“Mesleğimiz sistemli, planlı, sürekli olarak perakende ve tedarikte tekel oluşturmak isteyen sermayenin karını artırmaya yönelik biçimde dönüşüme uğratılmaya çalışılmaktadır” Yukarıdaki satırlar, bu meslek için gösterdiği gayretleri nedeniyle, kendisine her zaman için borçlu kalacağımız Sayın Taylan Küçüker Hocama ait. Sözlerinin her harfine her kelimesine yürekten katılıyorum. Ve ilaveten, evet optisyenlik programlarının ve kontenjanlarının son […]
08 Temmuz 2014 - 22:52 'de eklendi.
“Mesleğimiz sistemli, planlı, sürekli olarak perakende ve tedarikte tekel oluşturmak isteyen sermayenin karını artırmaya yönelik biçimde dönüşüme uğratılmaya çalışılmaktadır”
Yukarıdaki satırlar, bu meslek için gösterdiği gayretleri nedeniyle, kendisine her zaman için borçlu kalacağımız Sayın Taylan Küçüker Hocama ait. Sözlerinin her harfine her kelimesine yürekten katılıyorum.
Ve ilaveten, evet optisyenlik programlarının ve kontenjanlarının son birkaç yılda patlama yaptığı ve ard arda açılan devlet üniversitelerinin yanı sıra birçok özel üniversiteninde eğitimin bu sahasında ikinci öğretimleriyle bile yer aldığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Kontenjan toplamlarının yıllık iki bin sınırını zorlar hale geldiği de bilinen bir gerçektir.
Başta alıntı yaptığımız Taylan Hocamın yazısı tam olarak okunur ve değerlendirilirse bu talebin kendiliğinden doğmadığı, bu topraklarda ve bu sahada büyümek isteyen sermaye bol ve ucuz (ehliyetli) personel ihtiyacından beslendiği açıktır. Toplumsal geleneğimizde, planlama (bu manada ise iş gücü planlaması) kavramı yer bulmadığından, bu konuda da (bilgisizlik ve öngörüsüzlükten beslenen) yanlış arz ve talep buluşması ile kontrolsüz bir şekilde eğitimli! İşsiz ordusu bütün tarafların elbirliğiyle yaratılacak inşallah.
Kısacası artık optisyenlik bölümleri Türkiyenin gelecek kuşaklarının gözlükçülerini değil, yeni açılacak zincir mağazaların elemanlarını yetiştirme bölümlerine dönüşme yolundadırlar. Buraya kadar tamam ancak;
Öte yandan optisyenlerin kamuda ilgili birimlerde istihdam edilmeleri meselesi uzun zamandan beri konuşulan ve tartışılan bir meseledir, ancak çözüm olmaktan maalesef çok uzaktır. Şöyleki, Türkiye idari açıdan 81 il ve 957 ilçeden ibarettir. Bunu şu nedenle söylüyorum diyelimki devletin ilgili mercileri çok bonkör davrandılar ve Sağlık Bakanlığının vede Sosyal Güvenlik Kurumunun tüm taşra teşkilatlarına birer optisyen aldılar. Takriben 2000 Kişiyi ifade eden böyle bir devasa kadro, bir yılda verilen mezun sayısına ancak tekabül eder, dolayısıyla optisyenlerin kamuda istihdamı problemi (ki problemi nasıl gördüğümüz çok değişiklik gösterebiliyor) çözmekten çok uzak kalıyor.
Ancak aşağıda, konumuzla ilgili gördüğüm yerlerinden alıntılar yaptığım Yönetmeliğin ve kanunun ilgili maddelerini dikkatle okursak göreceğiz ki biz geleneksel optisyenlik müesseseleride mevcut sıkıntının parçalarıyız.
Şu an için varlıklarından (esasen kullandıkları yöntemlerden) rahatsızlığımızı (birçok konuda haklı olarak) sürekli dile getirdiğimiz organize zincir mağazalar öncesi dönemden başlayarak, içimizden bazıları kendi görece güçlerini nasılda kural tanımaz şekilde yine biz meslektaşlarına karşı düşmanca bir tavırla kullandılar ve kullanmaktalar. Sırf rakiplerini marke etmek için aynı semtte hatta aynı caddede birbirine birkaç yüz metre mesafede, (olmayan mesul müdürleri ile) kendi derme çatma zincirlerini kurarlarken hiçbir mesleki kural ve disiplin tanımazlarken ve mali uyanıklıklar ile sermayesiz limitet şirketler birer birer ortaya çıkarken ve bu yolla meslek gerçek sahipleri olan biz gözlükçülerden sermaye sahiplerine devşirilirken, bu günlerin geleceği başından belliydi.
