Gelişen dünya yapısı içinde günlük hayatımızda birçok konu baş döndürücü hız ile gelişmektedir.
18 Kasım 2013 - 0:16 'de eklendi.
Bilginin paylaşım hızı, kitle iletişim araçlarının yoğunluğu ve teknolojinin her konuda sınırsız hizmet vermesi insanlığın asırlardır elde etiği birikimi yoğun bir şekilde kullanıma sunmuştur.
Artık eski sistemlerle iş yapma dönemi bitmiştir. Uzmanlığın yanı sıra ara hizmet birimleri de usta çırak ilişkisi ve merdiven altından çıkmış akademik kimlik kazanmaya başlamıştır.
Yakın tarihte Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan bilgilerde okuryazar oranlarının % 96 civarına yükseldiği açıklanmıştır. Üniversite, öğrenci ve öğretim görevlisi sayısı da hızla artmaktadır.
Bir yandan Mesleki Yeterlik Kurulu tarafından eğitimi ve uygulama kanunu olmayan meslek icracıları için Meslek İçi Eğitim kursları sertifikalı olarak eğitim vererek sanayiye ara eleman hazırlarken diğer taraftan Üniversiteler Meslek Yüksek Okulları kurarak takı tasarımından ayakkabıcılığa kadar birçok meslek için eleman yetiştirmeye başlamıştır.
Sağlık alanında uzaman gözetiminde hizmet verecek olan ara elaman yetiştirmek ve uzman müdahalesinden önce hasta hazırlamak için Sağlık Meslek Yüksek Okulları kurulmuştur.
Optisyenlik eğitimi de 1990 yılında SMYO olarak eğitime başlamıştır.
Günümüzde 30’a yakın devlet ve vakıf üniversitesinde bölüm bulunmaktadır.
Bu üniversitelerde iki yıllık bir eğitim sürecinde öğrencilerini geleceğe hazırlamak için yoğun bir müfredat yükü ile mücadele etmektedirler.
Sağlık Meslek Yüksek Okulları içinde bulunan Optisyenlik programını diğerlerinden ayıran özgün bir yapısı vardır.
1) Özel kanunu olan bir meslek.
2) Ara eleman değil meslek icracısı olarak mezun oluyor.
3) Sağlık sunucusu.
4) Tacir.
5) Zanaatkâr.
6) Modacı.
İşte bu nedenle meslek eğitimini iki yıl ve ön lisans olması yeterli olmamaktadır.
Bu öğrenciler ülke genelindeki tüm öğretim kurumlarında olduğu gibi Türkçe, İngilizce, tarih, bilgisayar ve diğer dersleri alıyorlar.
Sağlıkçı kimliklerinden dolayı. Anatomi, fizyoloji, göz hastalıkları, refraksiyon, ilk yardım, toplum sağlığı ve diğer konularda eğitim alıyorlar.
Mesleki fizik, matematik, geometrik optik, görme optiği ve kimya dersleri alıyorlar.
Tacir kimliklerinden dolayı.
İş ve sosyal güvenlik hukuku, işletme yönetimi, pazarlama, muhasebe ve marka yönetimi.
Optisyenlik tarihi, deontoloji, sosyal sorumluluk ve etik dersleri alıyorlar.
Gelişen teknolojinin sonucu olarak karmaşık makine ve donanımları kullanma, mesleki icra sürecinde kullanılan el aletlerini kullanma becerisi sahibi olmak için uygulama ve laboratuvar süreci için oldukça çok zaman harcanmalı.
Reçete okuma ve sunum ortak değerlendirilmeli reçete muhteviyatına uygun binlerce çeşit içinde tüm ürünler, sağlık bilgisi ve mühendislik hesaplamaları eğitimine sahip olmak gerektiriyor.
Sağlık uygulamaları, sosyal güvenlik ve mesleki paket programları kullanımı eğitimi alınmalı.
Kişisel eğitim ve iletişim dersleri almalı.
Optik lens, kontak lens, optik çerçeve, laboratuvar kimyasalları, suni göz, az görme gereçleri ve birçok emtia hakkında tam donanımlı olunmalı.
Daha birçok nedenden dolayı bu eğitim ön lisans eğitiminden bir sonraki lisans eğitimine geçmek zorunluluğu ortay çıkmıştır.
Artık Optisyenlik lisans eğitimi sonucunda kazanılan bir meslek olarak hak etiği değeri kazanmalı.
Böylelikle lisansüstü, doktora ve üstü eğitim olanağı yolu da açılmış olacaktır.
Buda Optisyenlik programlarında öğretim görevlisi ve öğretim üyesi açığı kapatılmış olur.
Hepimizin bildiği gibi başta Avrupa Birliği olmak birçok ülkeye göre statü olarak çok doğru bir yerdeyiz.
Kanun koyucu Türkiye de gözlük reçetesi yazma ve bu reçete muhteviyatına uygun işlem yapma yetkisini bir birinden kanun ile ayırmıştır.
Biz bizim ihtiyacımız olan eğitimi en iyi şekilde almalıyız.
Araştırma ve geliştirme yapabilmek için lisans eğitimine geçmek zorundayız. Hiçbir kanuni değişiklik gerektirmeden mevcut alt yapımızla bunu başarabiliriz.
Turgut ÇAKAR
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
Sevgili Levent 2000 yılında İzmir’de Atatürk Sağlık Meslek Yüksek Okulu Optisyenlik bölümünde teorik Gözlükçülük derslerine girmeye başladığımda, (öğrencilerim şahitlik edebilirler) dükkanımdan okula getirip götürdüğüm fokometre ile ders işliyorduk. O günlerden bugünlere çok şeyin değiştiğini söyleyebiliriz ama hepsinin olumlu gelişmeler olduğunu söylemek çok zor. 20 öğrenci kontenjanlı bir eğitimde öğrencilerimizle bire bir temasımız vardı. Ders araç ve gereç eksiği belki kapatıldı (bütün okulların durumunu bilmiyorum) ama korkarım eğitimin kalitesinde aynı başarı yakalanamadı. Bazıları bu sözlerimden yola çıkarak, alaylılar da okullu hocaları beğenmiyorlar demesinler, unutulmasın ki okullu hocalarıda alaylılar yetiştirdi. Özetle, bence eğitimin kaç yıl olduğu değil ama kalitesi çok önemli. Bu… Read more »
Yani Optometri gelmeli öyle mi?