Elektronik yayıncılık sektörü Türkiye’de de yaygınlık kazanıyor

İnternet, gittikçe boyutları küçülen bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler derken teknolojik/dijital hayat bireylerin her alanda karşısına çıkıyor.

Yeni teknolojilerden kaçınmak ya da bu araçlara mesafeli olmak artık hayatın içine tamamen dahil olan son teknolojiyle donatılmış iletişim araçları sonrasında pek de kolay görünmüyor.

İster y kuşağından olun, ister x kuşağı ve daha da ileriki yaşları ifade etmeye yarayan diğer kuşaklardan olun sosyal hayat, özel hayat ve iş hayatınızdaki ilişkileri ve yaşayış biçimlerini dönüştüren dijital teknolojiler, bireyleri kendilerini takip etmeye ve kullanmaya zorunlu kılıyor.

2002 yılında yayınlanan bir makalesinde bir çeşit eleştirel teknoloji teorisi geliştirmeye çalıştığını belirten Douglas Kellner’in da ifade ettiği gibi; ‘Yeni teknoloji süreci, toplumumuz ve kültürümüzün her veçhesini değiştiriyor; biz ise dünyamızı hem anlamak hem de dönüştürmek için onlardan yararlanmaya ve onları kavramaya ihtiyaç duyuyoruz’. İşte gazete, dergi ve kitaptan oluşan yayın türleri bu yeni teknoloji sürecini kavramamıza yardımcı olabilecek araçların başında geliyor.

Geleneksel yayıncılık anlayışıyla günlük gazeteler, ilgi duyduğumuz kitaplar ve derinlemesine analizler ve dosyalar içinse dergi ‘okurları’, artık bu yayınların dönüşüme uğramasıyla elektronik yayınların ‘kullanıcı’sı olarak görülüyor.

Bilgisayar ve internet teknolojilerinin gelişmesiyle elektronik yayıncılık sektörü Türkiye’de de yaygınlık kazanmaya devam ediyor. Başlangıçta geleneksel yayıncılıktan daha maliyetli gibi görünse de elektronik yayıncılıkla uzun vadede yayıncılara dağıtım, depolama ve baskı gibi alanlarda birçok açıdan maliyet avantajı sağlayabiliyor. E-içerikle birlikte yazarın yayıncıya olan mecburiyeti ortadan kalkarken, her yazar kendi içeriğinin yayıncısı olabiliyor ve okuyucularıyla daha çabuk iletişim kurarak geribildirimler alabiliyor.

Bu sayede e-içerikler, yazar ve okuyucu arasında daha hızlı ve etkili etkileşim sağlayarak yazarın okuyucularından gelen geribildirimler doğrultusunda içerikleri geliştirebilmesini sağlıyor. Yani e-içerik sayesinde okuyucular, yazarla kurdukları iletişimle yazarı yönlendirerek içeriğin yazımında etkin rol oynayabiliyor. E- kitaplardaki bu avantajların yanı sıra benzer kolaylıklar diğer yayın türleri için de söz konusu olabiliyor.

Elektronik yayıncılıkla ilgili gazetecilik ve yayıncılık anlamında pek çok olumlu beklenti ve algı oluşmuşken Türkiye’deki elektronik yayınlara yakın zamanda bir yenisi daha eklendi.

Bilgiye ulaşma ve onu kullanma hızla biçim değiştirirken, geleneksel yayıncılığa kıyasla elektronik yayıncılığın temel bazı farklarının da bilinmesi önem kazanıyor.

Örneğin; Tablet dergilerde içerik hazırlanması aşamasında mutlaka bu içeriklerin resim, video kısacası multimedia destekli olması gerekiyor. İçerik hazırlandıktan sonra sayfa tasarımı ve sonra animasyon ekibinin animasyonları ekleme aşaması geliyor. En son olarak da yazılımcılar sayfayı koda çeviriyor. Bu aşamalardan sonra tablet dergi yayına hazır hale geliyor.

Elektronik yayıncılığın hedef kitlesi de geleneksel yayıncılığa göre daha spesifik nitelikleri taşıyor.

Daha çok 18-35 yaş aralığında iyi eğitimli, mobil kültürüne aşina, şehirli, hobi ve iyi yaşam merakı olan ve dil bilen kişiler hedef kitle olarak tanımlanıyor. Uzun ve ayrıntılı metinlerin bu dijital kullanıcıya hitap etmemesi yanında ‘hedef kitlenin bu mecrada izlemeyi, dinlemeyi, kazımayı, sürükleyip bırakmayı, dokunmayı, sallamayı, çevirmeyi’ sevdiğini belirten Samanyolu Yayın Grubu Dijital Medya Direktörü Akın Emre Karagülle, ‘Online kullanıcının dikkat eşiği maksimum 4 dk.dır.

Bu da video için. Binlerce vuruşluk metinler bizim kullanıcımıza hitap etmiyor’ ifadeleriyle elektronik yayıncılıkta anlatımın ne kadar hızlı olması gerektiğine de dikkat çekiyor. Öte yandan tablet dergilerde dosya haber – röportajların en fazla bir sayfa metinden, diğer metinlerin ise en fazla 2-3 paragraftan oluşmasına özen gösteriliyor. Kullanıcısına interaktif metinlerle keyifli vakit geçirmeyi vaat eden ve okumayı sevdirmek gibi de bir iddiaları olmadığını belirten Akın Emre Karagülle, bunun bir göstergesi olarak dijital yayınlarda Mars TAB dergisinin AppStore’da ‘Entertainment’ yani eğlence kategorisinde onun altında da ‘LifeStyle’ yani yaşam tarzı alt kategorisinde bulunmasına dikkat çekiyor.

Yayıncılık sektöründe yayınların biçimi, içeriği, okura ulaşması, okur ya da başka bir ifadeyle kullanıcıyla yazarın ve yayıncının etkileşimi değişim geçirmeye devam ediyor. İletişimin asli amacının mesajın doğru bir şekilde iletilmesi ve algılatılması olduğu göz önünde tutulursa sosyal medyanın vazgeçilmezi olan Twitter’daki 140 karakter sınırlaması ve online kullanıcının izlediği videolarda bile 4 dk. ile sınırlı olan dikkatinin doğru ve etkili iletişim kurmada ciddi sorunları beraberinde getirebileceği endişesi bulunuyor.

Yayıncının ve yazarın bir yandan kendisini ifade etmesini kolaylaştıran dijital mecralar diğer yandan hız ve zaman kısıtı nedeniyle zorluk yaratabiliyor. Bilgiyi alma ve algılama yönünden aynı anda birçok duyuya birden seslenen interaktif metinler okumaktan çok interaktif kullanımla, eğlendirme işlevi taşıdığından acaba gelecekte bilginin içeriğinin boşalmasına neden olabilir mi?

Okunan bir içerik yerine kullanılan ve eğlence ekseninde tüketilen bir içerik, eğlendirerek bilgilenmeyi mi, yoksa bilginin eğlenceye dönüşmesini mi sağlar gibi sorular daha uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.

http://dergi.optisyeninsesi.com/