Hangi meslektaşımız der ki; benim geçen seneye kıyasla bu yıl genel giderlerim çok azaldı. Karlılığım arttı, diyebilir mi?
06 Mayıs 2014 - 1:42 'de eklendi.
Gün olur; sevinçlere boğuluruz.
Gün olur; acılarla yoğruluruz.
Gün olur; umutlar yeşerir, havalara uçarız.
Gün olur; karamsarlık ruhumuzu karartır.
Hayatımızı da anlamlı kılan da budur zaten.
Her geçen gün insan ömründen bir şeyler alıp, götürürken olgunlaşıyoruz.
Meslektaşım, arkadaşım Derigo Firması Satış Temsilcisi Orçun kardeşimizi elim bir trafik kazası sonucu kaybettik. Ruhu şad olsun. Sevenlerine, ailesine buradan tekrar başsağlığı diliyorum. Allah sabırlar versin. Acımız büyük. Tabi ki ateş düştüğü yeri yakar.
Her zaman söylüyorum.
Plasiyer-Satış Temsilcisi olarak çalışmak gerçekten zordur. Her türlü riske açık bir meslek.
Her zaman moral ve motivasyonumuz en yüksek düzeyde olmalıdır.
Bir şeylere kızıp, moralimiz bozulduğunda en ufak bir hata sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetme, dikkatin dağılması acı sonuçları beraberinde getirir.
Bu sebeple; Satış Temsilcisinin bağlı olduğu Satış Müdürü ve patronlara naçizane önerim; çalışanlarınızın motivasyonunu en yüksek düzeyde tutmak için gayret gösterin. Tüm olumsuzlukları ortadan kaldırın, moral verin. Plasiyer’inizin kafasında maddi-manevi sorunlar olmasın. Bu aynı zamanda size satış ve kazanç olarak geri dönecektir unutmayın.
GÖZLÜK SEKTÖRÜ NEREYE KOŞUYOR?
Son günlerde bölgemdeki meslektaşlarımız ısrarla şunu soruyorlar;
“Gözlük sektörü bitiyor mu? Kazançlarımız gittikçe eriyor, para kazanamıyoruz. Bunun olası sebepleri nelerdir?”
Eminim kaygı uyandıran bu sorular dalga dalga tüm bölgelerde soruluyor.
Gözlük Reçetesine sgk nın ödediği rakam da uzun yıllardır değişmiyor.
Gözlükçü-Optisyenlik müesseselerini denetlemesi, ceza kesmesi de cabası.
O halde bu durumu irdeleyelim.
Ülkemiz nüfusunu Almanya ile kıyasladığımızda, gözlük kullanım oranı Almanya da % 50 dolaylarında, ülkemizde ise % 20 ler seviyesindedir.
Yani demek oluyor ki, aslında şu andaki 5300 civarındaki gözlükçü sayısı ülkemiz gözlük kullanım oranı % 50 olursa rantabl çalışacaktır.
Bu oranın yükselmesinin önündeki en büyük engel kim bu durumda… Gözlük reçetesi yazmayarak ülkemizdeki gözlük kullanım oranını artırmayan, performansa dayalı muayene sayısını devamlı surette yukarılara taşıyan göz doktorlarıdır.
Hastanelerin göz servislerinin önü inanılmaz kalabalık, bir göz doktoru günde en 100 kadar hasta muayene etmekte, ama gelin görün ki reçete sayısı 20 civarında.
Bunun böyle olduğunu kabul ettiğimizde, Sgk nın gözlük bedellerini ödemesi sektörümüz açısından şahsım adına mantıksız gözükmekte. İşin özü aslında sgk gözlük bedeli ödemiyor, katkı payı vermektedir. Ancak genel kanı sanki gözlük bedeli veriyormuş gibi algılanmaktadır.
Sgk göz doktorlarını kendi haline bıraksa, gözlük ödemelerini de yapmasa, vatandaşımız kendi imkanlarıyla alsa nolur.
Dünyanın sonu mu?
Bir kere hali vakti yerinde, gözlükçü açısından iyi müşteri şimdiki durumda ekonomik gözlük almayı tercih etmekte. Nasıl olsa bir bedel ödemeyeceğim, çeşit ve kaliteleri de fena değil, bir süre bu şekilde idare ederim, demekte.
O zaman para kazanacağımız gerçek hedef müşteri kitlesi bu durumda kaçıyor. Bunu bizzat meslektaşlarımız anlatmakta. ‘Adam kaliteli araba ile geliyor, hali vakti görünüşde iyi olduğu belli olmasına rağmen ekonomik sınıf bir gözlük alarak hiçbir bedel ödemeden gidiyor.’
Günlük ihtiyaçlarını karşılayacağı nakit para akışı da bu durumda gerçekleşmiyor. Yani meslektaşlarımız çok ufak rakamlarda bile zorlanmakta, çay-yemek paralarını bile kredi kartı ile ödemektedir.
Bu durumda sektörde ekonomik ve onun bir üstü gözlük çerçeveleri talep edilir oldu. Model ve kalite anlamında üst grup çerçevelerin pazar payı gittikçe azalmakta.
Böyle olunca, ithalatçı-toptancı firmaların da kar marjları düşmektedir.
Sektörümüzün tüm dinamikleri bu durumda eskiye oranla serzenişte.
Peki ne yapmak lazım…
Kar oranları günden güne azalırken, buna paralel olarak cirolar da düşerken, genel giderler tersi bir durumda artmaktadır.
Hangi meslektaşımız der ki; benim geçen seneye kıyasla bu yıl genel giderlerim çok azaldı. Karlılığım arttı, diyebilir mi?
Kurumsal ve zincir mağazaların rekabet koşullarını zorladığını da unutmayalım.
Bölgem itibariyle hala Sgk anlaşması olmadan faaliyetlerini sürdüren gözlükçülerin olduğunu biliyorum.
Diyorum ki; her ne koşul olursa olsun, insanlarımız için gözlük kullanımı kaçınılmaz.
Bu nedenle herhangi bir kaygıya gerek yok. İşini güzel yapan, mesleğine değer veren, kendini devamlı surette geliştiren meslektaşlarımız açısından her zaman bu sektörde ekmek vardır.
Mesut Bahtiyar Şahin/Plasiyer Gözüyle
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Kod8 Yazılım Teknolojilerinden Optik Mağazaları İçin Yeni Dö...
Sonuç olarak gözlük sektöründe fazla hareket edilemiyor maalesef. Şöyle ki gözlük satışını sergileyebilmek arttırabilmek için uygun bölgede (semtte) hizmet vermek gerekir.