Değerli Meslektaşlarım,
Son günlerde dernek binasının satışıyla ilgili çeşitli yazılar ve yorumlar paylaşılmaktadır. Bu süreçte yanlış anlaşılmaların önüne geçmek, belgeler ışığında doğruyu ortaya koymak ve özellikle sevip saydığım bazı meslek büyüklerimin yanlış değerlendirmelerinden dolayı üzülmemek adına bu açıklamayı yapmak ihtiyacı hissettim.
Öncelikle şunu net olarak ifade etmeliyim:
Ben bugüne kadar hiçbir meslektaşıma iftira atmadım, kimsenin günahını almadım. Dernek yönetiminin ne kadar borç yaptığı da benim için hiçbir zaman kişisel bir mesele olmadı. Tek derdimiz, mesleğimiz adına şeffaflıkla doğru bilgilerin paylaşılmasıdır.
Belgelerin Ortaya Koyduğu Gerçekler
Dernek binası 19 Haziran 2020’de 900.000 TL bedelle sendikaya satılmıştır.
Odamızın resmi yazısı ise 26 Haziran 2020 tarihli olup, “Eğer borç 600.000 TL’nin altındaysa alabiliriz, üzerindeyse odamızın imkânı yoktur” şartıyla gönderilmiştir.
Satış sonrası derneğin borçları ödenmiş, odamıza yalnızca 38.300 TL hibe edilmiştir. Bu da fiilen 861.700 TL borcun kapatıldığı anlamına gelmektedir.
Yani ortada “500 bin TL’ye teklif edildi, oda almadı” gibi ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır.
Yanlış Algılar
- Benim dernek yönetimini ciddiye almadığım veya süreci hafife aldığım iddiası doğru değildir. Keşke odamızın mali imkânı yeterli olsaydı veya borç daha düşük olsaydı, o mülk mutlaka odamız tarafından alınırdı.
- Rahmetli Mahmut Yetim, bu yerin oda tarafından alınmasını en çok isteyen kişiydi. Kendisiyle bu konuda defalarca görüştük. Ancak borcun yüksekliği ve rayiç bedelin 1 milyona çıkması nedeniyle süreç çıkmaza girmiştir. Mahmut Başkan da bu gerçeği görmüş ve üzülmüştür.
Kişisel İlişkilerim ve Saygım
- Oda saymanımız Hulusi Yetim ile 30 yıllık dostluğumuz, ailece görüşmelerimiz vardır. Kendisine olan sevgim ve saygım bakidir.
- Dernek denetleme başkanı Seyit Ali Yetik, çocukluğumdan beri tanıdığım, her zaman saygı duyduğum bir büyüğümdür.
- Dernek yönetim kurulu üyesi Nuh Ünal, 30 yıllık arkadaşımdır. Kendisiyle bu konuyu sabah akşam görüştük. Dernek yöneticisi olarak kendisi de şahittir ki, şartlarımız bu mülkü almaya uygun olmamıştır.
- İsmet Özbaşı abimin açıklamaları da kişisel iyi niyetinden kaynaklanmıştır. O dönem oda-dernek yazışmalarını bilmediği için sürece aracı olmak istemesi çok doğaldır. Kendisini de her zaman saygıyla anıyorum.
Sevgili meslektaşlarım,
Benim bu yazıyı kaleme almamın sebebi, aslında Hulusi abimin yaptığı bir yorumdur. Onun gibi sevip saydığım bir büyüğümün, beni dernek yönetimini ciddiye almamakla itham etmesi beni üzmüştür. Halbuki belgeler ve sürece dahil olan arkadaşlarımız açıkça göstermektedir ki, durum tamamen mali imkânlarla ilgilidir.
Bugün artık geçmişin hatalarıyla birbirimizi suçlamanın değil, şeffaflık ve dayanışma içinde geleceğe yürümenin zamanı gelmiştir. Ben bu yazıyı ne kimseyi hedef almak için ne de kendimi öne çıkarmak için kaleme aldım. Sadece meslektaşlarımızın yanlış yönlendirilmesini önlemek ve camiamıza karşı sorumluluğumu yerine getirmek istedim.
Saygılarımla,
Cenk Gültekin
