Bazen dertleşmek istese de kişi, dili varmaz söylemeye, fırtınalar kopsa da içinde esmez rüzgâr yüzünde, tutar içinde.
23 Aralık 2024 - 14:23 'de eklendi.
Ebediyete uğurlanan sevdiğinin ardından karmaşıklaşır duygular, düğümlenir boğaz, dışa akıtılamayan damlalar istense de akıtılamaz içe, zordur vesselam sevenlerince faninin gidişinin kabullenişi.
Yaşama iz bırakmak, iyi anılmak çok kolay olmasa da hayatına dokunulan kişilerce yaşatılan anılar bir sonraki kuşağa da aktarılsa, kaçınılmazdır unutulmak.
Kimler unutulmadı ki!.
Nevi şahsına münhasır bir kişilikti baba dostum Mahmut ağabey.
Toplantı masasında mesleki kanun taslağı üzerinde tartışırken fikren anlaşamasak da masadan kalktığımızda kol kola çıkardık her seferinde toplantı salonlarından, şaşar kalırdı duruma tanık olanlar.
Mesleğini seven, uğruna yaşamını adamış, elini değil gövdesini taşın altına koymuş davasına sevdalı bir meslek büyüğümüzdü.
“Kanun gücüne dayalı para kazanma” modelinin tesisine yönelik düşünce yapısı bugün bile tartışılıyor olsa da “müstakil meslek” yapılanması için verdiği mücadele yadsınamaz.
Düşüncelerinin arka planında kurgulamaya çalıştığı modelin uygulanamazlığını kabullenemedi, savunduğu doğruları fikri çatışmalara, beraberinde de kutuplaşmalara yol açtı.
Sonuçta topyekûn savrulduk.
Genç, dinamik yöneticilik döneminde mesleğin çağa ayak uydurması gereğine inanan, modern, atılımcı çizgide ilerleyen ve ülkeyi ECOO ile ilk tanıştıran Mahmut ağabey sonraki yıllarda bambaşka bir fikri mücadelenin bayraktarı oluverdi.
Gözlükçülük Ruhsatnamesi sahibi olmayı aklından dahi geçiremeyenlerin önderi oldu, mahkemenin iptal ettiği yüzlerce ruhsatın geri kazanılmasında verdiği mücadele ise unutulmaz.35 Yıllık hukuk mücadelesinin ardından yasalaşan Optisyenlik Meslek Kanunumuzun mimarıdır.
Mesleki Birliğimizin Kurucu Başkanıdır.
Optisyen Odaları Kurucu Başkanlarıyla birlikte kaleme aldıkları 24 Mayıs 2019 Tarih, 30783 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği” yeni bir dönemin başlangıcıydı.
35 yıl süren Oda & Birlik mücadelesi sürecinde kanun taslağında karşı oy kullandığım 4 önemli madde değiştirilmeden yasalaşmış olsa da meslek açısından çok önemli bir kazanımdı Mesleki Kanun ve Birlik Yönetmeliği. Kurucu Birlik Başkanına daha sonra “Bumerang” sürprizi yaşatmış olsa da.
Meslek Kanunun yayımı sonrası havada uçuşan “kurucu başkan” unvanını paylaşan dernek başkanları “Türk Optisyen-Gözlükçüler Birliği Yönetmeliği” taslağını elbirliğiyle hazırladılar.
O süreçte yaşanan koltuk ve unvan kapma mücadelesini ibretle izledik.
Yanlış olduğu defalarca dile getirilmesine rağmen hızla birçok oda kuruldu. Ortalık bir anda “kurucu” Başkan, Başkan vekili, üyelerle doldu. Kalabalık ama bir o kadar da “boş” bir yapıya kavuştu meslek.
“Kurucu Oda Başkanı” unvanına sahip “Devrik başkan” durup dururken geçen hafta “Ne Kanun var Ne Yönetmelik var” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Aslında yazıyı yayımlayan da biliyor mesnetsiz bir yazı olduğunu ama çarpıtmaları düzelttirmek yerine “tarafsız yayımcı” düsturuna sığınarak yayımlamayı uygun görmüş.
