Vicdanla cüzdan arasına sıkıştırılan tıp doktorları!

Oftalmologlardan beklentim,

Oftalmologların ihtisas sahibi oldukları alanlarda halka “samimi” bilgilendirmeler yapması beklentimdir.

Vicdanla cüzdan arasına sıkıştırılan tıp doktorlarının “performansa dayalı” çalışma baskısı altında mesleklerini icra etme mecburiyeti hastaların kimi zaman gereksiz tetkiklere yönlendirilmesine yol açtığı bilinmekte.

Hakan Ertunk

Gözlüksüz yaşam vaadinde risklerin flulaştırılarak hastanın kozmetik operasyonlara ikna edilmesinin sonucunda oluşan telafisi mümkün olmayan kayıplar basında maalesef yeterince yer almamakta.

Geçmişte kontak lens oftalmologların gelir kapısıyken kullanılan tavsiye dili, satış yetkisi optisyene geçtikten sonra birden kontak lensin sakıncalarının doğru ifade edilmesine evrildi. Tabii örtülü ticareti sürdürenlerin duruşunda bir değişiklik olmadığını söylemek mümkün.

Gözlüklerden kurtulun sloganıyla gözlerin doğranmasının olumsuz sonuçlarının istatistiki verileri kamuoyunca bilinmese de operasyon sonrası pişmanlık yaşayanların nasıl bir ıstırap içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıklarına gözlük almaya geldiklerinde tanık olmakta optisyenler.

Refraksiyon muayenesi sonrası düzenlenen reçetede kimi zaman küçük detayların önemsenmemesi görüş konforunda şikâyete yol açmakta böylece hastaya gözlükten kurtaralım teklifine zemin hazırlandığına da şahit olunmakta.

Bugüne dek akılsız lenslerle görme sağlığına katkıda bulunan oftalmologların hastasını yeni teknoloji ürünü akıllı lenslere yönlendirmesi de takdire şayan bir çaba olarak dikkat çekmekte.

Akılsız lens kullananlarla akıllı lens kullananlar arasında yapılan gözlemlerde akılsız lensi kullananların ne kadar akıllı bir karar verdikleri hasta beyanlarından anlaşılmakta.

Akıllı lens kullananların yaşadığı komplikasyonlar basına yansıtılmasa da günlük yaşamda özellikle gece yaşadıkları sıkıntılar bilinmekte.

Gözlükten kurtulma psikolojisiyle bu tür operasyon yaptıranların daha sonra oluşan komplikasyonları sineye çektikleri, geri dönüşü olmayan bir yola girdiklerini kabullenip mevcutla yetindikleri ve resmi mercilere şikâyette bulunmadıkları bir gerçek. (şikayetvar.com sitesinde kısmen şikayetler görülmekte)

Oftalmologların tespit edilen komplikasyonları görme sağlığı konusunda bilinçlenmek isteyenlere yol göstermek amaçlı “samimi” dille kamuoyuyla paylaşması önem arz etmekte. Hastaların da yaşadıkları sorunları sağlık bakanlığına rapor etmesi de bu tür operasyonların planlanmasında dikkat edilmesi gerekenlerin bir protokole bağlanmasının önünü açacaktır.

Optisyen Odalarının bu tür şikayetlerin istatistiklerini tutmak amaçlı web sitelerinde hasta şikâyet bildirimi sekmesi açması yararlı olacaktır.

Toplumda Oftalmologların sorumluluk alanındaki konularda “samimi” bilgilendirmeye ihtiyaç duyulurken optisyenlerin ve optometristlerin yetki alanındaki konularda medyada sık sık görüş belirtmeleri kimi zaman sakillik yaratmakta.

Sosyal medyada ve yazılı basında zaman zaman “uzman görüşü” olarak beyanda bulunanlar arasında yer alan Sayın Prof. Dr. Banu Coşar’ın optometri alanına yönelik önermelerinde kamuyu yanlış bilgilendirmesi “doğru bilinen yanlışlar” arşivini zenginleştirmekten öte bir işe yaramamakta.

Sayın Coşar’ın özellikle Optisyeninsesi portalında yayınlanan hatalı görüşlerini sürekli düzeltmek zorunda kalınması da hoş bir durum olmasa gerek.

Hocanın yanlış önermelerde bulunmasının perde arkasında ürün tanıtan “propagandistlerin” eksik ya da yanıltıcı bilgi aktarmasından kaynaklanmış olması muhtemel zira uzmanın aktarılan bilgiyi yanlış anlamış olması düşünülemez.

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar, yaptığı açıklamada, göz sağlığı bozuk kişilerin gözlük seçimi yaparken, estetikten ziyade daha nitelikli görüş imkânı veren gözlükleri tercih etmesi gerektiğini belirtti.

Gözlük estetik unsura sahip bir görme sağlığı gereci olup kullanıcının sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik bütünlüğüne uyumu çok önemlidir. Görüşü nitelikli kılan doğru tercih edilecek oftalmik cam ve o camın çerçeveye doğru montajıdır.

Gözlük alınırken, camının özelliklerinden daha çok çerçeve üzerinde zaman harcandığını ifade eden Coşar, asıl gözlük camının ne tür özellikleri taşıdığının önemli olduğunu söyledi.

