Gençlerle beraber çalışmak keyifli.Hele çocuk denecek yaştakilerle bir arada olmak çok daha keyifli. Bazen çevreme aldırmaz görünüp başka işlerle oyalandığımda ,kendi aralarında yaptıkları sohbete kulak misafiri oluyorum. ‘’Ya abi ! ‘’ diyor biri. ‘’ Hani o eski bir şarkıcı vardı ya, onu gördüm caddede.Manitasıyla gidiyordu.’’ Hangisi olduğunu soruyor diğeri. ‘’hani,bir şarkısı vardı ya, -kalamam […]
12 Şubat 2013 - 16:13 'de eklendi.
Gençlerle beraber çalışmak keyifli.Hele çocuk denecek yaştakilerle bir arada olmak çok daha keyifli.
Bazen çevreme aldırmaz görünüp başka işlerle oyalandığımda ,kendi aralarında yaptıkları sohbete kulak misafiri oluyorum.
‘’Ya abi ! ‘’ diyor biri. ‘’ Hani o eski bir şarkıcı vardı ya, onu gördüm caddede.Manitasıyla gidiyordu.’’
Hangisi olduğunu soruyor diğeri. ‘’hani,bir şarkısı vardı ya, -kalamam arkadaş hiç -.diyordu.’’ Adını unuttuğu için eksiklik hissedene yardım geliyordu. ‘’ Murat Boz mu ? ‘’ Seviniyor çocuk. ‘Hah ,o işte.Murat boz,.’’
‘’ Ulan ‘’ diyorum içimden, Murat Boz ne zaman eski şarkıcı oldu ? Murat Boz eski ise, yeni şarkıcı kimdir? Arada kuşak farkımız bu kadar mı uçurum ?
Yine benzeri bir olay. Genç bir çalışanımız ile arkadaşı arasında geçiyor. Ben bilgisayar da oyun oynuyorum. Onlar da kendi aralarında laflıyorlar. Muhabet şöyle gelişiyor:
‘’Abi, dün ne yaptım biliyor musun ? Bütün bir günü cep telefonsuz geçirdim. İnanabiliyor musun ya ? Tüm gün boyunca telefonsuzdum. ‘’
‘’Aman be abi , geçen hafta da ben cep telefonumu almadan gelmiştim işe. N’olacak ki ? ‘’
‘’Oğlum, kafayı mı yedin sen ? Ben senin gibi dükkan da falan değilim ki. Elinin altında 50 tane telefon var. Ben cep telefonsuz Gebze’ye gittim. Ne demek biliyon mu ? Trafik te araba kullanıyorsun ve cep telefonun yok. Böyle bir kabus olamaz kanka . Her an bir kaza olacakmış ta , beni kimse bulamayacakmış gibi bir his. Allahım, kafayı yicem ya. Korkum dağılsın diye radyoyu bangır bangır çalıyorum, faydası yok. Hayır, işim acele olmasa geri dönüp evden telefonu alacaktım ama, işe yetişmem lazım. Bir daha tövbe ettim, cepsiz çıkmam ağa. ‘’
Öyle korkulu ve etkili bir anlatımı var ki, ben de dikkat kesiliyorum. Gerilim filmi anlatıyor gibi. Heyecanının samimiyetine inanıyorum .Bunların iri-yarı olmasına da aldanmamak lazım.Çocuksu halleri en basit konuşmalarıyla bile ortaya çıkıyor.İletişim yoksa ,gençlik te yok. Benim bu kadarını anlamam mümkün değil.Ama şunu anlayabiliyorum.Tarihçiler,milattan önce,milattan sonra ayrımı yapıyorlar ya ! Bence cep telefonundan önce,cep telefonundan sonra diye de bir milat yaratmak gerekli.Çünk C.Ö.’den sonra yaşam da,ilişkilerde ciddi anlamda değişti.
Her neyse, gençlerle beraber çalışmak bu açıdan keyifli. Bilmediğiniz ya da çoktan unuttuğunuz bir dünyayı onların gözüyle görüyorsunuz.
