Tıbbi cihaz sektörünün sorunlarının başında Sosyal Güvenlik Kurumunda geri ödeme kapsamında bulunan cihazların reel değerden uzak olması, Bazı cihazlarda SUT fiyatlarının maliyetleri karşılamamasıdır.
30 Ekim 2015 - 14:12 'de eklendi.
Tıbbi Cihaz Eğitim Sistemi sınavlarında 12.000 kişi sertifika almaya hak kazandı.
Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF) Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Ali Özkan, Tıbbi Cihaz Eğitim Sistemi (TCESİS) ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı.
Tıbbi Cihaz Eğitim Sistemi (TCESİS) nedir? Biraz bilgi verebilir misiniz?
Tıbbi cihaz eğitim sistemi, tıbbi cihaz reklam ve satış yönetmeliğinin içinde bulunan tıbbi cihaz satışı ve tanıtımı konusunda görev yapacak kişilerin bu meslekle ilgili aldıkları eğitim sistemidir. Mesul müdürlük, klinik tanıtım personeli ve satış ve pazarlama personeli gibi branşları bulunmaktadır. Artık sektörde iş yapacak kişiler bu eğitimden geçmiş olacaklar. Tıbbi cihaz mesleğini üç yıl gibi bir sürede kesintisiz yapanlara geçici madde üzerinden bir hak verildi. Eğitim durumuna bakılmaksızın sınava girme haklarını kullanabilecekler. Artık sektörün bir eğitim sistemi var.
Tıbbi cihaz sektörü açısından bu eğitim programı bir devrim niteliğinde. Hangi konularda eğitimler verildi acaba?
İşyerinin sorumluluğunu taşıyacak Mesul müdür, tanıtım ve pazarlama elamanı, tıbbi cihazların doktor operasyonunda gerekli olacak klinik elamanları için eğitimler verildi ve verilmeye devam ediliyor. İlk sertifikaların il sağlık müdürlüklerine gönderildiği hakkında bilgiler aldım.
SEİS, TÜMDEF ve TİTCK’nin bu projede rolleri çok büyük değil mi?
Sektörün iki çatı kuruluşu TÜMDEF ve SEİS tıbbi cihaz yönetmeliğinin ve eğitim sisteminin ana aktörleri konumunda. Projenin sektör ayağını onlar yürütüyorlar. Eğitim tarafını Gazi ve Sakarya üniversiteleri yürütmekte. Eğitimin organizasyonunda SEİS ve TÜMDEF ortaklaşa rol alıyorlar bilgilendirme ve prosedürler bakımından. Yönetmeliğin 3. Ayağını Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) oluşturuyor. Yönetmelikten sorumlu ve denetleyici olarak. Gördüğüm kadarıyla bu kurumlar arasında TCESİS konusunda tam bir uyum söz konusu. Aksi olsaydı eğitimde kısa sürede bu kadar yol alınamazdı. Sektör belki farkında değil ama TÜMDEF ve SEİS bu konuda takdiri hak ediyorlar. İlaç yönetmeliğinde de eğitim sistemi var. O sektör kurumla anlaşmayı çok daha önceden yapmış olmalarına rağmen daha eğitime geçemediler. TCESİS ilk mezunlarına sertifikalını verdi. Takdir ve tebrik etmek lazım. Bugüne kadar kaç kişi başvuruda bulundu? Kaç kişi eğitim alarak mezun oldu? 22.012 müracaat olmuş. 12.000 kişi sertifika almaya hak kazandığı görülmekte. Burada bazı kişiler birden fazla bölümler için müracaat ettiği için müracaat sayısı ile kişi sayısındaki fark buradan kaynaklanıyor. Sınavlarda başarı oranı % 87 civarında.
