Gözlük sektörü hem İtalya’da bir geleneği temsil etmesinden hem de ülkemizdeki mevcut sanayiden ötürü daima İtalya’nın gurur kaynağı olmuştur.
17 Ağustos 2017 - 22:00 'de eklendi.
Bu gelenek Seneca ve Plinius’a kadar uzanan bir geçmişe dayanmaktadır; Her ikisi de yazılı metinlerde resimleri büyütmekten söz etmektedirler; biri cam kürelerini kullanmayı, diğeri ise gladyatörlerin savaşlarını daha iyi izlemek için Neron gibi zümrüt kullanmayı önermişti.
Gözlüğün icadını onaylayan ilk belgeler 1200-1300’lere dayanır ve Veneto Bölgesinde bulunmaktadır; resimlerden rahiplerin söylemlerine hatta Venedik Sanatları Anlaşmalarına kadar uzanan belgelerde gözlükler büyüteçten ayrılmakta ve cam gözlük üreten sahte üreticilere ceza ön görülmektedir.
Üretim geleneği Venedik’te ortaya çıkmıştır;XII. Yüzyılda okuma gözlükleri için cam üretimi mevcuttu; 1100’den itibaren Serenissima Venedik Cumhuriyeti cam üretimi sanatını bir sır olarak saklamaya özen göstermiş ve fırınları Murano Adasına kapatmıştı;böylece yabancılara ve Venediklilere hem içeriden dışarıya hem de dışarıdan içeriye trafiği engellemişti.
XV.yüzyıl ortalarında matbaanın keşfi gözlük kullanımını teşvik etmiş,üretimin ve ticari öneminin artmasına neden olmuştu. O dönemde bilgiler nadide ve değerli el yazmaları sayesinde yaygınlaştığı için basılı metinler sayesinde daha geniş kitlelere ulaşmaları mümkündü.
XIX.yüzyılda yine Veneto Bölgesi’nde fakat bu kez Belluno’da endüstriyel çapta gözlük üretimine başladı;o yöredeki bir gözlük tüccarı Calalzo di Cadore’de fabrika açtı ve böylelikle o yörenin gözlük sanayi bölgesi olmasının temeli atılmış oldu.
İşlevsellik ve aynı zamanda estetik:1700’lerde sapsız gözlük modası vardı.Bir sonraki yüzyılda moda olan monokl ve kıskaç gözlük hukukçular ve işadamları tarafından kullanılır.
Sosyal gelişmelerde,toplumlar arasında karşılıklı alışverişin artmasıyla ve ekonomik gelişmeyle gözlük herkesin ulaşabileceği bir nesne haline geldi.İhtiyaca,zevke,kişiye ve yeteneklere göre,şu andaki “moda” aksesuar tanımlamasından çok,ileriye dönük bir nasne haline geldi.
Elit bir ürün ve kusurları düzeltmeye yönelik medikal bir nesne olmaktan çıkıp moda aksesuarı oldu ve dizayn kavramıyla katma değeri daha da arttı;1930’larda güneş gözlüğünün de devreye girmesiyle ce gitgide yaygınlaşan lenslerin kullanımıyla önemli daha da arttı.
80’li ve 90’lı yıllarda ünlü markalar İtalyan firmaların ürettiği gözlükleri lense ettiler ve günümüzde İtalyan gözlükleri piyasada çok önemli bir yere sahiptir.Made in italy gözlüklerin mükemmel kalitesi,malzeme ve üretim yöntemlerindeki teknolojik yenilikçiliği sayesinde ve çerçevelerinin ergonomik olmasından ötürü,aynı zamanda da tarzı ve öncü tasarımlarından dolayı tüm dünyada tanınmış olup orta ve ortanın üstü kesimlere ve piyasalara hitap etmektedir.
İtalyan sanayi katma değeri yüksek ürünlere öncelik tanıyan bir sanayidir ve bununla övünmektedir.Piyasanın %25’ini temsil eder ve ağırlıklı olarak ihracata yöneliktir.Son 10 yılda ihracat %400 artmıştır.2010 yılında da gözlük sektörü yurt dışında İtalyan performansını 2009’a göre %17 artırmıştır.
Yakın zamanda yaşanan ekonomik kriz gözlük sektöründe bazı sorunlar yarattıysa de firmalarımızın tümü bu krizi atlatıp başarıyla üstesinden gelmiştir.
