dava açılmıştır.
Bu 2019/1465 esas sayılı davaya dair dava dilekçesinin tebliğine ilişkin 06.08.2019 tarihli ara kararı ile, davaya karşı savunma ve ara kararı cevabı için Birliğimize 30 gün süre tanınmış; bu kararın ve dava dilekçesinin 22.08.2019 günü Birliğimize tebliğ edildiği bilâhare öğrenilmiştir.Bu tebliğ tarihine göre, Birliğimizin en azından 30 günlük normal kanunî savunma süresi vardır.
Bu duruma göre, davada “Birlik lehine hareket” adına, normal kanunî 30 günlük sürenin kullanılması ve buna ilâveten 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 16 ncı ve 20 maddelerinin tanıdığı 30 günlük ek süre isteme hakkından faydalanma yoluna gidilmesidir.
Dava dilekçesi ve ara kararı, Birlik Başkanı tarafından Birliğimiz Merkez Yönetim Kurulu’nun 22-23.08.2019 tarihindeki olağan toplantısının gündemine getirilmemiş ve ne yönde savunma verileceğinin müzakere edilmesine imkân tanınmamıştır.
Tebligatın Merkez Yönetim Kurulu’nca öğrenilmesi üzerine (tebliğ tarihinden hemen bir gün sonra), Birliğimiz Merkez Yönetim Kurulu’nun aldığı 23.08.2019 tarihli ve 2019/12 sayılı karar ile, işbu davaya ve Birliğimiz aleyhine açılmış diğer davalara karşı bizzat savunma hazırlayıp imzalayıp Mahkeme’ye sunmak ve bu arada bu davalarda Birliğimizi vekâleten temsil etmesi için bir avukat ile vekâlet sözleşmesi imzalamak üzere avukat ile görüşmelerde bulunmak ve avukatlık sözleşmesi akdetmek hususlarında Genel Sekreter Yardımcısı İlker AKGÜL’ün yetkilendirilmesine karar verilmiştir.
Kuruluşu 5193 sayılı Optisyenlik Hakkında Kanun’un ek 1 nci ve geçici 4 üncü maddelerine dayanan Birliğimizin Kurucu Genel Kurul’u 17.03.2019 tarihinde gerçekleştirilmiş olduğundan, kuruluş işlemleri ve bu arada teşkilâtlanması ile personel ve ekipman altyapısı henüz tamamlanamamıştır.
Bu safhada, Anayasa’nın 135 inci maddesinde belirtilen anlamda “kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu” olan Birliğimizin henüz yeni kurulmuş ve teşkilâtlanmasını tamamlamak gayreti içinde olması sebebiyle yürütülmesi gereken pek çok iş ve işlemleri bulunduğu gibi, aleyhe açılmış davalara karşı savunma hazırlayıp sunmak konusunda yeterli deneyiminin ve birikiminin henüz bulunmayacağı açıktır.
Bunların yanında, Birliğimizin henüz hukuk hizmetleri birimi kurulamadığı gibi, taraf olduğu ve olacağı davalarda Birliği temsil edecek olan bir vekil (avukat) veya vekiller ile sözleşme akdedilmesi görüşmeleri de henüz bitirilememiş iken, Birliğimizin icra organı olan Merkez Yönetim Kurulu’nun üyelerinin tamamına yakınının Ankara dışında ikamet ediyor ve ilgili 5193 sayılı ve 6643 sayılı Kanunlara ve Türk Optisyen- Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine göre Kurul’umuzun 15 günde bir
toplanmakta olduğu gözetilerek, davaya karşı savunma için 30 gün ek süre istemek imkânı var iken ek süre istenmemiştir. Birliğimizin ve odalarımızın kuruluşu ile çok yakından ilgili ve pek mühim bulunan işbu davaya karşı ne yönde savunma hazırlanacağı hususu henüz Merkez Yönetim Kurulu’nca müzakere edilip karara da bağlanmamıştır.
Durum yukarıdaki gibidir. Durum böyle iken ve Birliğimiz adına savunma için normal kanunî 30 günlük süre ve bu sürenin 30 gün daha uzatılması talebinde bulunmak hakları mevcut iken, -her nedense, adeta “Mahkeme’den davacı lehine bir ân önce karar çıkmasını sağlamak” istercesine- Birlik Başkanı Mahmut
YETİM tarafından, Merkez Yönetim Kurulu’nun bilgisi ve kararı olmaksızın yetkisiz olarak imzalanıp dava dosyasına sunulan 23.08.2019 tarihli dilekçe ile davaya karşı “savunma” verildiği ve bu dilekçede, Birliğimiz işleminin “savunulması” anlamında yeterli açıklamaların da yer almadığı öğrenilmiştir. Giden evrak defterine de kaydedilmeksizin Mahkeme’ye verildiği anlaşılan bu “savunma” dilekçesi haricen temin
edilmiştir. Söz konusu dava, iptal talebi yayında yürütmenin durdurulması talepli olarak açılmıştır.
