Eskiden Gözlükler Nalburdan Alınırmış, Çakıcı Abdullah nalbur. Makas, çakı, keser gibi nalburiye eşyaları satıyor. Ancak bunların yanında bir de gözlük satıyor. Bir kasaya dizdiği bir sürü gözlük, onun yanında da farklı boyutlarda yazılar. Gözlerinde problem olanlar buraya gelip gözlükleri deneyerek kendilerine gözlük alıyorlar.
22 Şubat 2016 - 17:42 'de eklendi.
Yaşadığı kente kendi varlığı ve çalışmalarıyla değer katan Hüseyin Erol, dört yıllık çalışma ile hazırladığı ve 2014 yılında kitapseverlerin karşısına çıkardığı İzmit Esnaf ve Ticaret Tarihi kitabı ile Doruktakiler 2015’te Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
İZMİT- Türkiye’de esnafların tarihini anlatan ilk kitabı olan İzmit Esnaf ve Ticaret Tarihi’nin her satırında Hüseyin Erol’un emeği var. Bu kitabının çocuğu gibi olduğunu belirten Erol, “Bu kitap arşivlik bir çalışmadır. Bundan elli sene sonra biz de kalmayacağız ve insanlar İzmit’teki esnaflığı, ticaret hayatını bu kitaptan öğrenecek” diyerek yaptığı araştırma çalışmasının önemine dikkat çekti. Kent için çalışmalar yapmayı sürdüren Erol, yaklaşık 20 bin üyesi olan Biz İzmit’iz” adlı Facebook Grubu’nda da İzmit’in tarihini yansıtan fotoğrafları anekdotlarla paylaşarak tarih severlerin beğenisini topluyor.
Bu kitapta sizi en çok etkileyen hangi hikayeler oldu?
Bir tanesi Sabri Yalım’ın hikayesidir. Cumhuriyet döneminde Fevziye Camii’nin Yürüyüş Yolu tarafından sıralı dükkanlar var. Daha sonra 1930’lu yıllarda bu dükkanlar kent planlaması yapılırken yıkılmış.- Sabri amcanın bir kitap dükkanı var o zamanlar. Sabri Amca da Fransa’dan gelen fotoğrafçılara kentin fotoğraflarını çektirip, onları kartpostal şeklinde bastırdıktan sonra dükkanda satıyor. Bir gün çok güzle genç bir kadın geliyor dükkana kitap almak için. Sabri Yalım kızı çok beğeniyor. Geçiyor dükkanın arka tarafına, bir kartpostalın arkasına “Sizden çok hoşlandım. Ailemle, ailenizi görmek isteriz eğer müsaitseniz” yazıyor ve kadının almak istediği kitabın arasına bu kartpostalı koyuyor. Sonra kız kitabı okumak için açtığında içinde bu kartı görüyor. Ama kız tabi teyzesine misafirliğe gelmiş. Kendisi Edirne’de yaşıyor. Kartı teyzesine gösteriyor. Teyzesi de “Devlet kuşu konmuş senin başına” diyor. Sonra gidip o kızı istiyorlar ve Sabri Yalım dükkanda aşık olduğu kızla evleniyor.
ESKİDEN GÖZLÜKLER NALBURDAN ALINIRMIŞ
Aklıma gelen bir diğer hikaye de Çakıcı Abdullah’ınki. Şimdiki Kuyumcular Çarşısı’nın orada Pazar kuruluyor, Çakıcı Abdullah da nalbur. Makas, çakı, keser gibi nalburiye eşyaları satıyor. Ancak bunların yanında bir de gözlük satıyor. Bir kasaya dizdiği bir sürü gözlük, onun yanında da farklı boyutlarda yazılar. Gözlerinde problem olanlar buraya gelip gözlükleri deneyerek kendilerine gözlük alıyorlar. O zaman gözlük ticareti böyle bir şey.
TABUT ALMAK İÇİN GELİP TİCARETE ATILDI
İzmit’in en büyük mağazası Hacı Ömerler Mağazası var. İzmit’in en büyük esnaflarıydı onlar şimdi ticaretten çekildiler. Fethiye Köyü var. Savaş döneminde Yunan İzmit’i işgal altına alıyor. Köyde varlıklı bir ailenin yakını ölüyor. Köydeki marangoz çocuğu at arabasıyla İzmit’e gönderiyor köyden büyük biri ile birlikte tabut yaptırmaya. Onlar merkeze Yenicuma’nın oralara gelince Yunan bunu alıyor. O zamanlar 14 – 15 yaşında. Yürüyüş Yolu’nun sonuna doğru solda bir bina var ahşap ve beton bir yapı. Orayı Yunan karakol olarak kullanıyor. Bizim çocuğu da buraya getirip nezarete atıyorlar. Koğuşta İzmit’in ilk tuhafiyecisi İbrahim Efendi var. İkisi burada sohbet ediyorlar o neler olduğunu anlatıyor falan. İbrahim efendi bunu çok seviyor. Zeki buluyor. Sonra o arada 15 gün sonra falan İzmit düşman işgalinden kurtuluyor.
FETHİYE KÖYÜ’NE GİDİYOR
İbrahim Efendi bunu çok seviyor, bırakmak istemiyor. Çocuğu alıp onun köyü olan Fethiye Köyü’ne gidiyor. Babasına diyor “Bu çocuk çok akıllı onda ticaret kafası var. Sen bunu bana ver ben bunu yetiştireyim” babası da kabul ediyor. Sonra Fethiye Camii etrafında çocuğa bir sandık veriyor, dükkandaki artık malzemeleri veriyor onları satmasını istiyor. Çocuk da orada gelene, geçene bunları satarak ticaret öğreniyor. Sonra kendi dükkanını açıyor ve kısa süre sonra İzmit’te Fethiye Caddesi’ndeki dükkanların yarısını satın alıyor. İşini iyi yapıyor. Bu insanın hayatının nasıl değiştiğini gösteren bir hikaye. Tabut almaya giderken ticarete atılıyor. Bunları hepsi çok değerli hikayeler. Bundan 50 sene sonra da birileri gelip İzmit’te nasıl insanlar yaşamış dediğinde bu kitabı okuyacak. Bu kitap bir kılavuz niteliğinde.
KRALLAR GİBİ YAŞIYOR
Ki öyle de oldu. O vali şimdi krallar gibi yaşıyor. Ama biz burada hala dertlerimizle baş başayız. Gerilemiş, büyük darbeler almış, zafiyete uğramış insanlar olarak kaldık. Meslekler neden yok oluyor çünkü sahip çıkılmıyor. Birkaç sene sonra bizler de dükkanı kapatıp gideceğiz. Benim bu kitabı yapmaktaki amacım buydu. Ölüp giden mesleklere geriye dönüp bakabilmek… İnsan nerede yaşıyorsa o kente sahip çıkmalı ve kent için kente değer katacak çalışmalar yapmalıdır. Biz böyle öğrendik. Bu kitap da benim İzmit’e armağanımdır.
Şu an üzerinde çalıştığım ikinci kitabımı da Körfez’e armağan edeceğim.
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...