“İzleyenler, gidilen yoldaki patikaların öncüler tarafından nasıl zorluklarla açıldığını bilmezler”
14 Ocak 2019 - 16:48 'de eklendi.
Sayın İlker Ayaz,
Gözlükçüler ve Optisyenler Konfederasyonu Genel Sekreteri imzalı yazınızı büyük bir üzüntü ile okudum. “Hata yapıyorsunuz” başlıklı yazınız için yeni polemiklere neden olmayacak şekilde nasıl yorum yapabilirim diye çok düşündüm.
Bugün oturduğunuz o koltuklar ve kullandığınız unvanların geçmişte bu genç optisyenlerin içinde bulundukları hareketlere verdikleri güçle kazanıldığını unutmamak gerekiyor.
Birkaç örnek ile açıklamak gerekirse:
OptisyeninSesi gibi güçlü bir sitemizin olmadığı zamanlarda Mersin derneğinin sitesi Mergopder’i kurarak sesimizi duyurdular.
5193 Optisyenlik Hakkındaki Kanun çalışmalarında TBMM koridorlarında tutuklanma riskini göze alarak mücadele ettiler.
İlk eğitim şurasını akıl edip, organizasyon sürecini hallettiler.
SGK temsilcileri için bir gözlüğün üretim sürecini, reçetenin optisyenlik müessesinin kapısından girdiği andan koli teslim edildiği sürece kadar anlatıldığı videoyu paylaştılar.
Tıp meslekleri çatı kanununda avukat ve öğretim görevlisi unvanları ile komisyonda yer aldılar.
Optisyenlik müesseselerinin internetten kontak lens satışını talep eden Çok Uluslu Şirketlerin bu talebine mail kampanyası ile engel olundu.
Karekod, barkod uygulamasının başladığı ilk günlerde optisyenlik müesseselerinin stoklarındaki ürünlerin tedarikçi firma sorumluluğunun ortadan kalkmasını sağlayacak bir çalışma yapılmıştı. Bunu engelleyen iade faturası kampanyası da o zamanların başarısıdır.
Yani öncelikle genç optisyenlerin bugüne dek katkıda bulundukları sayısız mücadeleden söz edebiliriz.
Bugünkü konuya gelince; yani SGK’nin gözlük yardımını biraz artırsın diye verilen mücadele beni çok ilgilendirmiyor. Ancak yerli sanayici için beş Türk Lirası fark almak için yıllarca mücadele eden Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği başarılı olmuş yıllar önce bizim verdiğimiz mücadele sonucunda da beş Türk Lirası bir fark oluşmuştu. Bu sefer neden olmasın. Kurumsal olarak devletle görüşme sürecini devam ettirenler için ellerinde pazarlık gücü olabilecek bir eylemi kötülemeye çalışmanın bir anlamı yoktur.
Bu bir mücadeledir. Ortada bir mücadele varsa hiçbir kuvvet, amca ve dayı onlara etki edemez. Aslında onlara bunu öğreten de bizdik. Bu gençlere her zaman “yönetilen değil yöneten” yönetim kurulu olun dedik. “Size ben dahil, babanızdan bile bir talep gelse mutlaka okuyup araştırıp sonra hayata geçirin” diyen de bizlerdik.
Hata yaptılar yapmadılar tartışmayacağım. Ancak şu kadarını söyleyebilirim. Şu anda başkanı olduğunuz kooperatif hepimizin hayali ve geleceği bu kadar önemli bir kurumun başkanı olarak işinize odaklanmanız o kooperatifi hayatta tutup daha da büyütmeye bakmanız gerekiyor. Bu tür eleştirileri – suçlamaları, okumadan yayın yapan yöneticilere bırakmalısınız.
Bu gençler demokratik bir platformda gerekli mücadeleyi verecekleri mesajını bugüne kadar verdiler. Bir zamanlar ruhsatname hakları olmadığı için sahip oldukları işçi maaşı ile ellerini değil başlarını da taşın altına koymuşlardı ve kazandılar. Şimdi çoğu kendi işinin patronu ve daha iyisini yapmaya gönüllüler. Her hareketlerinde onlara saldırmak yerine ortak hareket etme yolunu aramakta fayda var.
Mesleğimizin geleceği olan optisyenlerle dayanışma içinde olmak tüm sivil toplum kuruluşlarımızın ortak paydası olmalı ki yarınlara umut ile bakabilelim.
Turgut Çakar.
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Bu söyleşi çok ses getirecek. Mutlaka izleyin. Odaların ve B...