Oda ve Birlik yasasının ardından…

Şimdi tüm sivil toplum kuruluşu başkanlarımıza ve yönetim kurulu üyelerine bu süreçte göstermiş oldukları insanüstü başarıdan dolayı teşekkür ediyorum.

Sadece onlar mı? Değil, başta Hacı Mustafa Uma ve ismini sayamayacağım isimsiz kahramanlara mesleğim, meslektaşlarım ve öğrencilerim adına sonsuz teşekkür ediyorum. Yıllarca bu uğurda mücadele etmiş biri olarak yaptıkları işin ne kadar önemli olduğunu en iyi ben bilirim.

Her ne koşulda olursa olsun artık Oda ve Birliğimiz var ve bu ülkede optisyenlik müessesesi açıp işletmek isteyen her kişi ve kurumun ya şahsı ya da mesul müdürü bu birliğin içinde yer almak ve onun kurallarına uymak zorundadır.

Çalıştıkları firma adına evrak takipçiliği yapan müdürler, mevcut iktidarın Oda ve Birlikler hakkındaki düşünce ve çekincelerini bildikleri için böyle bir birliğin doğamayacağından çok emindiler. Bu nedenle Birlik kanununun Meclis komisyonlarından çıktığını, genel kurula geleceğini duydukları anda paniklediler. Ankara’da kamp kurdular. Birlik kanunun doğumunu engellemek için yanlarında çalışan genç optisyenleri meclise dilekçe göndermek için örgütlediler. Kurumlara gidip bize haber vermediler diyerek olayı manipüle etmeye çalıştılar.

Yapılan çalışmanın büyüklüğü ve karşılarındaki tüm sorunlarını, kırgınlıklarını ve kavgalarını ertelemiş grubun dik duruşunu görünce   doğumu engelleyemeyeceklerini anladıkları için özürlü doğması için mücadele etmeye başladılar. Evet, Oda ve Birlik kanunun meclise gelmesi kazanımların en büyüğüdür.

14 Kasım 2017 günü paylaşımlarımda bunun ilk raunt olduğunu yazmıştım. Tam da o gün bir yazı kaleme almayı planlıyordum. Geçmişe dayalı tüm yaşanmışlıkları bir kenara bırakıp “Birlik” adına yakışır bir şekilde Birliğimizi oluşturalım diyecektim. Fakat olamadı onlar o kadar büyük olduklarını düşünüyorlar ki diğerleri ile aynı odaya sığmayacakları konusunda endişeleri var. Ancak bu endişe onları kurtarmadı şimdi her koşulda o odaya girmek ve sıkışmak zorundalar.

Evet üzgün ve kızgınız. İstediğimiz gibi birlik olmadık şimdi çelişkiler daha da derinleşti. Şimdi atıfta bulunulan eczacı odasındaki maddeleri yazarak yeni bir yönetmelik hazırlanacak. Gruplar ve biz geleneksel müesseselerin aynı şeyleri düşünmesi ve istemesi nerdeyse imkansız.

Şimdi yönetmelik hazırlanması raundu başladı bunu da kazanacağız. Zor olacak, tartışmalı olacak ve sıkıntılı bir süreç olacak ama onu da başaracağız.

Bugüne kadar bize rağmen; Optometriyi müesseselerine sokmayı, Zarar esaslı reklam yapmaya devam etmeyi, Oda ve birlik kanununu engellemeyi, internetten kontak lens satmayı, ürünlerinde asılsız kampanyalar yapmaya devam etmeyi ve benzeri birçok şeyi başaramadılar. Bundan sonra da başaramayacaklar. Sadece uğraştıracaklar hepsi o kadar.

Bu başlangıçtı. Şimdi erteledikleri sağlıklı bir yönetmeliği kutlamak için çalışmaya ve çatışmaya devam etmek zamanıdır.

Onların paraları ve maaşlı müdürleri var. Bizim de ulus sevgimiz, dil ve vatan birliğimiz var. 14 ve16 kasım günü, 1974 yılındaki Kıbrıs savaşında tek vücut olmuş milletimiz gibiydik. Bundan sonra da aynı ruhla birlikte mücadele edeceğiz.

Oda ve birlik kanunumuz hayırlı olsun.

Turgut ÇAKAR.