Optisyenliğin özel kanunu var ve sahada uygulanıyor fakat Türkiye’de böyle bir meslek tanımlı değildi. Meslek tanımımız ne derecede yetersizse istihdam tanımımız da o kadar yetersizdir. Öncelikle istihdamı tanımlamalıyız.
18 Haziran 2016 - 0:25 'de eklendi.
Kamuda istihdam konusu uzun zamandır optisyenlerin sanki tek sorunuymuş gibi karşımızda duruyor.
Bizler de Sağlık Hizmetleri Meslek Okulları ve Optisyenlik programları sayısı bu kadar çok değilken bu konuya büyük ilgi duymuş ve o zaman çalışmalara başlamıştık. Genç optisyenler, gözlükçüler ve konfederasyon uzun zaman bu çalışmaları yürüttü. Sonuç almak her zamanki gibi zor görünüyordu. Raporlar, yazılar, görüşme ve toplantılar sonrasında çok ilginç bir durumla karşılaştık.
Optisyen ve gözlükçülerin kamuda istihdam edilmesi imkânsızdı. Zira Türkiye’nin en eski mesleklerinden, genç cumhuriyetin kanun ile uygulanan sağlık mesleklerinden ve en eski meslek örgütüne sahip bir sağlık mesleği olan optisyenlik mesleği o dönemlerde Başbakanlık ve sonradan da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlanan personel dairesinde tanımlı bir meslek değildi.
Özet olarak, optisyenliğin özel kanunu var ve sahada uygulanıyor fakat Türkiye’de böyle bir meslek tanımlı değildi.
Bu bilgiye ulaştıktan sonra rotanın yönünü değiştirip öncelikle mesleğin tanımlanması konusunda çalışmaları hızlandırdık. Tam olarak amacımıza hizmet etmese de mesleğimizin bu alanda 3254 kod numarası ile tanımlanmasını sağlamış olduk. 2267.01 Optalmik Optisyen SGK 2013 YILI GÜNCEL MESLEK KODLARI VE MESLEK ADLARI içinde de yer alması sağlandı.
Bu çalışmalar yapılırken optisyen fazlası veya bugünkü gibi okullarda binlerce optisyen mezun olacak endişesi yoktu.
İki temel amacımız vardı bunlardan biri mesleğimizin saygınlığını korumak, denetim ve raporlamayı bir optisyenin yapmasını sağlamaktı. İkincisi ise emek ve sermaye harcayarak kamuya sunduğumuz geri ödeme kapsamındaki reçetelere ait faturalarda haksız kesinti ve cezaların önüne geçmekti.
Şimdilerde kamuda istihdamın önündeki en büyük engel kanundaki tanımların yetersiz olmasıdır.
“BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1. – Bu Kanunun amacı; fertlerin ve toplumun sağlığını korumak üzere, optisyen unvanının kullanılması, optisyenlik mesleğinin icra edilmesi ve optisyenlik müessesesinin açılması ve işletilmesiyle ilgili usul ve esasları düzenlemektir.”
Kanundaki amaç buyken tanıma baktığımızda.
“Numaralı (mihraklı) gözlük camı ve gözlük çerçevesi satmak, gözlük montajı ve her türlü reçeteli lens satışı yapmak üzere optisyenlik mesleğini icra edebilmek için, optisyenlik alanında en az ön lisans seviyesinde meslekî eğitim ve öğretim veren yüksekokul mezunu olmak gerekir.”
Yine, Sağlık Bakanlığı’nın 22 Mayıs 2014 Tarih ve 29007 numarasıyla Resmi Gazetede yayımlanan yeni tanıma göre:
Optisyen
a) Uzman tabip tarafından verilen reçetelerde yazılı numaralı gözlük camlarının, her türlü lenslerin, optik görme gereçlerinin ve gözlük çerçevelerinin hastaya sunulmasını sağlar.
b) Standartlara uygun olarak gözlük montajı yapar, onarır, tespitini sağlar ve kişinin kullanımına uygun haline getirir.
c) Optik gereç kullanıcılarına ve hastalara ait kayıtları tutar ve gerektiğinde ilgili kurumlara verir.
Bu şekli ile baktığımız da kanun koyucu optisyeni değil optisyenlik müessesesi işletecek kişiyi tanımlamaktadır.
