Türkiye’de güneş gözlüğü satışları, 2025 itibarıyla yaklaşık 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşırken, rekabet fiziksel optik mağazalar ile online platformlar arasında kızışıyor.
Tüketici, bir yandan sağlık ve kalite güvencesi ararken diğer yandan fiyat avantajı ve kolay alışverişe yöneliyor.
Kıran kırana rekabet
Uzmanlara göre Türkiye’de güneş gözlüğü satışlarının yaklaşık yüzde 60–65’i geleneksel optisyenlik müesseseleri, geri kalan yüzde 35–40’ı ise online platformlar üzerinden gerçekleşiyor. Özellikle yaz aylarında artan talep, pazarın büyümesini hızlandırırken, e-ticaretin yükselen grafiği sektördeki alışkanlıkları dönüştürüyor.
Sağlık mı, kampanya mı?
Optik mağazalar, orijinal ürün garantisi ve sağlık danışmanlığı avantajıyla öne çıkıyor. UV koruma düzeyi, polorize cam kalitesi gibi teknik detaylar mağazada birebir anlatılıyor. Ancak online alışverişte bu tür bilgilendirme eksik kalabiliyor. Sektör temsilcileri, özellikle çocuklar ve gençler için sağlık riskine dikkat çekiyor.
E-ticaret hızlı ama riskli
Trendyol, Hepsiburada ve Amazon gibi büyük pazar yerleri aracılığıyla yapılan satışlar, cazip kampanyalarla tüketicinin ilgisini çekiyor. Ancak uzmanlar, bu kanalda orijinallik garantisinin her zaman sağlanamadığına vurgu yapıyor. UV filtresiz, merdiven altı ürünlerin göz sağlığına zarar verme riski bulunuyor.
2025 tahminleri
Statista verilerine göre Türkiye’de sadece online güneş gözlüğü pazarı, 2025 yılında 462,9 milyon dolara ulaşacak. Toplam pazar büyüklüğünün ise yıl sonunda 800 milyon dolar bandını aşması bekleniyor. Yıllık büyüme oranı yüzde 10’un üzerine çıkarken, tüketici davranışlarında deneyim ve kolaylık temel belirleyici oluyor.
"Güneş gözlüğü aksesuar değil, sağlık ürünüdür"
Optisyenlik Müesseseleri yetkilileri, güneş gözlüğünün yalnızca estetik değil, bir sağlık gereci olduğunun altını çiziyor. Denetimsiz e-ticaret satışlarının sıkı takibi ve tüketicinin bilinçlendirilmesi çağrısı yapıyorlar.