Günümüzde made in italy gözlüklerinin güçlü olduğu noktalar nelerdir? Ürünlerinde ve üretim proseslerindeki yenilikçilik ayrıca yaratıcılığı ve estetik ruhunu teknolojiyle birleştirmesi.
Gözlük sanayinin geliştiği bölgeyi harekete geçiren unsur “genius loci” yani o bölgenin ruhudur.Bölgedeki firmalar yıllara dayanan bir geleneğe ve kültüre sahip olup karşılıklı işbirliği içinde araştırma,yatırım,yenilikçilik ve dağıtım organizasyonu sayesinde bu geleneğin daha da olgunlaşmasını sağlamaktadırlar.
ICE,Anfao Derneğiyle işbirliği yaparak İtalyanların bu değerlerini yaygınlaştırmak için sık sık pomosyon faaliyetlerinde bulunmaktadır;bu kez de bu faaliyeti Türk pazarında gerçekleştirilmektedir.
Bu sergiyle uygarlığın ilk adımlarından günümüze İtalyan gözlüklerinin tarihçesi aşama aşama gözlemlenebilir.Bu kataloğun sayfaları olayları keşifleri,kaliteli,avangart teknolojisi ve tasarımlarıyla İtalyan gözlüklerinin yaratıcılığı ve yeniliklerini anlatarak zaman içinde bir yolculuğa çıkmamıza sağlayacaktır.
Hangi aksesuar XIII. Yüzyılın nuhteşem Venedik’inde aydınlığa kavuşup insanların yüzüne hayat veren yegane obje olan gözlük kadar büyüleyici bir aksesuar olmakla övünebilir? Bir hayli uzun ve başarılı olan bu öykünün kökleri italya’nın Kuzeydoğusuna dayanır ve kısa zamanda tüm dünyayı fethederek zanaat geleneğinin ve kalitesinin en üst düzeyinde yer alarak Made in Italy amblemi haline gelir.
Belli başlı uluslar arası pazarlarda gözlük sektörüne promosyon projeleriyle sürekli destek veren Anfao, Ekonomik Gelişmeler Bakanlığı’nın da katkısıyla bu gözlük sergisini organize etmiştir.Kısmen geçmişini,kısmen de modayı temsil ederek İtalyan yapımı gözlükleri en ilginç dünya piyasalarında tanıtmak amacıyla Anfao, onu daima destekleyen ICE’nin işbirliğiyle bu etkinliği gerçekleştirdi.
İşte bu yüzden bu sergi ve bu katalog kronolojik ve tematik bir yolculuğa çıkarak Ortaçağ’dan XXI.yüzyıla kadar daima arzu edilen bir nesne olan gözlüklerin öyküsüdür..Önceleri bir protez konumundayken yüzyıllar içerisinde bir tarz aksesuarına,şıklığı tamamlayıcı geleneği ve uzmanlığı anlatan bir objeye dönüşmüştür.Belirli dönemlerin en öncü modellerinin şekilleri süreklilik sağlayarak italya’yı fethetmiştir.
Yaşadığımız çağ “bit”,cep telefonu,bilgisayar ve iletişim ağlarının çağıdır ve her şeyin hızlı ve zamanında olması gerekmektedir.Bu aksesuar da çağın ve geçmişin izlerini taşıyarak erişilebilir bir lüks aksesuarı olarak başarısını kanıtlar.Bizim için hız,yorumlamayı bilmek,modayı ve ifade edebilme yeteneğini başkalarından önce yerine getirmek ve onları tüm potansiyel alıcılara sunabilmek demektir;gözlük sektöründe,üretkenlik,dağıtım ve özellikle de yaratıcılık açısından meydan okuma ve mümkün olduğu kadar esnek olmak demektir.
İşte bu yüzden gözlük,bu sergi ve etkinlikte başroldedir.Yüz kadar örnek,15 civarında tarihi parça,Vascellari ailesine ait özel koleksiyondan toplanmıştır.80 adet de modern modeller Made in ıtaly gözlüklerinin mükemmelliğini temsil etmektedir.Bu sergi ve etkinlik 8.000m2’lik bir alana sahip ve bünyesinde tüm dünyanın tanınmış markalarını barındıran Kanyon Alışveriş Merkezi’ndeki Harvey Nichols mağazasında gerçekleştirilecektir.
