Üyemiz olsun olmasın tüm meslektaşlarımızın ve tedarikçilerin dikkatine!!!! İçinde bulunduğumuz kaos için en uygun açıklama sayın Numan Hocaoğlu’ndan gelmişti: “ Bir bilen varsa anlatsın”… 1 ocak 2012’de yürürlülüğe giren ve tüm sektörü bağlayan bir SGK optik sözleşmesi var. Gerçi bu kaos SGK sözleşmesi olmayanları da yakında etkileyecek bir durum. Yani devlet gözlüğe para […]
24 Ocak 2012 - 18:43 'de eklendi.
Üyemiz olsun olmasın tüm meslektaşlarımızın ve tedarikçilerin dikkatine!!!!
İçinde bulunduğumuz kaos için en uygun açıklama sayın Numan Hocaoğlu’ndan gelmişti: “ Bir bilen varsa anlatsın”…
1 ocak 2012’de yürürlülüğe giren ve tüm sektörü bağlayan bir SGK optik sözleşmesi var. Gerçi bu kaos SGK sözleşmesi olmayanları da yakında etkileyecek bir durum. Yani devlet gözlüğe para vermesin bu eziyet yeter demek de doğru bir yaklaşım değil. Yakın tarihte gözlük takip sistemi getirilmek isteniyor. Dolayısıyla hepimizin kafası oldukça karıştı.
Değerli arkadaşlarım 2006 yılında çıkarılan ve 2007 yılında revize edilen tıbbi cihazlar direktifi ve tıbbi cihazlar yönetmeliği 2011 yılına kadar optik ürünlerini müstesna tutmuştur. 2011 yılında optik ürünler olan gözlük cam ve çerçeve bu kapsama alınmıştır. SGK burada devreye giriyor ve ürünler için barkod uygulanmasını talep ediyor.
Önümüzde birbiri ile bağlantılı 93/42/AT- 93/42/EEC Tıbbi cihazlar direktifi ve tıbbi cihazlar yönetmeliği var. Bu yönetmelik ürünlerin sağlıklı ve kayıt altında olmasını istiyor.
SGK 2012 sözleşmesi ürünlerin sağlıklı, kayıtlı, ölçülebilir ve sayılabilir olmasını istiyor.
GS1 Tanımlama, numaralandırma ve barkod standartları uygulama kılavuzudur.
Türkiye de bu sektörü bir iki kişi temsil etmiyor. Bütün sorun burada başlıyor. Konfederasyon, Ticaret Odaları temsilcileri, GSD ve TOOMD çok acil olarak bir masada oturmalı ve sahadaki sorunları çözecek tek seslilikle kurumların karşısına gitmelidir.Yoksa karşılıklı suçlamalar ve hakarete varan ithamlarla sadece sektöre zarar veririz.
Sektördeki her birimin sorunları farklı, bu nedenle herkesi tatmin edecek bir sonuca ulaşmadan yazılar yazmak da büyük hatalara neden olur.
Yorum farklılıkları sorunu çözmeye yardımcı olmadığı gibi sorunu büyütüyor.
2012 sözleşmesi değiştirilemez değildir, tamamen değişebileceği gibi zeyilname ile bazı maddeleri düzeltilebilir. Kaldı ki bu haline uygun çalışmalar da yapılabilir.
Şu anki durumu özetlemek mümkün:
· Başlayan karekod değil sadece barkoddur.
· 2011 yılı bilançolarına göre tedarikçiler toplu giriş yapacaklar ve gözlükçüler onlardan ellerindeki ürünler için barkod talep edecekler. Bunun için resmi bir yazışmaya gerek yoktur. (Tedarikçi firma 2011 bilançosuna göre barkod alacaksa piyasada var olan milyonlarca ürün bu bilançonun hangi kaleminde yer alacak ?)
· 2012 SGK Optik Sözleşmesinin 12.2 maddesi gereği optisyenlik müesseseleri elerinde var olan ve aktif olmayan firmaların ürünleri için talep edecekleri geçici barkotlar için 2011 yılı bilançoları esas alınarak talepte bulunacaklar. ( Geçici barkodlarda UBB girişlerde ürünlerin sağlıklı ürünler olduğunun sorumluluğu kapanmış firmaların mı olacak yoksa gözlükçünün mü?)
· Tedarikçi firmalar her yıl yaklaşık yirmiye yakın modeli değiştiriyorlar. Ellerimizde bulunan beş on yıl öncesi ürünler için hatta bir tek adet olsa dahi yeni kayıt açtırmaları gerekmektedir. Buda yüzlerce yeni kayıt ve maliyet demektir.
· Bu kısa dönemde bile bazı firmalar barkot uygulamalarını model, renk ve ekartman olarak kayıt altına almışlar. Bazılar tam metal, nilör ve faset olarak kayıt ettirmişler. Bazıları ise sadece tek asetat veya başka şekilde yapmışlar şimdi kim kendini diğerine göre düzenleyecek. Bu düzenlemenin getireceği ek maliyeti kim karşılayacak?
· Yazılarda sektörle yapılan toplantılarda karar altına alınıldığından deniyor. Renk, ekartman ve model girişlerine karşı olanlar varken mutabakat kimler arsında yapıldı?
· Verilecek barkodların sorumluluğu firmalara aitse firma kendi yapıştırmadığı barkodun hesabını nasıl verecek.
· Bilanço ve envanter sorununu çözmek ve firmaların sorumluluğunu ortadan kaldırmak için elimizdeki ürünleri iade faturası ile firmalara gönderip bakodlamalarını istesek, bu firmalar milyonlarca adet gözlüğü acilen barkodlayıp gönderecek eleman ve alt yapıya sahip midirler? Ya da iadeyi kabul eden firmalar, bu ürünleri tekrar gözlükçünün geri alacağının garantisini kinden alacaklardır?
· Yıllardır var olan ve hatalı basımından dolayı gözlükçülerin ceza ve kesintilerle karşı karşıya kalmasına neden olan garanti belgeleri göz önündeyken, bunu becermekte zorlanan tedarikçilerimizin bu kadar karmaşık bir uygulamayı sorunsuz hayata geçireceğinin garantisini kim veriyor?
· Bizim ürünlerimiz renk ve ekartman olarak farklı hammadde ve fiyatta olarak farklılık ihtiva etmediği için bu kadar çeşitlilik kimin işine yaracaktır. Aynı fiyat ve hammaddeden yapılmış ürünlerin sayılabilirliği olduğu sürece tek barkodla satılması ne zarar verecektir?
· Ürün yapısı olarak barkodlar ürünün aslına uygulanmaz. Ambalajında var olan barkodların daha sonra çeşitliliğinden dolayı yanlış giriş yapılmasının çıkaracağı sorunları kim ne şekilde tolore edecektir?
· Islak temizlik yaptığımız ve ürünlerimizi vitrinde güneş ışınlarına maruz bıraktığımızda silinen ve okunmayan ürün barkodları için talep edeceğimiz yeni barkodları hangi bilanço esaslarına göre isteyeceğiz?
· Milyon adet ürün çeşitliliği olan ve kişiye özel üretilmiş tıbbi cihazlar kapsamına giren optik camlar için barkodlama nasıl olacak? (kişiye özel üretilmiş tıbbi cihazlar kol ve bacak protezleri gibi ürünler UBB kaydı dışında.)
· Optik medula sisteminde halen bile birçok sorun var. Yüksek diyoptrili camlar girilemiyorken barkod soruna çözümü olacak yoksa yeni sorunlar mı çıkarak?
· 2012 SGK Optik sözleşmesi ve daha önceki sözleşmeler SUT atıfta bulunur ve bu tebligatta olmayan ürünleri satın almaz. Optik camlar SUT’ a dört kalem olarak görünmektedir bunun dışında bir tanımla girilecek barkod ödemesi nasıl hangi dayanakla yapılacaktır.
Değerli arkadaşlar bu ve bezeri birçok sorun varken bu kadar aceleci olmanın bir anlamı yok. Bizlerin dernek ve odaların görevi teslim olmak ya da devlete savaş açmak değil, masa başında doğruyu bulmak için müzakereci olmaktır. Önce bizler anlaşmalıyız sonra vardığımız mutabakatı kurumlara götürüp doğruyu talep etmeliyiz. SGK’ dan gelen sadece bir yazıya cevaptır genelge yada kanun değildir. Önümüzde kırk gün var lütfen o masada bir araya gelelim ve sorunlarımızı çözüme kavuşturalım. Yok, bu olmuyorsa hiçbir yazı kanunlardan önde değildir. Sorunu Yüce Türk Adaletinin vereceği karara götürmekten başka yol kalmayacak.
Görünen bir çözüm yolu daha var. Uygulama başlasın ve en az bir yıllık bir milat konsun. Bizler bir yıl içinde elimizdeki eski ürünleri satmaya gayret edelim. Tedarikçiler sisteme sağlıklı bir şekilde adapte olsunlar ve Resmi kurumlar da sorunsuz bir alt yapı hazırlasınlar.
Yapıcı önerilerle bir araya gelebildiğimizde, sektörün sorunlarını yarı yarıya çözmüş olacağız.
Turgut ÇAKAR
Resmi Gazete 'de yayımlanan düzenlemeye göre tıbbi cihaz ona...
Türkiye’de giderek artan sarı nokta hastalığı havuzuna her s...
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından kart ödemel...
İnsanları görme, körlük ve görme bozukluğu konularında bilgi...
Gözlük kullanıcılarının reçeteli gözlük ve güneş gözlüklerin...
Türkiye’de Optik Sektörü AB ülkelerine göre çok daha farklı ...
Gözlük ve lenslerin tarihini ve nasıl çalıştıklarını biliyor...
Ağustos ayına ait optik katılım payı fatura bedelleri çalışt...
New South Wales Üniversitesi (UNSW) mühendisleri, görme yeti...
30. Yıl gününde bir araya gelmemize vesile olan, şirketimizi...
Ağzınıza ve kaleminize sağlık Turgut Bey. Ümit ederim ki bu yazıyı diğer derneğe üye olan meslektaşlarımızda okusunda istifade edip baskı oluştursunlar. Bu işin tek çıkar yolu Devletin YTL ye geçerken yaptığı sistemdir. Bir yıl geçiş süreci tanınacak bu arada eski sistem ile yeni sistem beraber kullanılacak. Aksi durumda gözlükçüler bu işi yapmama konumuna dahi gelebilir. Allah herkese sabır versin çünkü görünen o ki yeni dönemde çok ihtiyacımız olacak. Bu arada birşeyler yapılacaksa yapılma zamanı şimdidir. daha sonra çok geç olacaktır.