Türkiye’de yüksek enflasyon, sadece temel ihtiyaçları değil, sağlık ve moda ürünlerini de doğrudan etkiliyor. Özellikle gözlük almak artık sıradan bir alışveriş değil; fiyatlar hızla yükseliyor ve tüketici alım kararlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyor. Cam ve çerçeve fiyatları, kaliteli ürünlerde 300 TL’den başlayıp binlerce TL’ye kadar çıkıyor. Bu durum, tüketicilerin gözlüklerini değiştirme sıklığını düşürmesine ve yenileme kararlarını ertelemesine yol açıyor.

Uzmanlara göre normal koşullarda gözlüğün yenilenme süresi 1–2 yıl arasında değişiyor. Ancak yüksek enflasyon ve artan maliyetler, bu döngüyü uzatıyor. Cam veya çerçeve yıpransa bile birçok kullanıcı fiyat baskısı nedeniyle yenilemeyi erteliyor. Bu durum, sektörün satış hacminin öngörülen potansiyelin altında kalmasına neden olabiliyor.

Sektörde gözlemlenen bir diğer değişim, alışveriş alışkanlıklarının dijital platformlara kayması. Fiyat odaklı kullanıcılar online satış kanallarını tercih ederken, premium segmentteki kullanıcılar mağazada deneme ve kalite garantisi ile alışveriş yapmayı sürdürüyor. Bu durum, markaların hem dijital hem fiziksel satış stratejilerini yeniden şekillendirmesini zorunlu kılıyor.

Bu ekonomik ortam, sektör temsilcileri için de yeni zorluklar getiriyor. Satış ve stok yönetimi, fiyatlandırma ve kampanya stratejileri, tüketicilerin değişen davranışlarına göre hızla adapte olmayı gerektiriyor. Gözlük alım kararları artık yalnızca görme ihtiyacı veya stil farkıyla değil, tüketicinin bütçesine dokunan fiyat artışlarıyla şekilleniyor. Enflasyon, sektörün hem fırsat hem risk alanını belirliyor.