Serginin amacı gözlüğün çağdaş gerçeklikteki yerini anlamak,zaman içerisinde bir yolculuk yapmak ve Türk pazarı gibi gelişmekte olan bir pazarı fethetmektir.İtalyan gözlüklerinin mükemmelliğini,yaratıcılığını,şekil ve malzeme itibarıyla nasıl geliştiğini gösterip onlara elleriyle dokunmalarını sağlamaktır.Tüm bu özellikler İtalyan gözlük sektörünün tüm dünyayı baştan çıkarmasını sağlamıştır.
Bitmeyen bir İtalyan öyküsü;şekillerin ve renklerin yeni malzemelerle ve yeni yaklaşımlarla dönüp dolaştığı ve gerçeklere daima farklı bir gözle baktığı bir öykü.
İnsanların yüzünü çerçeveleyen küçük ama bir o kadar da büyük nesneleri görmezden gelmek mümkün değil: zira gözlük kişiye bir hava verir,bakışlarını gizler,gizemini artırır,kusurlarını düzeltir ve onu diğerlerinden farklı kılar.Gözlükler zaman içerisinde eşsiz,sembolik,büyülü ve cazip bir nesne haline dönüşmüştür.
Mahatma Gandhi, Malcolm X, John Lennon,kendilerini eşsiz kılan o gözlükleri takmamış olsalardı,insanların belleklerinde böylesine güçlü bir yer edinebilirler miydi? Stanley Kubrick’in Lolitası’nın kalpli gözlükleri olmasaydı sinema afişleri bu denli göz kamaştırıcı olur muydu? Ya da Marilyn Monroe “Milyonerle nasıl evlenilir?” filminde bu kadar baştan çıkarıcı olur muydu? Muhtemelen olamazlardı.Gözlükler,tarihten bu yana bir süs olup tutkulu bir atmosfer yaratan orijinal ve ebedi nesnelerdir.Günümüzde tasarım,teknoloji ve estetiği harmanlayan made in ıtaly kalitesinin,araştırmanın ve yaratıcılığın bir uzantısıdır.İşte bu yüzden tümü İtalyan kökenli olan XII.yüzyıldan başlayarak en son gözlük modasına kadar tarihçeye değinmek önemlidir.Gerek gelenek gerekse yenilik açısından son derece zengin bir yol kat edilmiştir.Elementlerin birbirine karışmış olması bir aksesuar olan gözlüğün gücünü ve ruhunu ortaya koyar.Aynı zamanda da bünyesinde güçlü bir kimliği barındırır;bu da işlevselliğin ve estetiğin yanı sıra heyecanları,düş gücünü ve çekiciliği doruğa çıkaran bir projenin ürünüdür.Yıllar içerisinde şekil ve malzeme açısından gelişme gösterip günümüze kadar değişik şekillerde yoğrularak evrim geçirmiştir.Buna rağmen geçmişin izleri her zaman mevcuttur.Aksesuarlar,geleneğe yönelmek,canlılığını ve gücünü geçmişten almak için şimdi olduğu gibi kökenlerine hiç böylesine gereksinim duymamış ve geçmişten bu kadar esinlenmişti.Bugün gözlük,tüketicinin zevkine göre kendi tarzını seçtiği “total” bir kavrama daha yönelmiştir.
Gözlüklerin tarihçesi made in ıtaly’nin de örnek bir öyküsüdür;zira bu öykü zaman içerisinde değişen bir toplumun çılgınlıklarını,iyi ve kötü tüm alışkanlıklarını ortaya koyar;moda ve aksesuarlar aracılığıyla değişiklikleri de fark etmemizi sağlar.Kısacası hayranlık uyandıran bir öykü ve başından itibaren bu öykü ve başından itibaren bu öykü araştırılmaya değer.
