
Kulağa ne kadar garip gelse de mevcut elektronik sistemlerimiz ışık hızında veri transferi yapabilen sistemlere geçiş yaptığımızda, ilk insanların kullandıkları mızraklar gibi ilkel kalacaklar.
Bunu başarmak içinse ışığı depolamak ve istenildiğinde aktarımını sağlamak gerekiyor.
Elbette günümüzde nadir olarak inşa edilebilse de ışık tabanlı fotonik bilgisayarların, dizüstü bilgisayarlardan yaklaşık 20 kat daha hızlı oldukları biliniyor. Hatta bu işlemler sırasında mevcut cihazlarımız gibi ısınmıyorlar ve daha az enerji tüketiyorlar. Bunun nedeni ise verilerin elektron olarak değil de foton olarak işlenmesi olarak açıklanıyor.
Bilgiyi fotonlara kodlamak ise insanlık için yeni bir şey değil. Bizler uzun yıllardır fiber optik kablolar içinde ışıkla veri aktarımı yapıyoruz. Fakat bir bilgisayar yongasının fotonlara depolanan bilgileri alabilmesi ve işleyebilmesi için ışığı depolayabilmesi gerek.
Bu nedenle, fiber optik internet kablolarında gezinen ışık temelli bilgiler, bilgisayarlarımızda gerekli çipler olmadığından yavaş elektronlara dönüştürülürler. Nitekim ışığı “okumanın” alternatif bir yolu daha var: Onu ses haline dönüştürmek.