a balloon
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat
Optisyenin Sesi Reklam
Optisyenin Sesi Reklam
Reklamı kapat

Sır Optik

Tüm optisyenlerin de gözlük kullanması gerekir. Numaralı olsun olmasın. Hem gözlüklü bir optisyen güven verir, hem de gözlük kullanımının zorluklarını öğrenmiş olurlar.

18 Şubat 2022 - 15:00 'de eklendi ve 2349 kez görüntülendi. A+A-

Sır Optik

Sır optik nerde?
Sır optik? Ha tamam Sadullah abiyi Soruyorsunuz… Bu yolun sonundan sağa dönün. Arasta göreceksiniz. Yani eski çarşı. Onun karşısında uncu sokak var. O sokağın karşı köşesi. Ama arabayı ilerde ki belediye otoparkına park edin. Orası tek yönlü yol oldu. Araba park edecek yer bulamazsınız.

Teşekkür ederek ayrıldığım bu yerliden sonra bana gösterdiği otoparka girerek arabayı park ettim. Sonra patronumun özellikle uğramamı istediği Sır optiğe gitmek üzere caddeye çıktım.

Önünden geçtiğim bir lokanta da bir şeyler atıştırmak gibi bir fikir içime doğduysa da bunu daha geniş bir zamanda yaparım diyerek erteledim. Her orta Anadolu şehrinde karşılaşılabilecek kapalı bir çarşının karşısında şimdilerde çok moda olan Belediyenin ahşap bir ok ile gösterdiği tabeladan Uncu sokağa girdim. Çoğunluk üniversite gençliğine hitap ettiğini düşündüğüm sağlı sollu kafeler, yeme içme mekanları ve asker malzemeleri ile etnik giyimlerin yaygın olduğu salaş dükkanlar arasında tabelasında Sır optik, dükkanın camında ise fenni gözlükçü sadullah yazan dükkanın tahta camekanlı kapısını ittirerek içeriye doğru girerken kapıya asılı olan çıngırağın sesi beni bir duraksattı.

Sonra iyice azalan sesi dinleyerek kapıyı sonuna kadar açtım. Hiçbir gözlükçü dükkanında alışık olmadığım bir loşluk içinde çevreme göz gezdirdim. Dükkanda nuh nebiden kalma bir dekorasyon içinde tek tük yer alan bir kaç çerçeve ile yine çok eski olduğunu tahmin ettiğim bir kaç görseli görmesem gözlükçü dükkanında olduğumdan şüphe ederdim. Gerçi o şüphe hala bir şekilde sürüyor.

Bu dükkandan üst grup gözlüklerim için ne sipariş almamı bekliyorlardı ki; bana buraya uğramamı özellikle tavsiye ettiler diye de düşünüyorum. Zeminde yüzü süpürülmekten sararmış, halıfleks üzerinde bir şeye çarpmadan dikkatli bir şekilde yürümeye çalışıyordum ki uzunca bir koridorun içinden öksürükle karışık bir ses geldi.

Kim o? Kim geldi.?
Ben Oytun Doğan. Schey optikten geliyorum. Sadullah bey?

Paçaları ve kolları yukarıya sıyrılmış, havlu ile ellerini kurulamakta olan hafif sakallı, gri bir gömlek üzerine bordo süveterli kravatlı 70 yaşlarında biri…

Ben de abdest alıyordum. Hoşgeldiniz, Hoşgeldiniz diyerek elini uzattı.
Sonra kırmızı koltuklardan birini işaret ederek ”Buyrun! Buyrun!” diye yer gösterdi. Dükkanın karanlık ve eski görünümüne rağmen ortalıkta toz adına bir şey görmek imkansız. Tam tersine her yer çok sık temizlendiğinden olsa gerek rengi solmuş bir koltuğa oturuverdim. Sıkıcı bu ortamdan bir an önce kurtulmak amacıyla hemen sohbete başladım.

Eee Nasılsınız?
Teşekkür ederim evladım siz nasılsınız? Yolculuğunuz nasıl geçti?
Sesinde şimdi derinliğini kavrayamadığım bir rahatlık ya da dedemin dediği gibi bir ulviyet var. (Ulviyetin ne olduğunu bilmem ama dedem sık kullanırdı. Bu kelimeyi burada kullanmasam nerede kullanacağım ki?)
Kahvaltı yapmadıysanız bir şeyler alabilirim..
Aç olmama rağmen bu kasvetli ortamda işimin uzamasına izin veremem.
Teşekkür ederim. Demin yolda yaptım.

