Gözlük tasarımı, yaratıcılığın teknik uzmanlıkla buluştuğu özel bir alan. Her şey, tasarım ekibinin bir ilham kıvılcımıyla başlıyor.
Bu ilham bazen doğadan, bazen sanat dünyasından, bazen de dönemin moda trendlerinden geliyor.
İlk adım, eskiz aşaması. Tasarımcılar kağıt üzerinde ya da dijital ortamda çerçevenin formunu, köprü yüksekliğini, sap detaylarını ve renk kombinasyonlarını belirleyen çizimler yapıyor. Bu taslaklar, projenin temelini oluşturuyor.
Ardından bilgisayar destekli tasarım (CAD) yazılımları devreye giriyor. Çizimler milimetrik ölçülerle üç boyutlu modele dönüştürülüyor. Bu model, 3D baskı teknolojisi veya el işçiliğiyle prototipe dönüşüyor.
Malzeme seçimi ise sürecin en kritik adımlarından biri. Asetat, titanyum, paslanmaz çelik veya kombine malzemeler arasından seçim yapılırken hem estetik hem de dayanıklılık dikkate alınıyor.
Prototip tamamlandığında, ergonomi ve konfor testleri başlıyor. Gözlüğün yüz hatlarına uyumu, burun pedleri, sap uzunluğu ve açılar ayrıntılı şekilde inceleniyor. Tasarım hem şık hem de uzun süreli kullanımda rahat olmalı.
Sonraki adım renk, doku ve yüzey işlemleri. Mat, parlak, şeffaf veya desenli yüzeyler tasarımın karakterini belirliyor. Renk seçimleri genellikle moda dünyasının sezon trendleriyle uyumlu yapılıyor.
Onaylanan model seri üretime alınıyor. Üretim hattında her parça montajdan önce ve sonra kalite kontrol ekipleri tarafından inceleniyor.
Son aşamada gözlükler kutulanıyor, etiketleniyor ve optik mağazaların vitrinlerine ulaşıyor.
Sektör temsilcileri, gözlük tasarımının yalnızca teknik bir süreç olmadığını, her modelin kullanıcıyla bağ kuran birer tasarım eseri olduğunu vurguluyor.