Geçen gün de yeni işe başlayan bir kızımızı türkü söyleyerek temizlik yaparken gördüm. Çok hoşuma gitti. Ben de ne zaman keyifle bir işe kendimi versem mutlaka şarkı söylerdim.Hele eski makinelerle cam keserken. Sesimle makinanın gürültüsü yarışırdı sanki. Artık işini yaparken şarkı söyleyen kimselere rastlamıyorum. Oysa ,işini yaparken şarkı söyleyen işçi ,kanımca en verimli işçidir ve sesi, dünyanın en güzel sesidir.Bu sesi kurumlaşmış mağazalar da duyamazsınız.Teknosa da,büyük marketler de ve zincir mağazalarda insan sesine uygulanan bu yasak,yüksek volümlü tekno müziklerle giderilmeye çalışılır.
Farkında mısınız? Yazı kendiliğinden çalışma hayatına falan geldi, dayandı. Hep böyle oluyor.Benim elimde değil. Tam da çok sığ ve dar bir bakış açısıyla sektörel yazılar kaleme aldığıma dair şikayetler duymuşken…(sanki başka bir yerde yazıyormuşum gibi..)
Ama yapabileceğim bir şey yok. Herkes suyunu içtiği pınardan beslenir.
Mesleğimiz yeni jenerasyonlarla, yeni teknolojilerle ,yeni pazarlama yöntemleriyle tanışıyor. Bizlerde hem uzaktan izliyor,anlamaya çalışıyor,büyük ölçüde şaşırıyor, en çok ta bu yeni durumdan etkilenmeden nasıl ayakta duracağımızı hesaplamaya çalışıyoruz.Ciddi bir dönüşüm yaşıyoruz.
Böyle bir süreçte –ki, bu süreç mesleğimiz dışında tüm perakende sektörünün de ortak sorunudur-artık çalışanların kendi aralarında ki sohbetlerini bile duyamayacaksınız.Artık cam keserken şarkı söyleyen bir çalışan da bulamayacaksınız.
İşini yaptıktan sonra kapısının önüne taburesini atıp, komşularıyla geyik yapan usta,, dükkanının önünü süpürüp-sulayan tezgahtar,, iş yaparken şarkı söyleyen kalfa,, Cuma’ya gittim döneceğim diyen esnaflar C.Ö’de kaldı.
Şimdi, C.S’ SI ise,teknoloji ile,yeniliklerle,orantılı rekabetle daha bir içli-dışlı olmamız gereken süreçteyiz.Optometri de bunun bir parçası.Karşı olmak yerine,uyumlu bir beraberliği yaşama geçirmeliyiz.
Ki,C.Ö’si kuşak olarak biz de şarkılarımızı söyleyebilelim…
Metin TURANLI
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
Sevgili Metin
Yorumunu telefonla öğrenmiş başka bir bilgisayar kanalıyla göndermiştim. İnternet sorunum yeni bitti. Baktım ki gönderdiğim yorumum yok. Yeniden gönderiyorum.
Anlaşılıyor ki bana gönderdiğin cevabın tahlilini dükkanda çaylarımızı yudumlarken yapacağız. Başta böyle söyleseydin bana bu kadarcığı bile yeterdi.
Teşekkürler.Görüşmek üzere.
Düşünceleriniz düşüncelerimin tercümanı. Kaleminize sağlık.
Sevgili arkadaşım… Ben hiç yurt dışına çıkmadım.Yurt dışında ki optik faaliyeti konusunda pek bilgim yok.Sadece yurt dışından gelen müşterilerimin,”göz muayenesi yapmıyor musunuz?” sorularına muhatabım.Bundan da anladığım Avrupa’nın bir çok ülkesinde Optometri olduğudur.Tahminimce..Temenni olarak algılamayın.Şartlar olgunlaştığında Optometri kapımızı çalacaktır.Burada sizce yapılması gereken tümden bu gerçekliğe karşı çıkmak mı,yoksa uygun düzenlemelerle optisyen arkadaşlarımıza da Optimetri yolunu açmak;alacakları artı bir formasyonla kariyerlerine bu şekilde devam etmelerini sağlamak mı? Bahsettiğiniz şekilde,hazır gözlük satılması,SGK ile gizli pazarlıklar,tekel oluşturmaya yönelik faaliyetler ise,optometri den çok,kötü niyet ve tekelci zihniyetle açıklanabilir ancak.Aşırı ve haksız kâr ,mesleğimizin -maalesef -hiç te yabancısı olmadığı bir duygu. Bence siz mesleki menfaatleriniz ön… Read more »
Sayın Metin Turanlı
Dün çalıştığın dükkandaydım. Aramızda cep telefonları olmadan sohbet ettik. İnternet problemim devam ettiği için üç gündür hiç bir yazıyı okuyamamıştım. Ancak bugün senin yazını bir İnternet Cafe’de okudum. Anlaşılan siz de UTANGAÇ OPTOMETRİSTLERDENSİNİZ. Bir uyum sürecinden de geçtiğiniz anlaşılıyor. Ben optometriye karşı çıkan iflah olmaz bir STATÜKOCU olarak şu ana kadar benim hiç bir yazımı okumadığınızı düşünüyorum..