İnanmamış görünerek;
Yazık dedi. Bu civarların en güzel taş simidi ile kolot peynirini denemeni isterdim. kısmet değilmiş.
Sonra ani bir hareketle tezgah arkasına yöneldi.
Birer yeşil çay içelim. Öğle öncesi mideyi rahatlatır dedi. O çayla uğraşırken ben de anlatmaya başladım.
Yurtdışında kendi yaptırdığımız üst grup schey optik ürünlerimizi getirdim. Buralara daha önce mal vermedik. Ama bu ekonomik durgunlukta… Burası için biraz pahalı olabilir.
Elinde bardaklarla geri dönerken güldü.
Yaşamın kendisi pahalı dedi.
Ben devamında konuyu zor hayat şartlarına getirerek gücünü aşacağını tahmin ettiğim bir alış verişten uzak tutmak için alt yapıyı hazırlıyorum.

Elbette. Ama mazot olmuş 15 lira.. Dövizin ne olacağı belli değil. Yarın zıplamayacağının garantisi de yok. Hem elektrik faturası da yüklü gelmiş galiba. Biraz karanlık gibi..
Güldü.
İçimizdeki aydınlık bize yeter dedi.
O ara öğle ezanını duyduğum da adamın camiye gideceği aklıma geldi.
Siz de camiye gidecektiniz galiba. Engel olmasam.
Yok yok dedi gülerek.
Namazın kazası olur, sohbetin kazası olmaz. Hele ki bunca yol gelmişsiniz.

Sadullah abinin nasıl bir gizemi, bu dükkanın nasıl bir sırrı varsa artık, akşam 5’e kadar cep telefonuma arayan var mı diye bakmadan geçen bu süre içinde keşke bu sohbet hiç bitmesin, hatta ben işten ayrılayım, senin çırağın olayım derecesinde etkilendiğim bu sohbet ehlinin gitme bu gece biz kal. teklifine rağmen yük olmamak adına yola düştüm.

Bir ertesi gün mal vereceğim en yakın şehir ki; 2 saat mesafe de olan otel de ayırttığım odaya gitmek üzere yola koyuldum. Yol boyu konuştuklarımızı hatırlamaya çalışıyorum.

Hizmet, ihtiyacı olana, isteyene yapılır. Bu konuda reklam yapılmasını aslında her konuda reklam yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu benim tutuculuğum. Reklam, bir başkasının önüne geçmek için yapılır. Benden alın, bana gelin demekteki öne çıkmayı sevmiyorum. Aslında ben her türlü yarışı sevmiyorum. Ama benim sevmemem bir şeyi değiştirmiyor. Reklam maalesef bu düzenin itici gücü.

Ankara Devlet opera ve balesinde balettim. Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapılan dönemlerdi. Sonrasında Kese kağıdı yapması için kendine verilen gazetelerin bulmacasını çözmekten; hafta sonu eklerindeki hikayeleri okumaktan muzdarip çocuğun gözlüklerini yaparken buldum kendimi. Ustam da dünya işleriyle sadece gözlük hizmeti vermekle meşgul bir melamiydi. En sevdiği şey dükkan da gözlük tamiri yapmaktı. Bir de yakın gözlüğü yapmasını çok severdi.

Usta niye uzak ya da daimi gözlükleri yapmasını sevmiyorsun demiştim bir zaman.
Gözlükle ilgili ayrım olur mu? demişti önce. Elbette onu da severim. Ama yaşım gereği mi nedir ? Yakın gözlüklerini daha çok seviyorum. Sanki bana yakın gözlüğü kullanan biri daha çok kendini geliştirirmiş gibi geliyor. Ya okuma yı yazmayı seven biri, ya bir zanaatla meşguliyeti olan biridir. Hiç bir şey yapmasa cep telefonuyla oynuyordur. Yani dünyası güzelleşir insanın. Daimi gözlükte böyledir de ben sadece yakın gözlüğü kullandığım için böyle düşünüyorum.

Bu arada bana sorarsan tüm optisyenlerin de gözlük kullanması gerekir. Numaralı olsun olmasın. Hem gözlüklü bir optisyen güven verir, hem de gözlük kullanımının zorluklarını öğrenmiş olurlar.

Sonra Onun yönlendirmesiyle önce diploma sahibi, sonrasında yurt dışında optiksel dökümanlar ve işyeri kalkındırma yönetimi okudum. Okuduğum dönemde bir ara anarşizme merak sardım. Anarşist bir grupla kolektif bir yaşamın içinde yer aldım. Bak sana ilginç bir şey anlatayım.
Bir gece dayanışma evinde kalıyoruz. O gece etrafı toplama görevi bizdeydi. Herkes dağıldıktan sonra Dazlaklar evin etrafını sardı. Taş atıyorlar. Ben hemen telefona sarıldım Polisi arayacağım Surinamlı zenci bir göçmen kız vardı.

Ne yapıyorsun Sado dedi. Biz anarşistiz. Düzene karşıyız. Polisi aramakta nedir?
Dünyanın bugünkü sorununu çözecek bir formül var aslında.. Az üretim, az tüketim.
Öyle sınıfsal tahlillere falan gerek yok. Bu dünya da yoksul yoksulu sevmez. Mesele hak alma değil, pay alma.

Niye mi Sır optik? Sır, hayatın kendisinde var. Bir kum tanesinin bize net görüntü sağlaması sence sır değil midir?
Tam çıkarken bana bir tesbih uzattı.
Bu senin, Şundan emin ol, Teknoloji bu geleneği yenemeyecek.
Bir küçük paket daha uzattı.
Bunu da patronuna ver. Nedir diye sorma. Bu bir sır dedi.

 

Metin Turanlı

Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER HABERLER
Şubat Ayı Katılım Payı Ödemesi Şubat Ayı Katılım Payı Ödemesi

Şubat ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığınız banka hesaplarınıza gönderilmesi planlanmaktadır....

Yöneticilerin kafası neden karışık? Yöneticilerin kafası neden karışık?

Dijital çağa ayak uyduramayan “analog” kalmış yöneticiler görevlerini sürdürmekte ısrarcı olacaksa acilen “dijital zihniyet kartı” edin...

Dijitalleşme gözlük pazarını nasıl etkileyecek? Dijitalleşme gözlük pazarını nasıl etkil...

Hastalara, gözlükçüler tarafından on beş yıl önce gözlük kullanmaları gerektiği söylendiğinde bundan pek memnun olmadılar....

‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiyi etkiliyor ‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiy...

Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her sene birey katılıyor....

HABER HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ BELİRTMEK İSTERMİSİNİZ?(Yorum Yok)
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
Hocaoğlu Optik
SON EKLENEN HABERLER
Şubat Ayı Katılım Payı Ödemesi Şubat Ayı Katılım Payı Öd...

Şubat ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığ...

Yöneticilerin kafası neden karışık? Yöneticilerin kafası nede...

Dijital çağa ayak uyduramayan “analog” kalmış yöneticiler gö...

Dijitalleşme gözlük pazarını nasıl etkileyecek? Dijitalleşme gözlük pazar...

Hastalara, gözlükçüler tarafından on beş yıl önce gözlük kul...

‘Sarı nokta’ 30 milyon kişiyi etkiliyor ‘Sarı nokta’ ...

Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her s...

SGK Sözleşme toplantısı SGK Sözleşme toplantısı...

Yeni dönem SGK sözleşmesi masaya yatırıldı. Yıl içinde Optis...

Prizmatik düzeltmenin önemi Prizmatik düzeltmenin öne...

Binoküler çift görme, etkilenen kişileri günlük yaşamda cidd...

Kering Eyewear gelir rekoru kırdı Kering Eyewear gelir reko...

Kering'in gözlük bölümü 12 aylık dönemde pozitif gelir artış...

Zenith markası kimde kalacak? Zenith markası kimde kala...

Anılan hükümsüzlük kararının kesinleşmesini takiben ceza dos...

Gözlük Pazarı 2028’e kadar 172,42 milyar ABD dolarına ulaşacak Gözlük Pazarı 2028’e kada...

Dünya çapında gözlük pazarı pazarı 2020’de 105,56 milyar ABD...

Dünya, Optometri haftasını kutluyor Dünya, Optometri haftasın...

Dünya Optometri Konseyi (WCO) farkındalık haftası 17-23 Mart...

Magazin HABERLERİ
Web TV