Yazan da yayımlayan da çok iyi biliyor, Meslek Kanunumuz da yürürlükte, Oda ve Birlik Yönetmeliğimiz de. Yönetmeliğin önemli birçok maddesi dava sonucu iptal ettirildi doğrudur ama tüm engelleme çabalarına rağmen su er geç yolunu bulacaktır!
Peki yönetmeliği mahkemeye kim taşıdı?
Tabiiki Meslek Kanununu ve Yönetmeliği kaleme alıp yayımlanması için büyük mücadele veren ve isimlerinin önüne “Kurucu Başkan” unvanını gururla yazanlar kendi eserlerinin iptaline soyundu, mesleği mahkeme kapılarına düşürdü.
NEDEN?
“Ya benimsin ya kara toprağın” kültürüne sahip Taşra kafasının hazımsızlığının tipik yansımasıdır tüm yaşatılanlar.
Kurucu sıfatıyla kendilerine emanet edilen mesleki teşekkülü sağ salim “demokratik” bir yapıya kavuşturmakla yükümlü kılındılar.
Üstlendikleri görevi yerine getirdiler ve Odaları seçimli olağan genel kurula taşıdılar, demokratik iradenin sandığa yansımasına aracılık ettiler ama sandıktan kendileri çıkamayınca “edepleriyle” sahadan çekilmeyi beceremediler.
Kendilerinin kaleme alıp yayımı için mücadele verdikleri hukuki metinleri kişisel çıkarları uğruna reddettiler. Özgür iradeyle sandıktan çıkan gençlerin yöneticiliğini hazmedemediler.
Seçilmiş genç meslektaş yöneticilerimizin yazımında bulunmadıkları yönetmeliğimizi mahkeme kapılarına düşürdüler. Kendi yazdıkları hukuki metinleri inkâr edip iptali mücadelesine giriştiler.
Her hukuki metinde hata olur, güncele hitap etmez, yanlış uygulamalara yol açar ve değiştirilmesi gerekebilir. Mesela Kamu İhale Yasası, 2002 yılından bugüne dek yaklaşık 200 kez değiştirildi. Yasayı beğenmeyenler işlerine gelmeyen kendilerine uymayan maddeleri sürekli kendi menfaatleri yönünde değiştirdiler kimsenin aklına yasayı külliyen yok etmek, meriyetten kaldırmak gelmedi. Amaç üzüm yemek olunca 200 kez değişir kanun ama bağcıyı dövmek olunca top yekûn imhasına uğraşır Taşra kafası.
Sahi birçok “Başkan” unvanını kartvizitine sıralayan “Devrik başkan” var olan Dernekler kanununa rağmen yıllardır neden “sahibi olduğunu sandığı” Gözlükçüler Derneğinin genel kurulunu yapmaz?
Çin atasözüyle bağlayalım; “Küçük insanların gölgeleri büyüyorsa, güneş batıyor demektir.”
Mekânın cennet olsun Mahmut ağabey, ışıklar aleminde sevdiklerimizle birlikte huzurla uyu.
Her fani gibi görüşmek üzere
Hakan Ertunk
Gözlükçü
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
Bazen dertleşmek istese de kişi, dili varmaz söylemeye, fırt...
Bu çalışmada, çevre kirliliğinin insan göz sağlığı üzerindek...
E-ticaret kapsamında mal satışı ve hizmetlerde tevkifat oran...
18 Ocak 2014 tarih ve 28886 sayılı Optisyenlik Müesseseleri ...
Gelecek bu vergi ile birlikte internet üzerinden satılan gün...
Dünya’da kooperatifçilik hareketi, İngiltere’de yaşanan Sana...
İtalyan Prada ve gözlük üreticisi EssilorLuxottica Perşembe ...
Ticaret Bakanlığınca kurulan Dış Ticarette Risk Esaslı Kontr...
22. 06. 2021 tarihli Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kara...
İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, Merk...