İşte bu tanım tüm atamaların önünü tıkıyor. Yukarıda da değindiğim gibi bu mücadele devam edecektir. Kanun ve yönetmeliğin yeniden yapılandırılması için konfederasyona bağlı federasyonlar ve meslek örgütlerimiz güçlü bir şekilde çalışmaya başlamışlardır.
Temel olarak bu çalışma atıl iş gücü durumunda olan optisyenlerin istihdamı için yeterli değildir. En yakın meslek grubu olarak gördüğümüz eczacılık mesleği ile ilgili verilere göz atabiliriz. Yaklaşık 30bin eczacının olduğu 2013 verilerine göre kamuda görevli sayısı hastaneler hariç aşağıdaki gibidir:
466 kişi SGK’da
355 kişi İl Sağlık Müdürlükleri’nde
109 kişi Sağlık Bakanlığına bağlı diğer kurumlarda eczacı istihdam edilmektedir.
Optisyenlerin de en iyi koşulda bile bu sayıya yakın istihdam edileceğini düşünmek çok zor olacaktır. Yılda 3000 civarında optisyenin mezun olacağı düşünüldüğünde bu rakam oldukça komik denecek kadar yetersizdir ve bir kereye mahsus bir durumdur. Bir vefat veya emeklilik söz konusu olmadıkça bu alanda yeni kadro açmak mümkün görünmemektedir.
Buradan da anlaşılacağı gibi kamuda istihdam buz dağının sadece görünen kısmıdır.
Meslek tanımımız ne derecede yetersizse istihdam tanımımız da o kadar yetersizdir. Öncelikle istihdamı tanımlamalıyız.
İSTİHDAM:
1. BİR İNSANI BİR İŞTE, BİR GÖREVDE KULLANMA, ÇALIŞTIRMA.
EŞ ANLAMLISI: İŞLENDİRME
2. EKONOMİDE, İŞ ALANI AÇMA.
Bu bağlamda düşünerek bir optisyenin istihdam edilebileceği alanları saptayabiliriz:
• Optisyenlik müessesesi mesul müdürü ve sahibi olmak
• Optisyenlik müessesesinde mesul müdür olarak çalışmak
• Optisyenlik müessesesinde çalışma belgeli ikinci optisyen olarak çalışmak
• Kamuda istihdam (Toplum Sağlığı Merkezlerinde ve Sosyal Güvenik Kurumunda memur olarak çalışmak)
• Kamu ve özel hastanelerde poliklinik hizmetlerinde ara eleman olarak çalışmak
• Tedarikçi ve üretici firmalarda mesul müdür ve satış elemanı olarak çalışmak
• Üniversitelerde öğretim görevlisi, uzman öğretici ve teknisyen olarak çalışmak
Bu alanlarda ve bunların dışında iş olanakları oluşturmak tanımlama ile birlikte üniversitelerimiz, kamu, Sivil toplum kuruluşları ve sermaye gruplarının ortak çalışmaları hayata geçirmesi ile mümkündür.
5700 optisyenlik müessesesinde 5193 SOHK gereği olarak ikinci bir optisyen istihdam etme zorunluluğu olmalıdır. İtirazlar gelebilir fakat optisyenler kanun gereği, insani, dini, fiziki, sosyal ve sağlık başta olmak üzere hiçbir ihtiyaçları için müesseselerini terk edemezler. Bu nedenle ikinci bir optisyen istihdam etmeleri zorunludur.
Kamu ve özel hastanelerde poliklinik hizmetleri yardımcı elemanı olarak istihdam olanağı değerlendirilebilirse işte o zaman gerçekten kayda değer bir istihdam olanağı sağlanmış olur. Şu anda bu iş kolu taşeron firmaların yetkisiz elemanları ve başka sağlık alanında uzman hemşireler tarafından yapılıyor. Optisyenlik eğitimi almış olan yetkin elemanlar bu işi layığı ile yerine getirecektir. Bizim olanı almalıyız.
Sanayide ve tedarik firmalarında iş olanakları açıktır.
Evet, genç meslektaşlarım ve öğrencilerim. Kamuda en fazla 900 kişi istihdam edilebilir; bunun dışında bir miktar yok. Öyleyse ne yapmalıyız?
