Aklın yolu bir – Hayim Yanarocak

Hayim Yanarocak – Konunun gündeme geldiği andan itibaren ifade etmeye gayret gösterdiğimiz ve sektörümüzü temsil eden kuruluşların yetkilileriyle paylaştığımız sakıncalı hususlar, nihayet Başkanları Sayın Rıfat Küpeli şahsında Konfederasyonun girişimleri ve Sayın Hanefi Gök’ün çok isabetli görüşleriyle gündeme geldi.

Sanırım yarın sabah itibarıyla sektör, atılan bu olumlu adımdan haberdar olacak ve ne yapacağını bilmez durumundan kurtulacaktır. Özellikle son günlerde tarafımıza ulaşan dökümlü, dökümsüz, doğru, yanlış, imzalı, imzasız listelerin oluşturduğu kaos, zaten sektörün pek de parlak olmayan ticari boyutunu adeta kilitlemiştir.

Firmalar işi gücü bırakmışlar, nasıl yapılması gerektiğini tam olarak bilmedikleri listeler oluşturmakla mesailerini harcamaktadırlar. Bunun yanında haber içeriğinde isabetle ifade edilmiş olan muhtemel hukuki sorumluluklara ve sakıncalara da muhatap olmaktadırlar. Her ne kadar hukukçu değilsek de, mantığımız bize hukuğun, kuralların, cezai müeyyidelerin geçmişe doğru işleyemeyeceğini söylemektedir. Diğer bir deyişle, düne kadar UBB kaydı vs durumların olmadığı bir sektörde, ister tedarikçi, ister perakendeci noktasında bulunan bir müteşebbis, ticari faaliyetine o günün kurallarıyla başlamış, alımlar yapmış, risklere girmiş, borç edinmiştir.

.Devletin karar verenleri de, belli bir tarihi esas alarak, “şu tarihten itibaren alacağınız ürünler şu şartları ihtiva etmeli” demektedirler. Bu durum son derece anlaşılabilir olup, kişiyi, müesseseleri ileriye matuf karar alma konusunda serbest bırakmaktadır. Diğer bir deyişle, “bu yeni şartlar bana ağır gelmektedir, ben ticari faaliyetime son veriyorum” demeye imkan bırakmaktadır. Buna mukabil, geriye dönük bir uygulama, sizin böylesine bir beklentiniz olmamasına istinaden oluşturduğununz ticari mekanizmayı imkansıza yakın şartlarda yeniden inşa etmenizi zorlamaktadır. Gerek perakendecilerimizin, gerekse tedarikçilerimizin ellerinde yüzbinlerle ifade edilebilecek geçmiş döneme ait ürünler mevcuttur.

Bunların listelerinin doğru-yanlış yapılarak mevcut olmayan barkodların oluşturulması, barkodlanması, basılması, dağıtımı, perakendecilerce muhafazası, fiziken imkansız olmasının yanı sıra, madden de çok büyük bir israf manasına gelmektedir. Sektör, yeni program, etiket, baskı vs giderlere mecbur bırakılmaktadır.

Konfederasyonun girişimiyle, Sayın Hanefi Gök’ün isabetle buyurduğu sakıncalar aşikardır ve gereği yapılmalıdır. Bunun yanında, dernekler arası diyalog eksikliğinden doğan, bilgi kirliliğinin yarattığı kaosa da, hiç olmazsa bu konuda işbirliği yapılması suretiyle son verilmeli, yapılan açıklamalara, konfederasyonun son açıklamasında yaptığı gibi referans konulmalıdır.

Son olarak ifade etmek istediğim diğer bir husus ta, henüz tam manasıyla açıklığa kavuşmamış ve netleşmemiş bir konuda, tedarikçi firmaların kendilerine yakışır şekilde aklı-selim’le hareket etmeleri gerektiğidir. Bazı müesseselerin, yangından mal kaçırır gibi, netleşmemiş bir hususta, firmalara listeler yollayarak, doğru olan budur, intibasını vermelerinin ne derece isabetli ve etik bir davranış olduğunun kararını, bu satırların okuyucularına bırakıyorum.

Bu vesileyle Sayın Rıfat Küpeli şahsında, Konfederasyon’un attığı bu adıma ve yaptığı açıklamaya teşekkür ediyorum.

Hayim Yanarocak