Mahkeme, “yürütmenin durdurulması talebinin davalının savunması alındıktın sonra görüşülmesine” karar vermiştir. Birlik Başkanı’nın alelacele “savunma” (?) imzalayıp vermesi şeklinde sergilediği bu tutumunun, davada Birliğimiz aleyhine yürütmenin durdurulması kararı verilmesi ihtimali gözetildiğinde- bir ân evvel Birlik aleyhine karar verilmesine imkân sağlayıcı ve bu hâliyle davacı taraf lehine ve Birliğimiz aleyhine sonuç doğurabilir olduğu tartışmasızdır.
Bu 23.08.2019 tarihli “savunma” (?) dilekçesinin verildiği tarihte, 22-23.08.2019 tarihli olağan toplantı devam etmektedir. Toplantının yapıldığı sırada, orada hazır bulunmasına rağmen, Başkan Mahmut YETİM, “hasta olduğu”nu belirterek toplantıdaki görüşmeleri toplantı salonuna bağlı odadan (odanın ve toplantı salonu arasındaki bağlantı kapısı açık halde) dinleyip izlemiş, fakat müzakerelere bizzat iştirak etmemiş; bu yüzden, toplantıya II.Başkan başkanlık etmiş; Başkan Mahmut YETİM, 23.08.2019 günü “kalp krizi geçirdiği”ni ifade ile hastaneye gittiğini belirtip toplantı mahallini de tamamen terketmiştir.
Oldukça dikkat çekicidir ve manidardır ki: Başkan Mahmut YETİM, 23.08.2019 ilâ 29.08.2019 tarihleri için Birliğe “iş göremezlik raporu” vermiş bulunduğu halde, raporlu (hasta) bulunduğu ve Kurul toplantılarına fiilen katılmadığı veya katılamadığı 23.08.2019 günü o “savunma dilekçesi”ni hazırlayıp imzalayarak götürüp Mahkeme’ye verebilmiştir.
Başkan’ın imzalayıp Mahkeme’ye verdiği 23.08.2019 tarihli savunma dilekçesinde, dava konusu “kararın hatalı olarak veya sehven alındığı, mevzuata göre böyle bir kararı almalarının yanlış olduğu, kanunun yanlış yorumlandığı; takdirin Mahkeme’ye ait olduğu” yolunda beyanda bulunulmuştur. Bu beyan, hiçbir şekilde Birliğimizi “savunmak” değildir. Tam aksine, “davacının iddiasında ve davasında haklı olduğu”nu
teyit etmek anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile, sözkonusu “savunma”, dolaylı olarak “davanın kabulü” manasına gelmektedir. Dava konusu Merkez Yönetim Kurulu kararı oybirliği ile alınmış bir karardır. Birliği “temsil” ve Birlik menfaatlerini savunmak makamında olan Başkan’ın tek başına davayı
kabul yetkisi yoktur. Başkan’ın Birlik aleyhine açılmış davaları kabul veya Birlik lehine açılmış davalardan feragat edebileceği yönünde Merkez Yönetim Kurulu’nca alınmış bir karar da bulunmamaktadır.
Birlik aleyhine açılmış bir davanın bir ân evvel davacı lehine karara bağlanması neticesini doğurabilecek olan, Merkez Yönetim Kurulu’ndan gizlenen, alelacele ve “olup-bitti” ile gerçekleştirilen, bir yönüyle “gizli-kapaklı hileli davranış” da oluşturan ve davacı ile işbirliği içinde olmak halini teyit eden böyle bir tutumun, “Birliğin temsili ve haklarının korunması” temel prensibi ile bağdaştırılamayacağı ve Birlik Başkanlığı mevkiinde bulunmanın gereklerine taban tabana tezat teşkil ettiği açıktır. Bu tutum, sadakat ilkesi ile de telif edilemez.
Birlik Başkanı Mahmut YETİM’in, sırf söz konusu davaya karşı her yönüyle Birlik aleyhine olarak sergilediği tutumu ile, Birlik Başkanı sıfatıyla kendisine olması gereken itimat duygusunu, itibar edilebilirliği ve güvenilebilirliği kaybetmiş olduğu ortak kanaatine varılmıştır. Birlik Başkanlığı vasfının gerektirdiği özellikleri taşımadığı anlaşılan Başkan’ın, Birlik menfaatlerine tamamen ters düşen diğer davranışları
yanında, böyle mühim bir davada “hasım” ile iş birliği yapması tamamen bir “ihanet” teşkil etmektedir.
Başkan’ın değiştirilmesi ve yeniden görev dağılımının yapılması zaruret teşkil etmektedir.
Meslektaşlarımızın yüksek bilgilerine sunulur.
Türk Optisyen- Gözlükçüler Birliği Yönetimi
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...