KÖKENLERİ
İnsanların üçte ikisi gözlük takmaya eğimlidir.Er ya da geç,hayatının bir döneminde daha iyi görebilmek için veya korunma amaçlı gözlük takmak zorundadırlar;buna rağmen insanların çok azı bu gizemli ve ihtişamlı aksesuarın kökeni hakkında bilgi sahiptir.Efsaneye göre Antik Roma’da Neron gladyatörlerin savaşlarını izlerken dışbükey cam şeklinde bir Zümrüt kullanmıştır;tarihçi Plinius “Historia naturalis” de şöyle diyordu: “Nero princeps gladiatorum pugnas spectabat in smaragdo” (İmparator Neron gladyotör dövüşlerini bir zümrüt ile izliyordu).Ama bu bir efsane.Sinema dünyasında ise Peter Ustinov “Quo Vadis” de yeni bir versiyonla Neron’u yine karşımıza çıkardı;Poppea ile birlikte sirk oyunlarını izlerken “yeşil” bir cam kullanıyordu;gerçek öyküde bize anlatılan efsaneden çok farklı bir şeydi.Fakat gerçeklere geçmeden önce pek de inandırıcı olmayan bir dizi varsayımlar var.”Gözlüklerin tarihçesine dair Chesterton’un ‘Manalive’i gibi bir roman pekale bir mizah yazarı tarafından yazılabilirdi; kahramanı da kendi evine dönmek için dünya turu yapardı”diyor 1908’den 1927’ye kadar Roma Göz Kliniği’ni yöneten ve kliniği dünyanın en seçkin Enstitülerinden biri düzeyine getiren Giuseppe Cirincione.”Gözlüklerin kökenini araştırmak için nerelere gidilmedi ki? Biraz abartarak diyebiliriz ki her yaşta insanlar üzerinde ve her ülkede araştırma yapıldı.” Hindistan,Fransa,Almanya,Çin(Marco Polo ve onun “Milyon’u da dahil olmak üzere) ve nihayet İtalya.Kanıtlara göre 1300’lerin başında Floransa ve Pisa ‘da numaralı cam kullanıldığını biliyoruz.Fakat bu sıradan nesnenin gerçek kökenini keşfetmek için biraz daha kuzeye hatta Doğuya doğru,Veneto bölgesi kıyılarına gitmek gerekir.
İtalyan doktor ve bilim adamı Giuseppe Albertotti,sayısız belgelerinde bunu savunmaktadır.Albertotti gözlük tarihinde en güvenilir bilim adamlarından olup Gabriele D’annunzio’yu da tedavi eden doktordur(bir uçak kazasından sonra şairin bir sözü hasar görmüştü);ayrıca “kanıtlar” da bunu ispat etmektedir.
İlk gözlük camları Venedik kentinin tüm dünyada tanınmasına neden olan cam işleme geleneğinden ortaya çıkmıştır;üretim XIII yüzyılda güvenlik açısından resmen Murano’ya taşınmıştır. 1300’de ilk kez Venedik belgelerinde “Kristal imalatçıları” (kuvarz veya kaya kristali işleyen zanaatkarlar)dan söz edilmektedir.Bu belgeler “pere da lezer” büyüteçleri ve “roidi da ogli” gözlüklerinden söz eden en eski belgelerdir.
İTALYANLARIN HİÇ BİTMEYEN ÖYKÜSÜ GÖZLÜK
Ancak Venedik belgelerimden daha da önce gözlüğün tarihçesine dair en temel belgelere Treviso’nun merkezinde,sile’nin sol kıyısında bulunan,Niccolo’ Boccassini’nin yaptığı görkemli San Niccolo’ kilisesinde rastlanır.Boccasini daha sonra 1200’lerde Benedetto XI adı altında Papa seçilmiştir.Bu kilisenin civarında domenikan rahiplerine ait sakin bir Manastır vardı.1352’de Modena’lı Tomaso tarafından burada resim yapılması istendi;doktrin ve papalık alanında en parlak kişilerin figüratif resimlerini içeren bir katalog yapacaktı.40 kişinin arasında ilk kardinallerden,incil’i yorumlamış olan Ugone da Provenza ön plana çıkıyordu ve birkaç tane yaylı gözlüğü vardır.
Gözlüklerin varlığına ait ikonografik en eski kanıt budur.Yepyeni ve mükemmel bir nesne; o dönemde keşfedilmiş ama henüz tam oturmamış;burnun üzerinde eğreti bir şekilde duran ve dengesini bulmaya çalışan bir nesne.İlk modellerde şıklığa ve yüze yakışmasına dair bir kaygı yoktu.Burnun üzerine oturtulan gözlüklerde camların etrafı demir,kurşun veya bakır gibi sıradan (pek de rahat olmayan) malzemelerden oluşuyordu.Elbette gözlüğün rafineliğe ulaşması ve oturması için köprünün altından daha çok sular akacaktır:Venedik ve Toskana bölgelerinde yaygın olan bükülen gözlüklerden (yani Ugone da Provenza’nın burnunun üzerindeki gibi)milli (clouants) ve yaylı gözlüklere kadarhepsi burnun üstünde duruyordu.Buradan yola çıkarak şapka ve peruk tipine geçiliyor,yarı çemberle tutuluyordu.Daha sonra gözlüğü başın üstünde tutmak için bir takım çareler aranmıştır.Bunlardan birkaç örnekler verelim:kulakların arasına veya enseye bağlamak için iplerden tutun da yarım saplarla şakaklara kadar uzanan,peruklarla kolayca kullanabilen çemberler yapılmış.Bu türden esinlenerek şakak gözlüğü tanımı ortaya çıkmıştır. Gözlük sapları da yavaş yavaş oluşmaya başlamış.XVIII. Yüzyılda “tamamen İtalyan” yapımı gözlük ciddi bir çalışmanın ürünüdür (sapı İngiliz optikçi Edward Scarlett’e ait,bazı kaynaklar İspanyol kökenli olduğunu söylese de).Yıllar içimde estetik araştırmaya da özen gösterilmiş ve sap kulağın arkasına doğru kıvrılarak esnekleşmiş,deri ve kumaş gibi “yumuşak” malzemeler kullanılmıştır.
