Koronavirüsle bağlantılı çıktı!

Her kırmızı göze ayırıcı tanı yapmadan ‘Bu bir Covid’li hastanın gözüdür’ diyemeyiz” diyen Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gülten Manav Ay, “Virüsün sağlık çalışanlarına ve diğer göz muayenelerine gelen hastalara bulaşma ihtimali fazla olduğundan hemen göz doktoruna gidilmesi gerekmez.

Covid-19’un herhangi bir belirtisi konjonktivite eşlik ediyorsa önce hastanın genel durumunu bozan şikayetler ön plana alınmalıdır” açıklamasında bulundu.

Koronavirüste öne çıkan ilk bulgular; ateş, kuru öksürük, nefes darlığı olsa da bilim insanları göz hastalığı olan konjonktivitin (kırmızı göz) de koronavirüs belirtisi olabileceğini dile getirdi. Öte yandan uzmanlar gözyaşında da koronavirüs tespit edildiğini açıkladı. Peki, gözdeki hangi şikayetlerle mutlaka bir hastaneye başvurmalıyız? Göz Vakfı İdealtepe Göz Merkezi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gülten Manav Ay, “Virüsün sağlık çalışanlarına ve diğer göz muayenelerine gelen hastalara bulaşma ihtimali fazla olduğundan hemen göz doktoruna gidilmesi gerekmez. Covid-19’un herhangi bir belirtisi konjonktivite eşlik ediyorsa önce hastanın genel durumunu bozan şikayetler ön plana alınmalıdır” açıklamasında bulundu.

“HER KIRMIZI GÖZE ‘BU BİR COVID’Lİ HASTANIN GÖZÜDÜR’ DİYEMEYİZ”

Prof. Dr. Gülten Manav Ay, “Konjonktivit gözün dış tabakası ve kapak iç kısmını saran zar tabakasının iltihabıdır. Bakteryel, viral, allerjik olabilir. Konjonktivitin bulguları yanma, kızarma, kapaklarda şişme, kaşıntı, çapaklanma, sulanma yabancı cisim hissi gibi şikayetlerdir. Kırmızı göz konjonktivitin çoğu şekillerinin ilk belirtisi olup bazı göz hastalıklarının da ilk belirtisi (keratit, sklerit, üveit, endoftalmi, akut açı kapanması glokomu gibi) olabilir. Bu nedenle her kırmızı göze ayırıcı tanı yapmadan ‘Bu bir Covid’li hastanın gözüdür’ diyemeyiz” dedi.

GÖZ DOKTORUNA GİTMEDEN ÖNCE…

“Kırmızı gözden ya da konjonktiviten yola çıkarak Covid-19 tanısına gitmek sağlıklı bir yaklaşım değildir” diyen Prof. Dr. Ay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırmızı gözlü hastaların bu amaçla göz kliniklerine gitmesi son derece olumsuz sonuçlara yol açabilir. Virüsün sağlık çalışanlarına ve diğer göz muayenelerine gelen hastalara bulaşma ihtimali fazla olduğundan hemen göz doktoruna gidilmesi gerekmez. Covid-19’un herhangi bir belirtisi (yüksek ateş, ağrı, kuru öksürük, solunum güçlüğü, yorgunluk, vücut ağrıları, koku veya tat kaybı gibi bulguları) konjonktivite eşlik ediyorsa önce hastanın genel durumunu bozan şikayetler ön plana alınmalıdır. Göz doktoruna gitmeden önce mutlaka test yapılmalı eğer kişi pozitif ise tedaviye başlanılmışsa ve gözdeki tablo ağırlaşmışsa yani ileri derecede kızarıklık kaşıntı ve ödem varsa göz doktoruna görünülmelidir.”

DİKKAT! KONJONKTİVİT SOLUNUM PROBLEMLERİNDEN ÖNCE VEYA SONRA BİR BULGU OLABİLİR

Prof. Dr. Ay, “Klinik pratikte konjonktivit, Covid hastalığında ilk semptom olarak çok az sayıda hastada görülmüştür. Göz bulguları genellikle enfeksiyonun orta aşamalarında görülür. Genellikle gözler kızarık ve şiştir. Hafif korona semptomları olan kişilerin sadece yüzde 0.7’sinde kırmızı göz, şiddetli korona semptomları olanların ise yüzde 3’ünde konjonktivit görüldü. Sonuçta daha az yaygın olmasına rağmen Covid’li hastaların yüzde 1-3 ünde konjonktivit gelişiyor. Ama yüzde 83-99’da ateş, yüzde 59-82’sinde öksürük görülüyor.

Gözyaşında ve konjonktiva da virüs izole edilmiştir. Covid-19 ile enfekte bireylerin gözyaşında her ne kadar nadir olarak virüs gösterilmişse de Covid-19 da konjonktivit solunum problemlerinden önce veya sonra bir bulgu olarak kendini gösterebilir. Covid-19 konjonktiviti olan az sayıdaki hastanın gözyaşlarında virüsün düşük seviyede olduğu saptanmıştır. İlerlemiş korona hastalarında konjonktivit olasılığı daha yüksektir” diye konuştu.

GÖZ POTANSİYEL BİR GEÇİŞ YERİ Mİ?

Prof. Dr. Ay, “Bazı yayınlar gözü potansiyel bir geçiş yeri olarak göstermişlerdir. Başka bir çalışmada, konjonktivit ve gözyaşında virüs tespiti olsa da Covid ile göz bulgularını direkt ilişkilendirecek bir bilimsel kanıt tam olarak gösterilmemiştir. Bu çalışmada göz bulgularının ağır pnömoni olan olgularda ortaya çıktığı gösterilmiştir. Bununla birlikte, bunun tipik olduğunu doğrulamak için daha fazla katılımcının yer aldığı ek araştırmalara ihtiyaç vardır” açıklamasında bulundu.

ÖNCEDEN GÖZ HASTALIĞININ OLMASI KORONA AÇISINDAN BİR RİSK Mİ?

Önceden göz hastalığı olan kişilerin koronavirüse daha açık olduğunu söylemek mümkün mü sorusuna ise Prof. Dr. Gülten Manav Ay, şunları söyledi: “Bununla ilgili belirgin bir açıklama yok ancak koronanın elbette immün sistemi zayıf olan kişileri daha fazla etkilediği biliniyor fakat şimdiye kadarki bilgilerimiz gözün herhangi bir hastalığının olması (glokom, tekrarlayıcı üveit, retinopati gibi) korona açısından bir risk taşımadığı yönündedir.

Virüsün gözlerden bulaşma riski diğer bulaşıcı etkenlere göre nispeten az olmakla birlikte gözlerden de korunmalıyız. Öncelikle, özellikle halka açık yerlerde ve yıkanmamış ellerle gözlerinizi ovuşturmayın. Kontakt lens kullanırken kaşıntı ve gözde hafif kızarma oluyorsa hemen lens kullanımı bırakılıp gözlüğe geçilmelidir. Ayrıca ellerimizi sık sık yıkamalıyız, yüzümüze dokunmayı sınırlamalıyız, hasta insanlarla temas etmemeliyiz, sosyal mesafeye uymalıyız. Toplum içinde de mutlaka maske takmalıyız” dedi.