BIST 100
11.294,37 -0,37%
DOLAR
42,8475 -0,07%
EURO
50,4886 -0,11%
GRAM ALTIN
6.250,52 1,29%
FAİZ
37,51 -0,77%
GÜMÜŞ GRAM
108,22 9,22%
BITCOIN
87.480,00 0,10%
GBP/TRY
57,8969 -0,34%
EUR/USD
1,1772 -0,10%
BRENT
60,64 -2,57%
ÇEYREK ALTIN
10.219,59 1,29%

Tekerrür/ Metin Turanlı

Bir adam, bir kış sabahı ve pet şişelerle başlayan utangaç bir spor hikâyesi… Mizah ve içtenlik dolu bu yazıyı kaçırmayın.

sporyapanadam
Bir kış günü… Bir dedenin namazı… Bir çocuğun spor hevesi…
50 yıl arayla değişmeyen bakışlar…

Seneler seneler önce, lise 1 öğrencisiyim. Bir kış günü erkenden kalktım. Eşofmanlarımı giydim. Kimse uyanmasın diyerek ışığı da yakmadan, sessizce evden çıkmaya çalışıyorum. Sokak ışığının aydınlığında salonda namaz kılmakta olan dedemin yanından geçiyordum ki, dedemin “Nereye gidiyorsun?” der gibi “Semi Allahu limen hamideh” deyişini duydum. Her zaman sessizce namazını kılan adam, dikkatimi çekmek için ayağa kalkarken bu ayeti okumuştu. Biraz bekledim. O tekrar secdeye varınca sessizce sıvışayım dedim. Bu sefer yüksek sesle “Allahu Ekber, Allahu Ekber!” demeye başladı. Bu, herkesi ayağa kaldıracak alarm demek oluyordu. Kapıyı kapadım, spor ayakkabılarımı giydim. Apartmandan çıkıp koşmaya başladım ki arkamdan bir bağrışma. Dönüp baktığımda pijamalarıyla ablam, onun arkasında tülbendini bile takmamış annem, en arkada namazını bozup bastonuyla yetişmeye çalışan dedem.

Mahalle maçı dışında spor yok.

O güne dek mahalle maçı dışında hiç spor yapmamışım. Bir önceki geceden de “Yarın sabah erken kalkıp biraz koşacağım.” diye söylememişim. (Hoş, söylesem ne çıkacaktı ki? “Otur oturduğun yerde, deli misin?” gibi sözleri duyacaktım.) Sabahın alaca karanlığında “Bu çocuğa bir hâller olmuş… İyi saatlere mi uğradı ne?” diyerek korkuyla ne olduğunu anlamaya çalışan ailem ve “Ne var, ne var? Bir spor yapmaya bile hakkımız yok bu evde!” diyerek yıkılan gururunun altından kalkmaya çalışan ben!

Aradan geçen 50 yıl…

Eee… Aradan geçen 50 yıldan sonra ne değişti?

— Bir hafta içinde göbek yağlarınızın nasıl eridiğini göreceksiniz.
— Hiç yorulmadan bu egzersiz ile 1 ayda ki değişiminize inanamayacaksınız.
— Sırt ağrılarınızı tarihe mi gömmek istiyorsunuz? Bu hareketleri her gün 3 kez yapmanız yeter.
— Sarkık yerlerinizi kaldıracak hareket bu.

Daha bunlar gibi binlerce podcast… Nasılsa bir kere sayfama düşen bir egzersiz videosuna tıklamışım. Ardından beni potansiyel alıcı olarak gören yapay zekâ, nerede egzersizle ilgili bir video varsa gönderip duruyor. Taytlı genç hanımlar, kaslı erkekler, zinde kalan yaşlı erkekler… Yer hareketleri, sandalye üzerinde zorlanmadan yapılan hareketler, partneriyle beraber baklava vücutlu erkekler… Daha neler neler…

Önlem diye başlayan sağlık seferberliği…

Bugüne kadar yürüyüş dışında spor yapmadım. Bu kadar kısa zamanda erimenin, kaslanmanın, incelmenin mümkün olmadığını bile bile bu rüzgâra kaptırdım kendimi. Gerçi bu ilk olmuyor. Daha önce de sağlıklı yaşam videolarına sarmıştım. Su içme terapisinden nohut suyuna, kekik–erguvan karışımı ile koltuk altı masajından aklınıza gelebilecek tüm kür ve metotlara dadanmıştım. Bunları da çok şükür bir hastalıktan falan değil, önlem olarak algılamış, bayağı bir mesai harcamıştım. Şimdi de işte bu spor furyasına kapıldım…

50 yıl sonra yine bir kış günü…

Pazartesi sabahı kalktım. En basit hareketlerden üçünü ezberlemişim. 1,5 kiloluk su dolu iki pet şişeyi aldım, terasa çıktım. Göğüs çalışmaya başladım. Aniden biri elimdeki şişeyi kaptı. Karım.

— Annem suyunu arıyor. Hem sen ne yapıyorsun burada?