Hakemi aldatmaya yönelik hareketlerde hakem oyuncuya SARI veya KIRMIZI kart gösterir. Merhabamız hatırına ben bunu size yapmayacağım.
Sevgili Göray abim.. Siz de ,dostluğunuzda benim için değerlisinizdir;kaybetmeyi göze alamam..Ama biraz yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum.Bu yazı Optometriyi savunmak için yazılmadı ki.Genç meslekdaşlarımızı,dünyalarını,bizimle olan kuşak farkını dile getirmek için kaleme alınan bir yazı bu.Koca koca adamların digital ortam dışında nasıl da çocuklaştığına dair bir gözlem. Yoksa benim Optometri gelsin diye bir kitle oluşturmak gibi misyonum yok ve olamaz.Çünkü ben Optometri nedir bilmiyorum.Bilmekte istemiyorum.Ben Noroloji’yi de bilmem.Ama benim bilmemem bunun gerçekliğini değiştirmez.Google’a Optometri diye girdiğinizde Oftalmolojiden ayrı bir bilim dalı diye tanımlaması var.Ne yapalım şimdi? Yok mu sayacağız bu olguyu? Muhtemeldir çeşitli sebeplerle bu meslekle biz de tanışacağız.Ve bu tanışıklıktan ciddi bir… Read more »
Sevgili Metin;
Elimizi verelim,kolumuz allah kerim mi?Demek istedin dostum.Kusura bakma mesleğim ve geleceği için senin tabirinle bilimi reddeden bir statikocunun en en en dik alasıyım.Statikocu olmayan ve şahsi menfaatlerini ön planda tutan kardeşim,Düne kadar TOOMD’de sadece kendi menfaatleri için yandaşlık yapanlardan hiç olmadım,olmamda,şayet o kafada olsaydım şimdi birilerinin kurduğu veya kurmaya hazırlandığı bir dernekte en üstte oturanlardan olurudum.Ne koltuk sevdam var nede nam,nede bir kariyer nemalanması.Sadece düşüncelerim ve karşımda ters duranlar var onlarla sonuna kadar savaşacağım.allah sen ve snin gibilerin yolunu açık etsin.
Metin Arkadaşım; Ne uyumu?Adamlar ekmeğimize göz dikti. Unuttunuzmu? Önce sgk ya biz sizin tüm gözlüklerinizi daha ucuza yapabiliriz bizimle anlaşın dediler.İhale kanunu engel oldu.Sonra türlü türlü oyunlar denediler,tarz değiştirdiler, dükkanlarında kanuna aykırı olduğunu bile bile,hazır okumalar sattılar:Bizim aldığımız malları daha ucuza alıp bir alana bir bedava yaptılar.Sonra bizler o tedarikçilere baskı yapınca aynı ürünleri kendi markalarıyla üretip satmaya başladılar.Daha ne olsun Metin kardeş ben türkiyede gözlükçüyüm, O optimetri varya o optimetri senide yakar benide, bu geri kalmışlık değil menfaat ben meslek menfaatlerim ön plana çıkınca geri kafalının taaaaaaaaa kendisiyim, özüyüm. Dünyada bir çok ülkede gözlükçünün ters durduğu bir sistem arkadaşım.Bir… Read more »