Bütün bunları kanunun tarif ettiği örnek bir optisyenlik müessesesini tarif etmek için yazıyorum. Aslında bu tarifi ben yapmayayım aşağıdaki yönetmelik maddelerini okuyun bakalım bu şartları yerine getirebilecek aranızda kaç kişi veya müessese var, özelliklede böyle olması gerektiğine inanan içinizde kaç kişi var. Ancak bilinizki birileri yeni düzene çok kolay ayak uyduracaklar. Nede olsa onlar konunun uzmanları, ve bu sektörün! ekonomik çözüm noktaları…
Okullar mı ne olacak, aşağıdaki yönetmelikte işaret edilen optisyenlik müesseseleri gibi olacaksak daha çok optisyen lazım, gerçek ihtiyacın karşılanması yıllar alır, yok aksine, yazana çizene hakaretler yağdırıp, kanuna yönetmeliğe bakmazsak, günü geldiğinde birçoklarınız aşağıda belirttiğim kanunumuzun cezai şartlar maddelerindeki en ağır cezalarla* tanışınca terki ticaret edeceğiniz için, bu kadar optisyene dolayısıyle okula ihtiyaç kalmayacağından liberal ekonominin kuralları içinde öncelikle özel okullar öğrenci bulamayacakları için bu sahadan çıkıp giderler. Sonrası mı, geleneği olan okullar makul sayıda kontenjanları ile bu sahadaki eğitim faaliyetlerine devam ederler.
Sevgili Hocam beyefendi kişiliğiniz ile yazdığınız yazıda dile getirmediğinizi düşündüğüm konulara değindiğimi zannediyorum, öte yandan okuduklarından dolayı bana öfkelenecek dostlara! da tavsiyem bana kızmadan yazıyı ve altında yazan yönetmelik ve kanun maddelerini tekrar tekrar okuyun. Ki bunlarıda ben yazmadım! Geleceği görmek için kahin olmaya gerek yok, bu konuya gelecek tepkilere göre tekrar devam ederiz. Yazıma son vermeden önce hızlı yorumculara bir not, ali diyorki, veli diyorki imzalı öyle ucuzundan yorumlarla, şimdimi aklınıza geldi, daha önce nerelerdeydiniz, vay şunu kolluyorsun vay buna yaranıyorsun, yada daha kötüsü dernekler ne işe yarıyor gibilerinden yazıyorsunuz ya çok gülüyorum.
MERAKLISI İÇİN;
OPTİSYENLİK MÜESSESELERİ HAKKINDA YÖNETMELİK’ten bazı maddeler,
f) Mesul müdür: Optisyenlik müessesesinde optisyenlik mesleğinin icra edilmesinden ve müessesenin faaliyetlerinden bizatihi sorumlu kişiyi,
ğ) Personel çalışma belgesi: Optisyenlik müessesesinde mesul müdür haricinde çalışan ve optisyenlik mesleğini icra hak ve yetkisini haiz olanlar için, müessesede çalıştıklarını göstermek üzere il müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi, ifade eder.
MADDE 14 – (1) Mesul müdürün müessesede bizzat bulunması esastır.
a) Optisyenlik müessesesinin mesul müdürü yıl içerisinde toplam otuz gün izin kullanabilir. Mesul müdür izne ayrılmadan önce kullanacağı izin süresi ile geçici olarak yerine mesul müdürlük yapacak olan ve bu Yönetmelikte belirtilen şartları haiz bir kişi müessese tarafından il müdürlüğüne bildirilir. Aksi halde bu süre zarfında müessesede reçeteli optik ürünlerin satışı yapılamaz.
b) Mesul müdürün, hastalık ve sair zorlayıcı sebeplerden dolayı bir aydan fazla olmamak üzere müesseseden ayrılması durumunda, mazeret halinin ortaya çıkmasından itibaren kırk sekiz saatiçerisinde bir dilekçe ile il müdürlüğüne bilgi verilir.
Diğer personel
MADDE 17 – (1) Optisyenlik müessesesinde, mesul müdür haricinde başka optisyen veya gözlükçü ruhsatnamesi olan kişiler, ek-3’te yer alan personel çalışma belgesi düzenlenmesi kaydıyla çalışabilir.
(2) Ayrıca müessesede optisyenlik mesleği haricindeki işleri yürütmek üzere yeteri kadar personel çalıştırılabilir.
*5193 Sayılı OHK (Cezai Hükümler)
Madde 14- (Değişik: 23/1/2008 – 5728/551 md.)
Optisyen unvanını haiz olmadığı hâlde optisyenlik yapanlar veya optisyen olduğunu ilân edenlere otuzbeşbin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve müessesesi kapatılır.
Bütün açıklığına rağmen bu maddelerden yaklaşan sıkıntıyı göremiyorsanız, avukatınıza danışın derim, bu samimi ikazıma rağmen önümüzdeki dönemde sıkıntı yaşayanlara ise o gün bu yazının bir kopyesini gönderirim.
Sağlıcakla kalın.
Kamil Nuri GİZER- Gözlükçü
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...