Eğitim alan kişilerin çalıştıkları kuruma eskiye göre ne gibi faydaları olacak? Eğitim alan personel yapacağı işle ilgili olarak temel bilgilere sahip olacak. Bir mesleği olduğunun farkında olacak. Personelin bilgilenmesi kendine güven ve yaptığı işi layığı ile yapmasını sağlayacak. En önemlisi hastanelerde mesleki eğitimli personel olarak karşılanacak. Sektör başka sektörlerden personel alımı yapmayarak, kendi sektörü içinden elaman bulabilecek. Elemanların da değeri ve kıymeti artacak tabi. İşveren açısından işe yeni giren eleman yapacağı iş hakkında temel bilgileri almış olarak hazır gelecek. Bu sistem çalışan ve çalıştıran için de kazançtır. İşin doğru, bilerek yapılması iş güvenliği bakımından işverenin sorumluluklarını azaltacaktır. Çalışanların eğitimli olması sektörde saygınlığın artmasına katkı sağlayacaktır.
Tıbbi cihaz satışı yapan yerlerin ruhsatlandırma ve personelin eğitim süreci Kasım 2015’de tamamlanıyor. Bu eğitimleri almayanlara nasıl bir yaptırım uygulanacak?
İş yeri ruhsatlandırması konusunda bir sıkıntı var. İş yeri ruhsatındaki temel problem işyerlerinin iskânının olmamasından kaynaklanıyor. İskânı olan yerlerde sorun yok. Aslında bu Türkiye’nin genel sorunu. Maalesef meskenler, iş yerleri, plazalar yapılıyor yaşam sürüyor ama iskânı yok. Sanırım ruhsatlandırma konusunda Türkiye şartlarına uygun bir çözüm bulunacak. Yaşam için risk taşımayan, belediyelerden kaynaklı ve prosedürlerden kaynaklı ruhsat sorunları belediyelerce verilmekte olan geçici ruhsatlarla çözülebilir. Ancak yaşam için risk taşıyan yerler varsa bunlar mutlaka sağlıklı, ruhsatlı yerlere taşınmalı. Kasın 2015’de dolacak süre için bir esneklik söz konu olmalı bence. Komple bir sektörün kısa sürede eğitim sürecini bitirmek ve ruhsatlandırmak mümkün değil. Sağlık müdürlükleri de henüz yönetmelikte bulunan sorumluluklarını yapmak için kadro bakımından tam hazır değiller. Bu sürenin makul bir tarihe uzatılması onları da rahatlatacaktır. Yönetmelik yıllarca aynı yönde akmakta olan bir nehir yatağını tam tersine başka bir nehir yatağı üzerinden akıtmak gibi bir şey. Bunu herkes böyle görmeli ve sistemim aksatılmadan, kişi ve kuruluşları mağdur etmeden yürütülmesine sabır göstermeli, çaba sarf etmelidir.
TCESİS’e yönelik sektörden çatlak sesler de çıktı.
Sektörden çıkan sesleri iki guruba ayırmak gerekir. Birinci gurup, yönetmeliği okumamış ve anlamamış olanların gösterdiği tepkilerdir. Türkiye’de her sektörde köklü değişiklikler olurken (kasap, manav, berber, fırıncı, emlakçı) kısaca her alanda Avrupa Birliği normlarına göre düzenlemeler olurken sağlık sisteminde önemli bir yeri olan tıbbi cihaz sektöründe düzenlemelerin olmaması beklenir mi? Bu durumu gözden kaçıranlar maalesef tepki göstermekte. Bu gurup yönetmeliği okuyunca ve bilgi sahibi olunca tepkilerinin boş olduğunu anlıyorlar. Tepkilerin bilgi sahibi olunmadan yaratılmış olduklarının farkına varıyor. İkinci gurup ise, tam tersi yönetmeliği baştan beri bilen, tüm aşamalarında yer almış kişilerden oluşmakta. Yönetmelikte yapılması gereken değişiklikleri sektörel sivil toplumun içinde olarak düzelttirmek yerine, karalama ve iftira yolunu seçmeleri anlaşılır gibi değil.
Yönetmeliğin uygulanmaması ve TCESİS’in başarısız olması adına her türlü yolu deniyorlar. Firmaları yanlış bilgilerle doldurarak karıştırmaya çalışıyorlar.
