Belediyeler, aralıklı olarak kontrollerinde satılan malın cinsinin, menşe inin, özelliklerinin ve fiyatının yazılı olduğu etiketlerin sık sık asılması konusunda bizi uyarırlar ya. Nedense bir türlü de bu kadarcık basit kuralı ihmal eder, ürünlerimizi düzenli bir şekilde sergileyemeyiz. Sebebi ise çok basit. Bu bilgilendirmeden çekinecek bir şeyimiz olduğu için değil. Bu şekilde etiketlemenin ruhumuza uygun olmayışından. […]
05 Ağustos 2013 - 10:16 'de eklendi.
Belediyeler, aralıklı olarak kontrollerinde satılan malın cinsinin, menşe inin, özelliklerinin ve fiyatının yazılı olduğu etiketlerin sık sık asılması konusunda bizi uyarırlar ya.
Nedense bir türlü de bu kadarcık basit kuralı ihmal eder, ürünlerimizi düzenli bir şekilde sergileyemeyiz.
Sebebi ise çok basit.
Bu bilgilendirmeden çekinecek bir şeyimiz olduğu için değil. Bu şekilde etiketlemenin ruhumuza uygun olmayışından. Biz esnaf olarak alışmışız sattığımız ürünün yöre adıyla anılmasına. Meşhur ezine peyniri. Adananın her derde deva şalgamı, Datça’ nın bademi, Afyon’ un Kaymağı, Edirne’nin meşhur ciğeri. Her birinin üzerinde de koca koca fiyatlar…
Gözlükçülükte bizim ruhumuza uymayan da bu etiketleme. Ben yazabiliyor muyum İtalya’ nın meşhur dolce gabbanası .. Fransa’ nın en yeni ürünü Essilor crizali geldi. şu fiyat diye. Böylesi etiketleme hem tüketici için daha bir bilgilendirici, hem de yurdum esnafına daha uygun. Benden söylemesi.
Gözlükçü dükkanlarına has bir şey değil belki. Ama son zamanlar da çokca yapıyoruz. Daha doğrusu yapıyorum. Yanımda birilerinin olmasına gerek yok. Tek başıma da yaptığım bir şey bu. Ne mi yapıyorum? Konuşuyorum efendim. Konuşuyorum.
Dükkana giren, daha doğrusu dükkandan çıkan herkes hakkında konuşuyorum. Ama iyi, ama kötü. Herkes için söyleyecek bir şeylerim var. Genelde de yalnız değilim konuşurken. Dükkandan çıkan kimselerin kim oldukları da önemli değil. Gözlük alsalar da, almasalar da, hatta adres sormak için dahi gelmiş olsalar onlar hakkında da söyleyecek bir şeyler buluyorum.
Yeni işe aldığımız elemanlarda bu huyu kaptı. Onlarda konuşuyorlar. ’’Zaten almayacaklardı abi…’’ ya da ‘’Hiç te alıcı gibi görünmüyorlardı ya’’…diye. Anladık, ağzımız var, konuşuyoruz da… Yine eskiye bağlayacağım.Biz eskiden bu kadar dedikoducu değildik. N’ oldu bize böyle?
Mübarek ramazan ayındayız ya! Aklımız-fikrimiz, yemek-içmekte. Daha sabahtan başlıyoruz İftarda ne yiyeceğimize. Bu kadar yemek konuşmak aslında Ramazanın da ruhuna uygun değil ama, açlık işte ne yapacaksın? İnternet sitelerinde dolaşırken karşılaştım Gözlüklü köfte ile. 60 yıldır İstanbul da Etiler de belediye arkasında hizmet veren bu restaurantı optisyen dünyasına özellikle öneriyorum. En azından bir kere olsun İstanbullu gözlükçülerin bu köfteyi tatmaları mesleki dayanışma ruhunu geliştirecektir. Yerseniz….
Yemezseniz ben de Geyiğin gözlüklüsü diye başladığım yazıyı Martı’ nın gözlüklüsü ile sürdürürüm.
Şöyle ki:
Taksim Gezi Parkı,
Ankara Güven Park,
Eskişehir Eti Park,
Bursa 3 Fidan Parkı,
Edirne Zübeyde Hanım Parkı,Samsun Lozan Parkı, Denizli Gündoğan Parkı, Adana Atatürk Parkı…..
Bu liste böyle uzar gider. 81 vilayet, yüzlerce park yaklaşık 2 aydır ayakta. Protesto niteliğinde de olsa Türk halkı park ve bahçeleri keşfetti. Bu bağlam da İstanbul’ un gözlüklü köftesi varsa, İzmir’in de gözlükçüler için sembolik anlam taşıması gereken kendi halinde sessiz-sedasız bir parkı var. O parkın içinde de Gözlüklü Martı heykeli var. Balçova ile 3 kuyular arasında aynı isimli parka sahip bu heykel ile yaratıcısı çevre kirliliğine dikkat çekmek istemiş. Kirlenmiş bir denizde yiyeceğini ancak gözlükleri ile seçebilen bu martı’ nın gözlükleri çok beğenilmiş olacak ki, her defasında ya çalınıyor, ya da kırılıyor. Optiksel mesleki duyarlılığımızı burada devreye sokabiliriz. İnsan figürü dışında bir gözlüğün resmedildiği tek heykel olarak martımıza ve parkımıza sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Kırılan gözlüklerinin yerine yenisini takmakla ya da lens takarak desteğimizi sürdürebilir; mümkünse dernek seçimlerini ve toplantılarını burada yaparak Parkımıza sahip çıktığımızı kamuoyuna duyurabiliriz.
(Kişisel olarak bu isimden marka bile oluşturmak mümkün. Logosu da hazır. İsim sıkıntısı çekenlere duyurulur.)
Metin TURANLI
Resmi Gazete 'de yayımlanan düzenlemeye göre tıbbi cihaz ona...
Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her s...
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kart ödemel...
İnsanları görme, körlük ve görme bozukluğu konularında bilgi...
Gözlük kullanıcılarının reçeteli gözlük ve güneş gözlüklerin...
Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...
Gözlük ve lenslerin tarihini ve nasıl çalıştıklarını biliyor...
Ağustos ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalışt...
New South Wales Üniversitesi (UNSW) mühendisleri, görme yeti...
30. Yıl gününde bir araya gelmemize vesile olan, şirketimizi...