OPTİSYENLERİN HACZEDİLMEZLİK İTİRAZLARININ İİK VE ANAYASA KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
19 Ocak 2024 - 11:13 'de eklendi.
GİRİŞ
Optisyenlik müesseselerinin ve optisyenlik yapmaya yetkili kişilerin yoğun icra takibine maruz kalmaları ve haciz işlemlerine muhatap olmaları herkesin malumudur.
Bu yazıda; konuya ilişkin genel bir bilinçlenmenin sağlanması amacıyla, optisyenlik sektöründe icra takibi ve haciz işlemlerinin kişilik haklarına etkileri, İcra İflas Kanunu (İİK) madde 82 ve ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilecektir.
HACZEDİLEBİLİRLİK VE HACZEDİLEMEYEN UNSURLAR
Bilindiği üzere, borçlu borcunu ifa etmediğinde, alacaklılar borçlunun malvarlığına yönelir ve ifanın yerine getirilmesini talep eder. Buna rağmen borçlunun kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları varsa bunlar haczedilemez. Bunun dışında niteliği gereği haczedilemeyen mallar da vardır. Her ne kadar borçlu borcundan dolayı tüm mal, hak ve alacakları ile sorumlu tutulsa da borçlunun kendisinin ve ailesinin hayatını devam ettirebilmesi için gerekli mallar, kamu yararı ve insanilik ölçüsü kapsamında bu durumdan muaf tutulmuştur.
Anayasanın 17. maddesi: “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra hukukuna da yansımış olan bu madde hükmü, kişilik haklarının korunmasını teminat altına almaktadır. Bu çerçevede, İcra İflas Kanunu’nun (İİK), “haczi caiz olmayan mallar ve haklar” başlığı altındaki 82. maddesinde, haczinin yapılması yasaca uygun olmayan mal ve haklar düzenlendiği görülmektedir. İİK’daki bu müessese, kamu düzenini sağladığı gibi borçlunun bütün mallarının elinden alınması sonucunda borçlunun gelir kaynaklarının kalmaması riskini de engellemektedir. Nitekim borçlunun elinden tüm malları alınması, muhtaç olduğu o mallarla kazanıp çalışarak borcunu ödeme imkanını ortadan kaldıracaktır. Bu sebeple haczedilemez eşyaların yasa ile belirlenmesi, alacaklı yararına da işlemektedir.
Bununla birlikte İİK’nın 82. maddesinin 12. fıkrası; “borçlunun haline münasip evi haczedilemez” demektedir. Burada söylemek gerekir ki; para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere; borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşyalar ya da borçlunun haline münasip evinin haczedilemezliği de İİK’nın 82. maddesi kapsamındadır. Borçlu, evinin haczedilemeyeceğini ileri sürebilir. Bunun için, evde bizzat oturması gerekliliği bulunmadığı gibi evini kiraya vermiş de olabilir. Bu durumda, borçlunun başka bir evi yoksa, kiradaki evi haczedilemez. Evin değerinin fazla olması durumunda ise, evin bedelinden borçlunun haline münasip bir yer alabilecek kadarlık kısmı borçluya bırakılarak ev satılabilecektir. Bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin E. 2019/13405, K. 2020/286 sayılı kararı, konuya şu şekilde açıklık getirmiştir:
“…İİK’nın 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “hâline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun hâline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Mahkemece, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedeli bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.”
OPTİSYENLER İÇİN HACZEDİLEBİLİRLİK
Optisyenlerin, icra takibi aşamasında optisyenlik müesseselerindeki araç ve gereçlerin haczedilebilir olup olmadıklarının belirlenmesi için, öncelikle müessesede bulunması zorunlu araç ve gereçlerin göz önüne alınması gerekmektedir.
Optisyenlik Müesseselerinde Bulunması Zorunlu Asgari Araç Gereç Listesi, 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri Hakkında Yönetmeliğin Ekinde (Ek-1) şu şekilde verilmiştir:
“Optisyenler, gözlük veya gözlük camlarının muayene ve kontrolü veya tamiri konusunda ve reçetelerde yazılı camları çerçevelere takmak ve kişinin gözüne en uygun şekilde uygulamak için gerekli olan aletleri kullanırlar.
Optisyenlik müessesesinde bulundurulması zorunlu asgarî araç gereçler:
a) Pupillametre veya odaklama terminali,
b) Cam kesme taşları (otomatik veya manuel),
c) Kanal açma makinesi(nylor),
ç) Çerçeve ısıtıcısı,
d) Matkap, küçük el aletleri, pens ve el takımı,
e) Kontakt lens satışı yapılıyor ise lenslerin muhafaza edileceği uygun bir dolap ve gerekli diğer muhafaza gereçleri.
f) Okuma eşeli.”