Gözlükler çeşitli ülkelerde yerel zevklere uyarlanarak farklı şekillerde yorumlanmıştır.işlevsellikle esneklik birleştirilmiştiş, ilk karlanabilen ince gözlükler ortaya çıkmıştır. Köprü kısmına da (burnun üzerine değen kısım) farklı yorumlar getirilmiştir:en çok kullanılan şekiller “X”,”C” veya “K”dır.
1700’lerde ilkkez fransıların “face a main”dedikleri,burnun üzerinde durmaya,elle tutulan soyluların gözlüğü devreye geliyor.Venedik’in şaşaalı ortamında ve Fransız sarayında görülüyor; yandan veya ortadan “makas şeklinde” saplı versiyonu öneriliyor.Her iki şekilde de boyundan zincirle sahipleştirilmek için sapın uç kısmına bir halka yerleştiriliyor.Gözlükçüyle kuyumcu bir araya gelince minyatürler,portreler ve mitolojik sahnelerle bezenmiş gerçek mücevherler ortaya çıkıyordu.Gözlük gerek kadınlar gerekse erkekler için bir aidiyet sembolü,soyluların giysilerinin temel elementi haline gelmiştir.Ama hepsi bu değil.Aynı zamanda gizli bir dile de vesile olmuştur.Ünlü maceraperest aşık Giacomo Casanova ünlü Murano Rahibesiyle 3 gözlükle iletişim kurmuştur:altın olanı “seni seviyorum”, gümüş olanı”sana karşı ilgisizim” ve kaplumbağa derisinden olanı da “yavaş ol,gözleniyoruz”anlamına geliyordu.Kısacası ihtiyaç mahareti köklemiş ve o dönemde sms’ler, cep telefonları ve sosyal ağlar olmadığından aşıklar arasında iletişim için sanayide alternatif yollar aranmıştır.
Küçük gözlüklerin yanı sıra tek cam-lorgnon-da yaygınlaşıyordu.Hem kadınlar hem de erkekler tarafından kullanılan,gözün önünde büyüteç gibi, ya da yakaya takılan ve ucunda sapı olan bir gözlük türüydü.İki camlısı da bulunuyordu:Lorgnette zamanla daha da gelişerek (iki camı da bilir mil vasıtasıyla sapın içine girebilen) veya katlanarak (iki camı bir köprüyle birleşip üst üste konabilen) yeni şekiller aldı.
Gözlüğün evrim süreci durmuş gibiydi.Şakaklara doğru uzanan ilk saplar bir süre devam etti,daha sonra elle tutulan gözlükler ve monoklar ortaya çıktı:ardından 1800 ve 1900’lerde burnun üzerine sıkıştırılan (pince-nez) gözlükler kullanıldı.Tamamen estetik bir seçimdi,saplar yine yok oldu ve yerini dandy look aldı.Böylece bilim ve din adamlarının kullandığı bir alet olan gözlük,dikkat çeken bir imaj ve aydın kişilerin aksesuarı haline geldi.14.yüzyılın köprülü gözlükleri yeniden devreye girdi fakat şekil ve malzeme açısından farklıydılar:bir öncekilerden daha hafifti,burnun üzerine oturması için kavisliydi,kısacası modern gözlüklerin öncüsüydü.Yuvarlak camlar ovele dönüşmüştü ve basıktı. Emile Zola ve Gustave Mahler gibi entelektüellerin kullandığı “pince-nez” gözlüklerde gereksiz süsler yoktu.
