Türkiye’ de dahil gelişmekte olan ülkeler (Brezilya, Doğu Avrupa, Güney Afrika, Endonezya gibi) hep ciddi sorunlarla boğuşuyorlar. Rusya deseniz alenen krizde.
17 Ocak 2019 - 21:20 'de eklendi.
Dünya genelinde bir durgunluk var. Ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Avrupa’da işler çok yavaşladı. Çin deseniz durumu kurtarmak için çabalıyor ama nafile. Japonya zaten kronik olarak bir türlü büyüyemiyor.
Türkiye’ de dahil gelişmekte olan ülkeler (Brezilya, Doğu Avrupa, Güney Afrika, Endonezya gibi) hep ciddi sorunlarla boğuşuyorlar. Rusya deseniz alenen krizde. Bu ortamda Amerika nispeten iyi durumda bir de Hindistan olumlu yönde ilerliyor. İyi durumda olan ülke sayısı son derece az.
Yerel seçim arifesine girdik.
Türkiye’nin bunlar dışında ciddi sorunları var. Örneğin Jeopolitik riskler ve çevre ülkelerde savaş gibi. Bunların yanında bir de belirsizlikler eklenince kimse ciddi bir hareket yapmak istemiyor. Yatırım yapan yok. Üretim için hareketlenen yok. Hal böyle olunca da harcamalar duruyor.
Üstelik iyi gittik dediğimiz yıllarda da büyüme ve işlerdeki hareket hep inşaat kaynaklıydı. Halbuki teknolojiye, ar-ge’ye ve üretime yeteri kadar yatırım yapmıyoruz.
İşlerin düşüşünü kendi müesseselerinizde hissedebileceğiniz gibi, çevrenizde boşalan dükkan sayısındaki artışta dikkat çekici boyutlara geldi.
Reçete sayılarımız düştü, Ekonomik daralmayı en çok hisseden kesimin başında küçük esnaf geliyor. Ayakta kalamayan berber, manav ya da bakkal kepenk indiriyor. Son yıllarda yüz binlerce kişi iş yerini kapatarak ya işçi oldu ya da ticari hayattan tamamen çekildi.
Ekonomide büyüme söylemlerine karşın esnafın kepenk indirmesi, sadece belli meslek kollarıyla ilgili değil. Esnafların kan kaybında, sosyal güvenlik primlerinin yüksekliği ve vergiler önemli rol oynuyor. Kazandığıyla vergi ve primini ödeyemeyen esnaf, kurtuluşu kepenk indirmekte buluyor.
Çalışanların yüzde 5,7’si işveren iken, bu oran yüzde 4,6’ya geriledi. Bu tablo esnaf ve işveren sayısının azaldığını, buna karşılık maaşlı çalışan sayısının arttığını gösteriyor. Orta sınıfı oluşturan esnaf ve küçük işverenin devreden çıkması, gelir uçurumunu artırıyor. Küçük esnafın yok olması, pek çok geleneksel meslek kolunun da tarihe mal olmasına yol açıyor.
Karşılıksız çek tutarı 2018’de rekor kırdı.
2018’de 2017’ye oranla karşılıksız çek tutarı yüzde 72 arttı. 2018 yılında, bankalara ibraz anında karşılıksız çıkan, 52 bin keşideciye ait 588 bin adet çekin toplam tutarı 29 milyar TL oldu. Karşılıksız işlemi yapılan 33 bin keşideciye ait toplam 5,1 milyar TL tutarındaki 119 bin adet çek daha sonra ödendi.Geçen yılın aynı dönemine göre, karşılıksız işlemi yapılan çeklerin tutarı yüzde 72, çek adeti yüzde 35 ve tekil keşideci sayısı ise yüzde 9 arttı.
Tüm meslektaşlarımıza hayırlı işler dileriz.
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...
Bu kadar olayın üstüne birde alışveriş merkezlerdeki işletmeler ucuza verince işler tadından yenmez hale geliyor
Ucuz satan kaybeder şükür etmek lazim.