Öyleyse bir an önce mezun olmayı düşünmek, okula gitmeden diploma sahibi olmak ve bu durumda olanları emsal göstermek yerine iyi bir eğitim almak ve nitelikli eğitim veren okulları tercih etmek, en önemlisi mezun olduktan sonra bile öğrenim hayatının devam ettiğini unutmamak gerekiyor.
Dernek ve federasyonlar üstlerine düşen görevi kimseyi memnun etmese de yerine getiriyorlar. Fakat okulların bunu biraz daha fazla yapması gerekiyor.
Acıbadem Üniversitesi, poliklinik hizmetleri yardımcı elemanı istihdamını başlattı.
Okan Üniversitesi kariyer planlama ve saha analizleri yapıyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi eğitimde yeni teknikler ve teknoloji kullanımı konusunda çalışmalar yapıyor.
Üsküdar Üniversitesi gözlükçülük müzesi ve görmeyen çocuk öğrenemez sosyal sorumluluk projesini gerçekleştirdi.
Bartın Üniversitesi optik cam hammadde üretimi ve gözlük cam sanayisine katkı sağlamak konusunda önemli ölçüde yol aldı.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Antep optik mühendisliği konusunda çalışmalar yürütüyor.
İzmir Gediz Üniversitesi gözlük tasarımını gerçekleştirdi.
Eskişehir Osmangazi üniversitesi optik lenslerde kaplama konusunda araştırmalar yapmaktadır.
Muğla Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Trabzon Avrasya üniversitesi ve Samsun 19 Mayıs Üniversitesi birikim ve tecrübeleri ile her türlü destek ve rehberliği sağlamaktadır.
Tabi ki burada ismini yazmadığım ve veya haberdar olmadığım bazı okulların da çalışmaları vardır mutlaka. Saydığım okulların tamamının ortak özellikleri fertlerin ve toplumun sağlığına hizmet edecek bireyler yetiştirmenin bilincinde olmalarıdır.
Bu gün asıl sorunumuz istihdam değil, var olan işler için en iyi eğitimi alarak yetişmiş olmaktır. Ve öğrenimin sadece okul süresi değil, ömür boyu olması gerekliğinin farkında olarak sahada çalışanların meslek içi eğitim programları ile bilgilerini güncellemelerini sağlamak gereklidir.
Mesleğimizin değeri bizim ona kattığımız artılar sayesinde yükselecektir.
Turgut Çakar
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Sayın hocam. Bir akademisyen olarak istihdam konusunu sadece kamuya girecek üç beş optisyen olarak görmenizi hayretle izliyorum. istihdam sağlanması sektörümüzün devlet kademelerinde görev alması ,sektörümüzün saygınlığı açısından hiçmi önemli degil .. Tıbbi Cihaz Satış, Reklam ve Tanıtım Yönetmeliği ile toptan tıbbi cihaz satışı yapanlara getirilen sorumlu müdürlük ,dört yıllık lisans mezunu olmayı şart koşuyor . o dönem gençlerimizin ,yani bu görevde örgencilerinizin ,optisyenlerin olması gerektigini hiç düşündünüzmü ? herhangi bir girişimde bulundunuzmu ? Okan Üniversitesi kariyer planlaması yapıyormuş , madem size göre istihdam önemsiz bir konu söyleyin boşa ugraşmasınlar .acıbadem hastanesi diyorsunuz . Hastanelerin yasa gereği saglık teknisyeni çalıştırma zorunlulugu… Read more »
Genç optisyen arkadaşım bu gün yayınlanan bir yazıma oldukça ciddi ve cevap verilmesi gereken bir eleştiri yazmış. Değerli arkadaşım takdir edersin ki kamuda mesleki alan dışında istihdam 900 – 1000 kişi civarındadır. Eczacılığı örek olarak vermemin nedeni varabileceğimiz noktanın ne olduğunu vurgulayabilmek içindi. İster hemşire ister eczacı ol fark etmez, toplam sayı budur ve bir kez alım yapıldıktan sonra bu kişiler istifa edip, emekli oluncaya ve/veya ölmeyinceye kadar başka kadro olması imkânı yoktur. İstenilen rakam bu ise tamam, haklısınız. Demek ki sadece 1000 kişi için bir sorunumuz vardır ve bu şekilde çözülmüş olacaktır derim. Üzgününüm fakat gerçek bu, araştırabilirsin. Benim… Read more »