Biraz egzersiz yapacaktım da

— Hah, bir o eksikti, dedi. Gitti.

Elimde tek kalan şişeye karşı aynı ağırlıkta bir şey aradım. Kayınbiraderin terasta duran bilgisayar çantası gözüme çarptı. Yokladım, 1,5 kilo değil; hafif geldi. İçine terasta üzerinde çalıştığı okul kitaplarını doldurdum. Ağırlık eşitlendi. Tam çalışmaya kendimi kaptırmıştım ki izlendiğim duygusuna kapıldım. Teras penceresine baktığımda kayınpeder, eşim ve kayınbirader gülerek beni izliyorlardı. Rahatsız oldum. Kayınpeder, benim işitmemden endişe duymayarak:

— Allah akıl fikir versin, diyerek içeri girdi.

Anlaşıldı. Evde spor mpor yapmak bana haram. Başkaları gibi sitenin parkına gidip orada spor yapmayı da kendime yakıştıramıyorum. En iyisi yine dükkân. Ama dükkânda da meraklı gözler var. Alenen çocukların önünde spor yapsam otoritem zayıflayacak. Atölyede yapmaya kalsam orası da çok dar ya… “Bir deneyeyim.” diyerek dükkâna geldim.

— Tost yaptırayım mı? diyen Güliz’e hayır dedim. “Ben sonra atıştırırım. Önce bir iki egzersiz yapayım, sonra yerim.” diye düşünüyordum. Çantamı masama bırakıp atölyeye geçtim. Atölyeyi temizleyen arkadaşı dışarı çıkardım. “Biraz işim var.” diyerek kapıyı kapadım. Önce 1–2 esneme hareketi, sonra göbek simidini eritecek şekilde ellerimi kafamda tutup dizleri yukarı çekmeye başladım. En zoru da arka kol kaslarını eritme hareketi… Bu da ilginç bir hareket. Ellerini ters bir şekilde masaya koyuyorsun. Dizlerini bükerek göbeğini ileri geri hareket ettiriyorsun. Aslında estetik bir hareket değil. Gerçi benim yaptığım hiçbir hareket estetik değil. Sadece podcast’lerdeki gibi genç ve zinde insanlarda güzel duruyor. Sonra efendim, ben bu hareketi dokuzuncu kez yaparken kapı açıldı. Dükkân sahibim Benginur Hanım…

— Bülent Bey, kahve içmeye gelmiştim, deyip içeri girecekti ki öylece dona kaldı. Ben de göbek ileride, dizler kıvrık, cinsel bir aktiviteyi andırır vaziyette öylece kala kaldım.

— Ay, rahatsız ettim, diyerek dışarı çıktı. Ben de peşinden…

— Benginur Hanım… Benginur Hanım, lütfen bekleyin. Egzersiz yapıyordum, diye koşturdum.

Benginur Hanım, yüzünde alaylı bir gülümsemeyle:

— Devam edin öyleyse. Sonra içeriz, dedi.

— Yok yok, zaten bitti, dedim.

Bir taraftan kahve içerken Benginur Hanım ağırlaşan hayat şartlarından, bu zamanda tek kira ile geçinmenin güçlüğünden söz ediyordu. Allah beni inandırsın ki benden aldığı kira bir hafta içinde eriyormuş. Bu ne pahalılıkmış böyle?

Yılbaşı dolayısıyla kira zammı konusunu açmaya çalışıyor. Bense hayatta istediği hiçbir şeyi canı istediği gibi yapamayan, canı sıkkın biri olarak karar verdim. Spordan vazgeçmeyeceğim. Dükkânı erkenden ben açacak, kimseye görünmeden egzersizlerimi yapacaktım. Kira konusunu “Yeni yılda görüşürüz, Benginur Hanım.” diyerek öteledim. Yılbaşına 15 gün var. Instagram görüntüleri doğruysa üç günde dizlerimi kuvvetlendireceğim, yedi günde kol sarkıklarım gidecek, 15 günde göbeğimi eriteceğim. Yeni yılda daha bir fit, daha sıkı görünümlü olacağım diye çalışmalara başladım. Akşam erken yatıyorum. Sabah 12 dakikalık egzersizimi yapıyorum. O hafta içinde erkenden dükkân açtığımı ve spor kıyafetlerimle beni gören avukat komşum Güzide Hanım kapıdan başını uzatarak:

— Günaydın Bülent Bey. Hayırlı işler olsun. Bu arada kendinizi fazla zorlamayın. Siz böyle de güzelsiniz, dedi.

Sonuç?

Sonuç, o saat sporu bıraktım. Benim tüm bu arayışlarım güzel bir söze hasrettenmiş meğerse…

Metin TURANLI

Reklam

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?

Kasım 2025

Kasım 2025

Ekim 2025

Ekim 2025

Eylül 2025

Eylül 2025

Agustos 2025

Agustos 2025

Temmuz 2025

Temmuz 2025

Haziran 2025

Haziran 2025

Optisyenin Sesi Reklam