İnsan hayatı ne kadar eder? Bu sorunun cevabını vermek ülkelere göre değişkenlik arz eder. Gelişmiş ülkelerde insan hayatı elbette ki değer açısından ölçülemez, gelişmemiş olan ülkelerde hayatın ederi hemen hemen hiç yoktur. Örneğin Afrika ülkelerinde Somali, Etiyopya, Mozambik, Eritre daha yakına gelelim Mısır, Libya, Suriye, Irak, Filistin bu konuda herkesin az yada çok […]
13 Şubat 2015 - 0:14 'de eklendi.
İnsan hayatı ne kadar eder?
Bu sorunun cevabını vermek ülkelere göre değişkenlik arz eder.
Gelişmiş ülkelerde insan hayatı elbette ki değer açısından ölçülemez, gelişmemiş olan ülkelerde hayatın ederi hemen hemen hiç yoktur. Örneğin Afrika ülkelerinde Somali, Etiyopya, Mozambik, Eritre daha yakına gelelim Mısır, Libya, Suriye, Irak, Filistin bu konuda herkesin az yada çok fikri vardır. İnsanların acımasızca katledildiğini kellelerinin kesildiğini hepimiz biliyoruz.
Çoğu zaman düşünürüz iyi ki oralarda yaşamıyoruz diye, ancak durum hiçte parlak değil ülkemizde.
Geleceğe kendimiz ve çocuklarımız için korku, kaygı ile bakıyoruz. Bakmakta da haksız değiliz.
Neden mi?
Çünkü iç güvenlik yasasının çıkarılmaya çalışıldığı şu günlerde ülkemizde iki boyut var.
Birincisi Güneydoğuyu ilgilendirmeyen bir iç güvenlik yasası. Neden mi? Çünkü gerçekler yandaş medya ve sansür sayesinde halktan gizleniyor.
Güneydoğu’da devlet nerede ise yok. T.C.’nin işlevi işlevsiz hale getirildi. Hiç kimse orada TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni sallamıyor. Kendi mahkemelerini kendi polis güçlerini daha ötesi kendi devletlerini birçok anlamda hayata geçirdiler ve bu olaylar AÇILIM SÜRECİ adı altında birbir gerçekleştiriliyor.
Anlaşılan o ki iç güvenlik yasası sadece batı illerini baskı altına almak için hazırlanmış ve çıkarılmaya çalışılıyor.
Konun başında insan hayatı ne kadar eder demiştim. Örnekler vermiştim, gezi olayları ve sonrasında polis tarafından öldürülen onlarca gencimizi ve çocuğumuzu biliyoruz ve Türkiye’de insan hayatının hiç de ederi olmadığını söylesek hiç de yanlış yapmış olmayız.
Geldiğimiz bu noktada polis devleti olduğumuzun çoğumuz farkındayız, tabi ki henüz farkında olmayanlarda var. Er yada geç onlarda farkında olacaklar. Çünkü özgürlük ve adalet herkese lazım.
Polis dehşeti hepimizi sarstı Ankara’da. Yaşanan bir olay neticesinde eski haber kameramanı Yılmaz Koçyılmaz Ankara Ayaş’da kullandığı araçla evine giderken kapalı yol nedeniyle polisle tartıştı. Polislerin kelepçeleyip yere yatırdığı Yılmaz Koçyılmaz ‘’tansiyon hastasıyım, kelepçe takmayın ilaçlarımı alayım’’ dedi. Ancak polisler dinlemedi.
Daha sonra fenalaşınca polisler kelepçeyi çıkardı kalp krizi geçiren eski kameraman hayatını kaybetti. Kelepçenin düşünüldüğü kadar insan hayatının düşünülmediği bir polis devletine hepimiz hoş geliyoruz haberiniz ola.
Bu arada MAKUL ŞÜPHELİ’ye Allah rahmet eylesin.
Esen Kalın
ALİ AYDIN/Gözlükçü
Tüm zorlukları aşmak, daha güzel günlere ulaşmak için birlik...
Mart ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalıştığı...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
Gelecekte renk körlüğü olan kişilerin kırmızı ve yeşili ayır...
Türkiye'nin gözlük üretim üssü haline gelen Erzirve Optik, İ...
Her çerçeve, her cam, o sessiz ustaların ellerinden geçip bu...
20 Nisan 2025 günü, Türk optik camiası için unutulmaz bir ve...
“Optisyenlik müesseselerinde, gözlük camı, çerçevesi ve kont...
Depremler, sadece fay hatlarını değil, toplumsal refleksleri...
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin ...