Gözlük Kullanımında Artış

Gözlük kullanımı 15. yüzyılda, matbaanın icadı ile daha da arttı.

Gözlüklü insanlar ilim, irfan sahibi olarak görüldüklerinden dolayı gözleri sağlıklı olanlar bile moda olduğu için gözlük takmaya başlamıştı. Gözlük, karanlık olanı aydınlık göstermeyi sağlayan bir araç sayılıyordu.

Gözlük kullanımı da giderek abartılmaya başlanıyor, bir yandan “Burun gözlük içindir” tezleri ortalığa yayılıyor ve resimlerde yerini almaya başlıyordu. Ressamlar tablolarında gerçeğe sadık kalma endişesi taşımadan saygı göstermek istedikleri kişilerin yüzlerine hemen birer gözlük kondurmaya başladılar. Çölde gözünde gözlükle yarı çıplak yürüyen bir aziz tablosunu kimse yadırgamıyordu.

1700′ lü yıllarda gözlükçülere “gözlük mütehassısı” unvanı veriliyordu. O zamanların en ünlü gözlükçüsü Thomier, yeşil renkli camları kullanarak bugünkü güneş gözlüklerinin ilk örneklerini yapmıştı. Gün geçtikçe gözlüklerin cam ve çerçevelerinde kullanılan materyaller geliştirilerek zarif ve hafif türleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Gitgide incelen çerçeveler görüşü daha serbest ve rahat kılıyor aynı zamanda miyop olan Napolyon‘ un Lerrebur‘ a yaptırdığı gözlük o dönemin en zarif gözlüğü olarak kabul edilmişti.

Yine aynı yıllarda balina kemiğinden ve bağa kenarlı gözlükler yapılmaya başlandı. Bu gözlükler şekil, biçim ve yapılarına göre de anlam taşıyordu; Teknik gözlükleri, saygınlık sağlayan iri gözlükler, zenginlik alameti sayılan gösterişli gözlükler gibi…

Gözlüğün İcadı‘ nın görme bozuklukları olan insanların sorunlarının giderilmesindeki yararı tartışılmaz. Buna pararel olarak okuma ve yazmaları ileri yaşlara dek sürdürebilen insanoğlunun, böylelikle eğitime olan katkısı da Gözlüğün İcadı‘ nın önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Yazımızdan sonra Gözlük Gereksinim mi Yoksa Görünüm mü?

Siz karar verin ve konuyla alakalı olarak moda ve kadınlar açısından ilgili olabilecek bir noktayı da belirtelim; uzmanlar gözlük kullanan kadınların koyu renk göz makyajından uzak durması, ruj rengi ile çerçevenin rengi arasında bir uyum olması gerektiğini söylüyorlar. Abartılı küpe ve göz kamaştıran kolyeler takmamaya da özen göstermeniz öneriliyor.

Kim tarafından icad edildiği biraz kuşkulu olsa da, kesin olan şey gözlüğün 13. yüzyılda ortaya çıktığı. Gözlüğün Avrupa’ ya yayılışı 14. yüzyılın ortalarına rastlıyor. Bir demircinin elinden çıkmış denli ağır olan ilk gözlüklerde önceleri bayağı cam kullanılırken zamanla kristalden yararlanılmaya başlıyordu. O zamanlar gözlüklerin fiyatları çok pahalı olduğu için ve henüz burunların üzerinde rahatça durdurulamadığından, düşerek kırılan gözlükler kullanan kişileri fazlasıyla sinirlendiriyordu.

Sonradan madeni teller ve ince kayışlar ile kulaklara ve şapkalara tutturulan “Besicle” isimli gözlükler ortaya çıktı. Fakat bu kez de madeni teller deriyi kestikleri için kullanan kişilere acı veriyordu. Şapkalara tutturulan tipte gözlüklerin ise sadece prensler tarafından kullanıldığı yolunda bir söylenti var. Sebebine gelince, sadece onların kimseye şapka çıkarmaması…