Lorgnon (kulplu cam) da bu arada gelişmiş ve kulpsuz versiyonunu çıkararak monokla dönüşmüştü. Doğrudan gözün üstünde duracak şekilde gözkapağına sıkıştırarak takılıyordu; oldukça rahatsız ediciydi ancak kontakt lenslerin öncüsüydü de diyebiliriz.Pek kullanışlı olmasa da 1800’lerin erkek kıyafetlerine uymuş ve etkileyici olmuştur!
1800’lerin ortalarında saplı gözlük yeniden hayata geçmiş ve gözlük daha modern şekiller almaya başlamıştır:saplar şakaklara doğru uzamış,çoğu kez katlanabilir hale gelmiş ve giderek modern saplara daha da yaklaşılmıştır.Saç tarama şekillerine göre de yenilikler getirilmiş; peruklar artık kullanılmadığından saplar kulaklara kadar uzatılmıştır;önceleri peruklar buna engel olmaktaydı.
Fassamano,lorgnon,lorgnette,monokl ve saplı gözlükler bir arada varlıklarını sürdürüyorlardı.Aralarında en farklı olanı saplı gözlüklerdi;düz,süssüz,yalın olmaları dikkat çekiyordu.1800’lerin ikinci yarısında çerçeveler çeliğin kullanılmasıyla daha da incelmiş,esnekleşmiş ve “tel” adını almıştır.
Malzeme seçimi çok önemli:metaller,özellikler de çelik üretim aşamalarında standardizasyonu sağlamaktadır.Bu arada,pahalı olan ve ender bulunan fildişi,kaplumbağa ve boynuz gibi malzemelerden yapılan değerli gözlüklerde de kriz yaşanmakta ancak bunlara talep de gitgide artmaktadır.Bu talepleri karşılamak için kimya sanayi bir takım çözümler getirmiştir:önce İngiliz Pakes ve Hyatt bilardo toplarından fildişini taklit etmişler daha sonra da selüloit keşfedilmiştir.Amerikan Spencer gözlük yapımı için patentini almıştır.Bundan böyle gözlük malzemelerinde bir düşüş kaydedilmiştir.Sellüloitle birlikte galatit (1897) ve bakalit de (1909) da kullanılmaya başlamıştır.Sellüloit İtalyan pazarına birinci dünya savaşından sonra,gecikmeli olarak girmiş fakat bu malzemeyi en iyi şekilde işleyerek mükemmel sonuçlar elde etmiştir,özellikle de Cadore bölgesindeki (Belluno’nun bulunduğu bölge) gözlükçüler bu malzemeyi çok iyi işlemişlerdir.(İlk selüloit gözlük ise 1909’da Napoli’de üretilmiştir.)
Cadore Bökgesi bugün hala %80 uluslararası Pazar payıyla,bu sektörün dünya çapında en çok üretim yapan merkezidir.Gözlük dönüp dolaşıp yine 650 yıl öncesi kökenlerine dönmüş ve kendi vatanında yeniden eski ihtişamını bulmuştur.1800’lerin sonunda Belluno’nun ilçesi olan Calalzo di Cadore’de 15 mart 1878’de noter huzurunda Angelo Frescura ilk İtalyan gözlük fabrikasının açılışını yapmıştır.Bu ilk fabrikadan çıkan işçiler de Dolomiti’lerde kendi fabrikalarını kurmuştur.Gözlükçülerin yoğun yoğun olduğu bu bölge bugün tüm dünyada tanınmıştır (üretiminin %80’ini ihraç etmektedir).
Codore’deki bir gurup İtalyan sanayicinin girişimiyle 1970’de Milano’da Uluslar arası Optik,Optometri ve Oftalmoji Fuarı’nın açılması tesadüfi değildir; bu fuar zamanla bu sektörde dünyanın en ünlü fuarı haline gelmiştir.
Tam 40 yıldır gözlük ve aksamının gelişimini dikkatle takip eden bir fuardır,son trendlere öncelik tanıyan bir vitrin gibidir ve sektörde çalışanlarla uluslar arası şirketleri bir araya getirir. Günümüzde hala Mart ayında bu sektördekilerin buluşma noktasıdır.
Gözlük sektörü italya’nın Kuzeydoğusunda gelişirken Piemonte,Lombardia ve Toskana gibi diğer bölgelerde yaratıcı firmalar ortaya çıkmaktadır. 1900’lerin başında gözlükler kendini göstermeye başlamış ve “moda aksesuarı” olarak geleceğe doğru yol almıştır.
XX.YÜZYIL: YARATICILIĞA DOĞRU ADIM ATMA
XX.yüzyılın gözlük üretimi ifade özgürlüğünün bir işaretidir; tek tip olmayan selüloit ve benzeri, kolay işlenebilen malzemeler olağanüstü bir gelişim sağlamıştır. Metalin sertliği veya fildişinin değerli olması gibi engeller ortadan kalkmış,gözlükler belirli kalıpların dışına çıkmıştır. 1900’lerin başında simetrik modellerin dışına çıkmak zordu; yuvarlak ve eliptik camlar vardı. 1940’ladan sonra artık “tek” bir stil yoktu,birçok stil vardı; bu da dinamizmin işaretiydi.Yumuşak şekillere üçgen şekiller (daha sonraları değişip “damla” şeklini alacak) ve trapez şekiller de ilave edilmişti.1950 ve 60’lı yıllarda Buttefy (kelebek) stili sinema yıldızlarıyla (Marilyn Monroe,Grace Kelly) birlikte zirveye çıkmıştır.Bu noktadan itibaren peş peşe yeni türler çıkmış,güneş gözlüklerinin şekilleri çoğalmış,metal karışımı-sellüloit ve metal-numaralı gözlük çerçeveleri üretilmiştir. 60 ‘lı yıllarda geniş gözlükler çok revaçtaydı,70’li yıllardan itibaren de Pop kültürünün etkisiyle yaratıcılık ön plana geçmiştir:yılan,kuğu,kelebek,kalp şeklinde şaşırtıcı ve abartılı gözlükler.80’li yıllarda eklektik bir yol izlenmiş: Her şey ve her şeyin karşıtı:80’li yıllar çelişkileriyle modayı da etkilemiştir:asi şekiller,belirgin,esaslı hatlar aynı zamanda da aşırı,”umursamaz” ve karakterli,siyah tonlarda füme camlar,güneş gözlüklerinde mora kaçan tonlar,numaralı gözlüklerde geniş modeller.Siyahın monotonluğundan çıkıp renkler fışkırmaya başlamış zira “önemli olan göze batmak” olmuş.Bu da gözlüğün olgunlaşmasının kanıtıdır çünkü moda aksesuarı statüsünden çıkıp,özellikle prestijli firmalarla işbirliği yaparak,resmen moda sistemine dahil olmuştur.Bu noktadan itibaren çağdaş gözlüğün öyküsü devreye girmektedir; yeniden tasarlanıp üretilmekte ya da geçmişteki şekillerden esinlenerek yeni harikalar yaratılmakta,her şeyin hızlı seyrettiği modern toplumun zevklerine göre uyarlanmaktadır.Moda gelip geçmekte fakat made in Italy gözlüklerinin araştırma,şekil ve malzemelerdeki kalitesi
ÇAĞDAŞ GÖZLÜKLER: BUGÜNÜN BAKIŞLARI VE GEÇMİŞ ZAMANIN HEYECANLARI
Sosyal ağların,hızlı iletişimin “bit” çağında gözlük gelenek ve yeniliğin karışımı bir aksesuar olarak karşımıza çıkar.Günümüzde bitmeyen bir öyküdür fakat dile getirdiğimiz bu geçmişin göz kamaştırıcı köklerini daha da sağlamlaştırmış ve yaratıcılık ufkunu genişletmiştir.Çağdaş gözlük bir yandan made in Italy’ye duyulan ihtiyacı özetler,geleneğin değerli birikimi sayesinde kendini gösterir,diğer taraftan da yenilik ve sürekli araştırma sayesinde-gerek şekil gerekse malzeme açısından-geleceğe doğru adım atma arzusunu yansıtır.
Malzemeler,coşkular değişir ama modanın ön sezgileri yeni bir bakış açısıyla geri döner.Dolayısıyla hiç bitmeyen bir İtalyan öyküsüdür zira sürekliliği bitmez,geçmişe sıkı sıkıya bağlıdır.Geleneğe fakat aynı zamanda da geleceğe bağlıdır.Yenilik,moda eğilimleri,özellikle de gözlük tredleri değişen toplumun ritmini izler.Çıkış noktası gerçekler ve fantezilerdir:sinema ve aktüalite,doğa ve mühendislik,sanat ve müzik,dünden ve bugünden her şeydir.Her şeyi dinlemek,her şeyden esinlenmek made in Italy’nin gücüdür; bu da aksesuara yansır,daima yeni ufuklar aramaya iter ve onu farklı kılar.Geçmişe dönüp bakmak güzeldir ama nostalji duymadan,değerleri yeniden keşfederek,onları güncelleştirerek ya da değiştirerek.50’li yıllara dönerek “kedi” gözlükleri,alışılmamış şekliyle,muzip ve entrikacı,seksi ve romantik tarzda hem güneş gözlüğü hem de numaralı gözlük olarak yeniden keşfedilmiştir.
