SGK’nın açıkladığı reçete analizine göre, 2010 yılının ilk üç ayında 75 milyon, 2011 yılının ilk üç ayında ise 92 milyon reçete yazıldı. Reçete başına düşen tutar ise yüzde 12 azaldı.
17 Haziran 2011 - 17:00 'de eklendi.
ANKARA- Geçen yılın ilk üç ayına göre reçete sayısı yüzde 22.5 oranında artarken, reçete başına düşen tutar yüzde 12.4 oranında azaldı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), devlet memurları, Yeşil Kart ve SGK’lıların 2008-2009-2010-2011 yılları itibariyle reçete analizini açıkladı.
Verilere göre, 2007 yılında 270 milyon 530 bin adet reçete yazılırken, bu sayı 2008’de 302 milyon 412 bine, 2009’da 327 milyona, 2010’da 306 milyon 461 bine ulaştı. Reçetelerin fatura tutarı 2009 yılında 16 milyar 5 milyon 392 bin TL olurken, bu meblağ 2010 yılında 14 milyar 897 milyon 455 bin TL’ye düştü. Böylece reçetelere toplam ödenen para miktarı 2010 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 6.9 oranında azaldı. Bu dönemde reçete sayısı da yüzde 6.2 oranında düştü.
2010 yılının ilk üç ayında 75 milyon 570 bin reçete yazılırken, bu sayı 2011 yılının ilk üç ayında yüzde 22.5 artarak 92 milyon 615 bine yükseldi. 2011 yılının ilk üç ayına toplam fatura tutarı 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 7.2 arttı, ancak reçete başına düşen tutar 48.8 TL’den 42.7 TL’ye düşerek yüzde 12.4 oranında azaldı.
Yüzde 22’lik artış irdelenmeli
Türk Eczacıları Birliği Başkanı (TEB) Erdoğan Çolak, açıklanan veriler ışığında değerlendirmelerde bulundu. Reçete sayısındaki artışın, aile hekimliğine geçişle birlikte artmış olabileceğini dile getiren Çolak, reçete başına düşen tutarın azalmasının da ilaç fiyatlarının giderek azalmasından kaynaklandığını söyledi.
Erdoğan Çolak, nüfus arttıkça hekime gitme sıklığının arttığını, bunun da reçete sayısını artırdığını ifade etti. 2003 yılında hekime gitme sıklığının yılda yüzde 2.3 olduğunu belirten Çolak, bu oranın şu anda yüzde 7’leri geçtiğini kaydetti. Çolak, bu durumda reçete sayısının artmasının normal olduğunu, ancak 2010’un ilk üç ayına göre bu yılın aynı döneminde reçete sayısının yüzde 22 yükselmesinin nedeninin irdelenmesi gerektiğini dile getirdi. Bu ani yükselmenin sebebini SGK’ya sormak gerektiğini söyleyen Çolak, “Geçen yıl aile hekimliğini uygulayan il sayısı 56’daydı, bu yıl tüm Türkiye’de uygulanmaya başlandı. Ankara geçen yılın temmuz ayında aile hekimliğine geçti, ama İstanbul ve Antalya gibi büyük şehirlerde aile hekimliği 1 Kasım 2010 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı. Dolayısıyla reçete sayısındaki artış, aile hekimliğinin yaygınlaşmasından dolayı aile hekimlerinin pratisyen hekimlerin yazamadığı reçeteleri yazması olabilir” dedi.
TEB Başkanı Çolak, reçete sayısındaki artışa rağmen reçete başına düşen tutarın azalmasının da ilaç fiyatlarının düşmesinden kaynaklandığını kaydetti. Referans fiyat uygulamasıyla her 15 günde bir ilaç fiyatlarının düştüğüne dikkat çeken Çolak, altı ayda bir de global bir düşüş yaşandığını ifade etti. Çolak, aralık ayında devletin ilaç fiyatlarını yaklaşık 3 bin kalemde yüzde 9.5 düşürdüğünü anımsattı.
“Sabit kâr marjı istiyoruz”
Eczacıların Türkiye’de ilaç fiyatına bağlı bir kârlılıkla çalıştıklarını belirten Erdoğan Çolak, 2004 yılına kıyasla eczacıların gelirlerinde önemli düşüş olduğunu vurguladı. Çolak, şunları söyledi:
“2004 yılı İlaç Fiyat Kararnamesi’nden önce eczacılar tüm ilaçlarda yüzde 30’luk bir kârlılıkla çalışıyorlardı. 2004 kararnamesiyle birlikte kârlılıkları 100 liralık ilaçta yüzde 25, 200 liranın üstündeki ilaçlarda yüzde 12’ye indi. Böylelikle eczacıların 2004 yılından önce kârlılıkları yüzde 30’un biraz üzerindeyken, şimdi global olarak yüzde 18-19’lara düştü.
Yüzde 22 oranında reçete artışına rağmen pazar daralması, eczacıların yaşamlarını idame ettirmede karşılaştıkları zorlukların bir göstergesi. 2003 yılında 80-90 lira olan ilaçlar, bugün 8-10 liraya satılıyor. Bizim kârlılığımız buraya bağlı olduğu için 2004 yılında bir ilaç sattığımızda kazandığımız kâr yüzde 30 iken, bugün 10 ilaç satıp 100 lirayı bulduğumuzda kazandığımız kârlılık yüzde 20’leri ancak buluyor.
O yüzden biz de Avrupa’daki gibi reçeteye-kutuya bağlı bir meslek hakkı verilmesini istiyoruz. Eczacıların ilaç fiyatlarına bağlı olmaktan kurtarılıp sabit bir kâr marjı ve sabit bir eczane giderinin sağlanmasını, kutu veya reçete başına bir meslek hakkı verilmesini talep ediyoruz. Küreselleşme olgusunda yeni ilaç olmadığı için, eski ilaçlar rekabetten dolayı ucuzluyorlar. Onun için eczacıların bundan kurtarılması lazım. Yoksa eczaneler kapanabilir ve halk sağlığı hizmeti de sekteye uğrar.”
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...