Bir önceki cümlesinde seçilecek gözlük çerçevesinin önemine vurgu yapan hocanın bir sonraki cümlesinde seçilecek oftalmik camın özelliklerinin önemine vurgu yapması da kendi içinde çelişmektedir.

Oftalmik cam ve çerçeve seçimi Optisyen ve Optometristlerin bilgisi ve yetkisi alanında uzmanlık gerektiren bir konu olup bir bütün olarak değerlendirilir.

Coşar, yanlış cam seçiminin yeterince net görüş elde edilmemesine, baş ve göz ağrısına yol açtığını vurgulayarak, “Gözlük camında odak doğru merkezlenmediyse, odağı yakalamak için yapılan aşırı baş kaldırma veya baş eğme hareketi boyun ve sırt ağrılarına yol açabilir.” uyarısında bulundu.

Hocamız bu paragrafta doğru bilgileri yanlış kurgulama hatasına düşmüştür zira yanlış cam seçimi görüş kalitesini etkilemez hatalı montaj görüş kalitesini olumsuz etkiler. Baş ve göz ağrısına hatalı montajın etkisi tartışılmaz ama yanlış reçetelendirmenin de bu tür şikayetlere yol açtığı bilinen bir gerçek.

Hocanın “odağı yakalamak için yapılan aşırı baş kaldırma veya baş eğme hareketi boyun ve sırt ağrılarına yol açabilir.” Tespiti çok görüşlü camların kullanımında yapılacak montaj hataları sonucu ortaya çıkacak komplikasyonlar olup genellemeye örnek teşkil etmez.

Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Nerem doğru ki? Demiş misali, önermelerinin hangisinin neresini düzeltsek ki?
“Pilotlar, sürücüler ve denizciler geniş açılı camları kullanmalı çünkü bu meslek grubundaki kişiler hem uzağı net gösteren hem de kullandıkları aracın göstergelerini yani yakın mesafeyi net gösteren geniş açılı camları tercih etmeli.” Tespitinde tuhaf bir önyargı sergilemekte hocamız.

Vurgu yaptığı “geniş açılı cam” multifokali işaret etmekte. Betimlediği meslek adamlarının tamamını presbiyop varsayma yanılgısına düşen hocamız genç miyopların ve hipermetropların böylesi bir oftalmik cam talebi karşısında Optisyenin ne duruma düşeceğinin acaba farkında mı?

Prof. Dr. Coşar, gün içinde ofiste çalışanların, bilgisayar ve cep telefonlarının ekranlarının yaydığı mavi ışıktan korunmak için “Mavi kontrollü” camlar kullanmaları gerektiğini belirtti.

Aydınlatma armatürleri RG0 – RG1 standartlarında üretilir. Lambaların ve armatürlerin CE işareti satış için zorunludur ve RG1’i aşarsa fotobiyolojik risklerle ilgili sınıflandırmalarının belirtilmesini gerektirir.

Göz hasarı riskini sınırlamak için, LED aydınlatma RG1 sınıflandırmasını aşamaz. RG0 ve RG1 gruplarına ait odalarda bulunan genel aydınlatma ekipmanları, normal kullanım koşullarında gözler için risk oluşturmaz. Aynı şekilde bilgisayar ve cep telefonlarının ekranları da gözler için risk oluşturmayacak standartlarda üretilirler.

Ürün pazarlamasının korku dili üzerine inşa edilmesi sağlık mesleği sunucularının mesleki etik kavramıyla da uyuşmamaktadır.

Mavi ışık ve fotobiyolojik etkileri üzerine yazdığım yazıyı merak edenler linkten ulaşabilir.
https://optisyeninsesi.com/mavi-isik-ve-fotobiyolojik-urun-guvenligi/

Hocamız; Öğretmenler ise sınıfın en arkasında oturan öğrenciyi net gösterecek camları tercih etmeli. Öğretmenler hem sınav kağıtlarını hem bilgisayarı hem de sınıfın en arkasında oturan öğrenciyi net gösterecek bir gözlük camı kullanmalı. Tespitinde de yukarıda belirttiğim gibi burada da önyargı sergilemekte.

Oftalmik cam kullanan Öğretmenlerin tamamını presbiyop varsayma yanılgısını tekrarlayan hocamız bu meslek mensuplarının tamamına farkında olmadan multifokal cam tavsiye etmekte.

Diş hekimlerinin tercihi yakın ve orta mesafeyi net gösteren camlar olmalı. Ressamlar her mesafeyi net gösteren bir cam seçmeli. Renk algılarını bozmamak için fotokromik veya renkli cam seçmemeli. Tespitinde de aynı yanılgıyı tekrarlamakta. Renk algısını bozmamak için ışık yansıtmayan cam tercih edilmesi doğru olur şeklinde yazısını sonlandırması şık olurdu.

Prof. Coşar hocamızın geçmişte de buna benzer beyanlarda bulunduğu Google hazretleri sorgusunda görülmekte. Kendisine tavsiyem her propagandistin her söylediğini doğru kabul etmesin ayrıca optometriye ilgi duyuyorsa kendini bu alandaki yayınlarla zenginleştirebilir.

Ve gerçekten yararlı beyanlarda bulunmak istiyorsa başta oftalmologlar olmak üzere tıp doktorları neden ısrarla gözlük kullanmayı tercih ediyor üzerine bir yazı kaleme alması yaygın merakın giderilmesine büyük katkı sağlayacaktır. 12.03.2022

Hakan Ertunk
Gözlükçü