Farklılığı yaratan ayrıntıdır:arabesk motifler,kristal ve değerli taşların monte edilmesi,Swarovski taşların kullanımı baştan çıkarmayı seven kadınlar için sofistike ayrıntılardır.Şıklığıyla ön plana çıkmak isteyenler için pırıltı,dikkat çeken ama pek de fazla öne çıkmayan,baştan çıkarıp yok olan,göz kırpar gibi bir parlaklıktır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 2011 yılı Uluslar arası Orman yılı ilan edildi ve her tür ormanda sürdürülebilir bir gelişme ve koruma sağlanması kararı alındı.Moda da böylesine çarpıcı bir karar karşısında kayıtsız kalamazdı.Her şeyden önce pastoral süsleme motiflerinin kökleri,kendi kurallarını belirleyen Doğa’da bulunur: pitondan kaplumbağaya tüm hayvanların dokuları,çiçek ayrıntıları esin kaynağıdır.Deri,ahşap ve selülozdan gözlükler devetüyü,ekru,kahverengi,bal,bronz ve altın renklerinde gözlükler Toprağı çağrıştırır.Akdeniz’in renginden çöl kumlarına kadar ya da kırmızı,turuncu,şafak ve günbatımı sarısı sıcak renklerdir ve bu renkler kentsel ormandan birer aksesuara dönüşebilirler.
Çevreye uyum ve tasarımdan yola çıkarak ve “beat kuşağı’ndan etkilenerek ritim ve baş kaldırma kavramı ortaya çıkar.Bir takım deneyler sonucu çerçeveler aşırı boyutlara ulaşır,yuvarlak veya kare şekiller alır,malzemeler hem teknolojik hem de sofistike olup tarz açısından retro’dur.Amerikalı yazar Jack Keronac’ın On the Road romanından çıkmış gibi gözlükler o dönemin asi ve yerini yurdunu şaşırmış kuşağını temsil eder.Savaş sonrası gençlerin sürekli saflığı,enerjiyi arayışlarının,savaşa ve ikiyüzlülüğü karşı gelmelerinin ve durmaksızın yeni deneylere yönelmelerinin göstergesidir.Düşünce özgürlüğü, yaratıcı laboratuarlarda gelişir ve günümüz gençliğinin duygularıyla,heyecanlarıyla ahenk içinde seçkin aksesuarlara hayat verir.Bir zamanın hippilerinin çocukları olan bu gençler kendilerini sadece sosyal ağları kullanarak değil,kendi imajlarını da seçerek ifade etmek istiyorlar ve onlar için gözlük her şeyden önce geliyor.Zira yüzlerini çerçeveliyor,bakışlarını ortaya çıkarıyor ve hayal gücünü uyandırıyor.
Gözlük aynı zamanda kargaşayı,öfkeyi ve rutini yenmekte kromoterapi vazifesi görüyor.Gökkuşağını düşleyerek ve Pop Art’dan esinlenerek renklerle oynamak için geniş bir alan sağlıyor:asetatlar ve metaller-ve nihayet lensler tarza ve mizaca göre kırmızı,yeşil,mavi,mor,lilaya boyanıyor.Beyaz ve siyahın nüansları da eksik değil.Beyaz her zaman ilk sırada olsa da siyah da etkin.Moda tasarımcıları yalnızca dış görünüşe değil aynı zamanda insanın ruhsal yönüne de özen gösteriyorlar:flu veya degrade renkler mini veya maxi şekillere,unisex sporlara,50’li veya 60’lı yılların hippilerine dönüş,havacı tipi veya değerli gözlükler gerçek yıldızlara yaraşır;kısacası tüm zevklere ve ihtiyaçlara göre uyarlıyorlar.
Sonuç olarak uzun zamana dayanan bir öykü;düş kurma,yaratma ve gelişme kapasitesi sayesinde ebediyen sürecek….. Hiç bitmeyen bir İtalyan öyküsü.
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...