Eğitim ücretleri üzerinden hesaplar yapıyorlar. Bu işler için personel alınmış ve alınacak bunların maaşlarını ve çıkan masrafları yönetimler cebinden mi versin? Neden? Niçin versin? Konuyu saptırarak bazen belden aşağı vurmaya çalışıyorlar. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. İlaç eğitimi için istenen eğitim bedelinin ne olduğunu bir araştırsınlar da TCESİS için alınan eğitim bedelinin ne kadar sembolik olduğunu anlasınlar. Ayrıca alınan bu para tekrar sektöre dönecektir. Seminerler, eğitimler ve sektörel sorunların çözümü için harcanacaktır. Ekonomik olarak bağımsızlığını kazanmış TÜMDEF ve SEİS daha çok sektör sorunlarına eğilebilecek profesyonel uzmanları istihdam edebilecektir. Bu durum neden birilerini rahatsız ediyor anlayamıyorum. Sektörün güçlü STK’ları olması sektöre güç verir. Tabi ki sözüm kendini sektörden bir parça görenler için geçerlidir. Sektörde herkes derneklere, TÜMDEF’e, SEİS’e üye olabilir. Bu kurumlar kimsenin tekelinde değil. Bu kurumlar sektörün ortak değerleri. Zaman belden aşağıya vurma zamanı değil. Bir araya gelerek güçleri birleştirme zamanı. SEİS ve TÜMDEF güçlendirilmeli. Hizmet isteyen, sektör sorunlarının çözülmesini isteyen herkes önce sivil toplum çatısı altında yerini almalı. Eleştiri de bir katkıdır, ancak olumlu olursa. Olumlu eleştirilerin çatının altında yer aldıktan sonra yapılması doğru olandır. Neticede su yolunu buluyor. Bunda sonra gereksiz eleştiri yapanlar, sivil toplum büyümesine çomak sokmak isteyenler kendilerine zarar veririler. Artık bunun iyice görülmesi ve bilinmesi gerekir.
Tıbbi cihaz sektörünün sorunlarından da biraz bahsedebilir misiniz?
Tıbbi cihaz sektörünün sorunlarının başında Sosyal Güvenlik Kurumunda geri ödeme kapsamında bulunan cihazların reel değerden uzak olması, Bazı cihazlarda SUT fiyatlarının maliyetleri karşılamamasıdır.
Türkiye’de yılbaşından bu yana döviz % 25 arttı. İthal maliyetleri yükseldi. SUT fiyatları neden yükseltilmiyor? Bu adalet mi? Bu duruma mutlaka kalıcı bir sistemle çözüm bulunmalı. Tıp fakültelerinin ödeme problemleri sektörde ikinci büyük sorun olarak devam ediyor. Fakültelerin finans sorunları kendi içinde çözülmekten çok uzak. Hükümet bu konuda radikal bir uygulama yapmak zorunda.
İhalelere TL bazında verilen teklifler, döviz artınca firmaları zora soktu. Döviz artışlarından kaynaklanan zararların telafi edilmesi ile ilgili bir düşünceniz var mı?
Firmaların elinde olmayan, siyasi ve dış etkenlerden kaynaklı olarak meydana gelen kur artışlarında devlet mutlaka ek fiyat farkı modelini tıbbi cihaz sektörü içinde uygulaması gerekir. Bayındırlık ihale sistemi belki ilk uygulanabilecek modeldir. Ya da kurumların ihale bedellerini iki ay gibi bir süreye çekmeleri gerekir. Sabit fiyatlı uzun vadeli ihaleler tercih edilmemeli. Kamu sadece kendi menfaatini düşünmeden tedarikçisini yaşatacak sistemi uygulamaya koymalı. Yoksa kamu tedarik yapacak firmaları çok arayacak ve rekabet olamayacağından reel fiyatlarla alımlar yapamayacaktır. Bu durumda kurumların tıbbi cihaz maliyetlerini arttıracaktır.
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...