Meslek hakkımızı artık istiyoruz.

Küçüker yaptığı açıklamada, “SGK kozmetik cerrahi ve alternatif tıp dışında tüm sağlık hizmetlerinin bedellerini, sosyal devlet anlayışı içerisinde karşılamaktadır.

Doğal olarak gözlük cam ve çerçeveleri için sağlık yardımı yapması, koruyucu sağlık hizmeti, göz ve görme sağlığının korunması, körlüğün önlenmesi, eğitim ve öğretimde başarı. Trafik kazalarındaki can ve mal kayıplarının azaltılması,(Trafik kazalarında yılda 20 milyarın üzerinde mal kayıpları meydana geliyor ) şaşılığın bir gözlükle tedavisine imkân vermesi, okuma ve kültür seviyesinin yükseltilmesi, işgücü verimliliğinin artması, çağdaş bir toplum inşası gibi fonksiyonlara imkân verir. Tarih boyu gözlük eğitim ve kültürün sembolü olmuştur.

Tasarruf adı altında bu hizmetlerin azaltılması sınırlanması faciaya dönüşür. Tasarruf edilen miktardan fazla tedavi hizmetlerine harcama yapılır. Kaldı ki gözlük de ilaç gibi bir sağlık ürünüdür. Zaman zaman Yunanistan ve İngiltere dışında gözlük cam ve çerçeveleri için bir ödeme yapılmıyor, biz Almanya’dan zengin miyiz? Avrupa da gözlük ödemeleri kaldırıldı, gözlükçülerin tamamını zan altında bırakan karalamalar, belgeye dayanmayan gerçeği yansıtmayan dezenformasyonlar sektörümüzde dillendirilmektedir. Bunların hiçbirisi gerçekleri yansıtmamaktadır. Kaldı ki hep örnek gösterilen Almanya ve Hollanda ‘da optisyenlik ticaret mesleği olarak düzenlenmiştir. Türkiye’de Optisyenlik Tıpkı Eczacılar tabipler gibi Sağlık Mesleği olarak düzenlenmiştir.

Avrupa Birliğinde Sağlık müktesebat değildir. Her ülke sağlık alanında ihtiyaçlarına ve imkânlarına göre düzenleme yapma hakkına sahiptir. Batı ülkeleri ile Gözlük sağlık yardımlarının kıyaslanması yanlış örnek olur. Şöyle ki AB ülkelerinde ortamla özel sağlık sigortaları %22-25 lere ulaşmıştır. Avrupa daki özel sağlık sigortalarında ödenen gözlük ücreti meblağları çok yüksektir. Ülkemizde özel sağlık sigortaları %1 ler civarındadır. AB ülkelerinde gözlük kullanma oranları %55 lere ulaşmıştır.

Toplum görmenin önemini ve değerini anlamıştır. Sağlıkla ilgili her alanda uygulama AB birliğinde farklıdır. Kimi ülkelerde Mesul müdürlük sistemi vardır, Kimisinde yoktur, örneğin Eczacılık alanında İngiltere de Danimarka da zincir vardır, Almanya ve İspanyada bizde olduğu gibi Eczanenin ve sahibi ve mesul müdürü aynı kişidir. İspanya’da gözlüğü, görme testini yapanda aynı kişidir. Gözlükle ilgili konuyu da değerlendirirken hem kurum hem de bizler kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına ve imkânlarımıza bakarak karar vermeliyiz diye düşünüyoruz. Kaldı ki devamlı örnek verildiği için Almanya çok yüksek sağlık harcamalarında tasarruf sağlamak amacıyla, hasta katılım paylarını yükseltti. Okul çağı çocukların ve yaşlı vatandaşlarının, her türlü gözlük yardımını yine karşılamaktadır. Sadece yetişkinler için katkı payını yükseltmiştir.

Aslında AB içerisindeki diğer birçok ülkede de uygulama bu şekildedir. Görme testi ücretleri tüm ülkelerde karşılanmaktadır. Ülkemizde körlük oranı AB ülkelerinden fazladır. Kör bir insanın bakım masrafları, ailesine verdiği acı para ile ölçülmez. Yapılan yardımlar bir anlamda koruyucu sağlık hizmeti görevi yapmaktadır. Körlüğe neden olan göz hastalıklarının erken teşhisine imkân verir Şaşı bir çocuk 6 yaşına kadar 50 Tl lik basit bir gözlükle çoğu zaman tedavi edilebilir. Aksi takdirde cerrahi işlemin maliyeti ve riski daha fazladır. Tasarruf yapacağız derken sağlık harcamalarından misli ile fazlasını ödersiniz.

Bu yanlış ve eksik bilgilendirmeler yüzünde Sağlık harcamaları her alanda misli ile artarken, gözlük ödemeleri %1,5 lardan, Dramatik şekilde binde altılara kadar gerilemiştir.5500 gözlükçüye yapılan bir senelik gözlük yardımı 5-6 günlük ilaç ya da tedavi hizmeti kadardır.

Tabii ki SGK ‘nun tüm Eczaneleri tüm gözlükçüleri finanse etmesini beklemekte haksızlık olur. Ancak kurumun ve devletin bütçesi elverdiği oranda hakkaniyet ve adalet ölçülerinde iyileştirmelerin sağlanması gereklidir. Çerçeve hak ediş süresi 3 seneden 2 seneye indirilmelidir.050 diyoptri aralığında ödenen gözlük camı bedelleri numara değiştiğinde ödenmelidir. Defakto reklamlar sağlık problemleri ve kamu zararı yaratır. İlaç ve tedavi kapsamında geri ödeme sisteminde bulunan tıbbi cihaz olan optik ürünlerin defakto reklamına kesinlikle izin verilmemelidir. Sivil toplum örgütleri olarak bizlerin görevi, sadece üyelerimizin değil kamunun hak ve menfaatlerini de korumaktır. Koruyucu sağlık hizmetlerine ödem vermeden, Tasarruf sadece sürekli fiyatları düşürerek sağlanamaz. Bizlerin bir görevi de Devletin ilgili kurumlarına tasarruf sağlayacak çözüm ve projeleri, sahadaki istismarları önleyecek önlemleri tespit ederek çözüm önerileri ile sunmaktır.

Eczacılar haklı olarak meslek hakkı istiyor, AB ülkeleri örnek göstererek bunu dillendiriyorlar. Bizlerde Eczacılar gibi Sağlık mesleğiyiz. Eczacılarda Gözlükçülerde TC Sağlık Bakanlığının gözetim ve denetiminde çalışıyor, Eczacıların da gözlükçülerinde özel meslek kanunları vardır. Her iki meslekte de meslek mensubu Üniversitelerden mezun oluyor.

Bizler gözlükçüler olarak, cam çerçeve eğitimini aldığımız bilgilerimizi de katarak, hekim reçetesine göre, hak sahiplerinin gözlüklerini yapıyoruz, Hastalar sağlık danışmanlığı hizmeti, gözlüklerine servis hizmeti sunuyoruz.

Üniversite bir meslek için meslek bilgilerini öğretir, mezuniyetinde de bu bilgileri icra etmesi için diploma verir. Dolayısıyla her meslekte olduğu gibi yaptığımız, işcilik ve hizmetler için bir meslek hakkı istemek doğal hakkımızdır. 10 TL ye sattığımız cam, meslek bilgimizi katarak 50 milyarlık yüksek teknolojik makinelerde gözlük çerçevesine tespit etme işleminden camdan elde ettiğimiz kar SUT da işçilik ve hizmetler dâhil diye fiyatlandırılmaktadır, bunun hakkaniyetle adaletle bağdaşır yönü yoktur. Bu bedel bu işçilik hizmetinin karşılığı değildir. 10 senedir gözlük cam ve çerçeve fiyatlarında bir iyileştirme zam yapılmamıştır. Ayrıca gözlük camının çerçeve tespiti ile iş kalmıyor, verdiğimiz hizmetler arasında sağlık danışmanlığı var. Bunun içinde bir ücret almıyoruz, Hastanın gözlüğü ile ilgili, görme kusuru, camları, çerçevesi, çerçeve cam seçimi, cam ve çerçevenin nasıl kullanılacağı, camın teknik kimyasal özelikleri, camların. Çerçeveye tespit edilirken görmenin optik merkezden sağlanması, pupilla mesafelerinin ve montaj yükseklikleri, burada yazmaya ve saymaya kalksak sayfalar dolduracak bir dizi sağlık danışmanlığı hizmeti yapıyoruz. Bununla da kalmıyor gözlük çerçeveleri ve gözlük için 2 senelik garanti ve servis hizmeti sunuyoruz. Pat değişimi, kötü kullanım yüzünden, sapların geri dönüşüm açılarında meydana gelen ayar bozuklukları, sap uçlarının değişimi, kulak arkası ayarları, çerçeve içi misina değişikliği, nilör çerçeve misina değişikliği, gözlük kılıfı, silme bezi, pantoskopik,retroskopik açı ayarları, kırılan sap deşiklikleri ,kaplama bozukluklarında çerçeve değişimi, vs..

Reçetelerin medula optik provizyon sistemi üzerinden hak edişlerini alıyoruz. Reçetelerini kayıt ediyoruz. Bu kazanç üzerinden vergi veriyoruz, İşçi çalıştırıyor istihdam sağlıyoruz. Geçimizi temin ediyoruz.

Bütün bu işçilik ve hizmetlerin bedelinin gözlükçülere yüklenmesi adil ve kabul edilebilir değildir.

Meslek hakkı nedir?

Hastalarımıza sağlık hizmeti, Garanti ve servis veriyoruz. Aslında bu sağlık hizmetini kamu yararına bedelsiz verdiğimizi söylemek yanlış olmaz. Eğitimimizin ve Diplomamızın bize verdiği meslek bilgi ve becerileri yok saymak, bunun bir bedelinin olması gerektiğini şimdiye kadar savunmamak bizim hatamızdır.

MESLEK HAKKI: Bir meslek mensubunun, mesleğini icra ederken, mesleki bilgi ve becerilerini ya da sanatını ortaya koyarak yarattığı değerin maddi karşılığıdır.

Meslek hakkımızı artık istiyoruz. Gözlükçülerin giderlerini karşılayacak sabit bir gelirleri olmalıdır. SGK tek alıcı durumuna gelmiştir. Ödediği sağlık yardımlarıyla bu hizmetin karşılanabilmesi mümkün değildir. Bizim mesleğimizde Eczanelerden farklı olarak mesul müdürlük sistemi mevcuttur.

Meslektaşlarımız sermayenin orantısız rekabeti var olma mücadelesi veriyor. Bu fiyatlarla yaşamını sürdüremiyor. Fiyat ve hizmette rekabet var. Devlet sadece hak sahiplerinin hakkını değil, hizmet aldığı geleneksel müesseselerinde kendi vatandaşları olduğundan hareketle hak ve menfaatlerini bütçe imkânlarına göre gözetmek görevidir” dedi.