İİK’nın 82. maddesi göz önünde bulundurulduğunda, borçlunun mesleğini devam ettirebilmesi için elzem olan her türlü eşya haczedilemeyen mallar arasındadır. Optisyenler açısından bakıldığında, Optisyenlik Müesseselerinde Bulunması Zorunlu Asgari Araç Gereç Listesi’ndeki gibi eşyalar haczedilemeyen mallar arasında kabul edilecektir. Bu noktada, mesleğin sürdürülebilmesi ve icrasının sağlanabilmesi için gerekli olan her türlü eşyanın haczedilemeyeceği söylenmelidir.
Borçlu, bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleği ile ilgili alet, edevat ve kitapları haczedilemeyecektir. Aksine, bir teşebbüs sahibi sayıldığı takdirde ise, bu teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Bu konuda Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24.05.2018 tarih ve E. 2018/9292, K. 2018/5253 sayılı kararı şu şekildedir:
“…borçlunun yaptığı işte onun kişisel çalışması ve faaliyeti ön planda, sermayesi ve yararlandığı yabancı iş gücü ikinci planda gelmekte ise, borçlu bir meslek sahibi sayılır ve bu meslek için gerekli aletler haczedilemez.”
HACİZ İŞLEMLERİNE KARŞI İZLENMESİ GEREKEN YOL
İİK kapsamında, optisyenlere yapılacak icra takibi neticesinde uygulanacak olan haciz işlemlerine karşı; somut olayda mesleğin sürdürülebilmesi için gerekli olan her türlü eşya ya da İİK’nın 82. maddesinde sayılan uygun hallerin varlığı söz konusu ise “haczedilmezlik şikâyeti” uygulanabilecek hukuki yollardan birisidir. Usule aykırı haciz işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde şikâyet yoluna başvurulması şikâyet süresi kapsamındadır. İİK’nın 16. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, 7 günlük süre, öğrenme tarihinden itibaren başlar.
Nitekim bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, sürenin kaçırılması işlemin kesinleşmesi sonucunu ortaya çıkaracaktır. Yargıtay içtihatları ise sürenin elde olmayan sebeplerle kaçırılması halinde, “eski hale iade” yolunun başvuruya açık olmayacağı yönündedir.
Şikâyet, icra mahkemesine dilekçe başvurusuyla yapılmakta ve icra mahkemesi tarafından başvuru karara bağlanılmaktadır. Bu sebeple, icra dairesine yapılan başvurular, başvurunun yok hükmünde sayılmasına neden olacaktır. İcra mahkemesine yapılan şikâyet, basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme şikâyet başvurusunu incelerken bilirkişiye başvurabileceği gibi keşfe de karar verebilir.
İcranın durdurulması açısından ise İİK’nın 22. maddesinde düzenlenen şu hüküm uygulanmaktadır: “Şikâyet, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmaz.” Bu noktada icra mahkemesi, istem olduğu takdirde kendiliğinden icra işleminin durdurulmasına karar verebilecektir.
Şimdiye dek zikretmiş olduğumuz kanunlar ile birlikte, öncelikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 70. maddesinde olmak üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 5510 sayılı SGK Kanunu gibi diğer kanunlarda da haczedilmeyecek mallara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Bu düzenlemelerinde, meydana gelecek haciz işlemlerinde dikkate alınması elzemdir.
SONUÇ
Borçlu, borcundan dolayı tüm mal, hak ve alacakları ile sorumlu tutulsa da borçlunun kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları ile kendisinin ve ailesinin hayatını devam ettirebilmesi için gerekli malları haczedilemez. Bununla birlikte para, kıymetli evrak, altın, gibi kıymetli eşyalar dışındaki; borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşyalar ile borçlunun haline münasip evi de haczi caiz olmayan mallardandır.
Borçlunun mesleğini devam ettirebilmesi için elzem olan her türlü eşya haczedilemez kabul edildiğinden, optisyenler açısından, optisyenlik müesseselerinde bulunması zorunlu araç ve gereçler haczedilemeyen mallar arasında kabul edilmektedir.
Borçlunun, bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, mesleği ile ilgili araç ve gereçler haczedilemeyecek olmakla birlikte, bir teşebbüs sahibi sayıldığı takdirde bu teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir.
İcra takibi ve haciz işlemlerinde usul ve süreler büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple dikkatle takip edilmeli, süreç özenle yürütülmeli, ilgili tüm kanunlarda yer alan haczedilemez mallara ilişkin düzenlemeler dikkate alınmalıdır.
Suat ŞİMŞEK
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...