
Fakülte sayısı patladı, mezunlar işsizliğe mahkûm edildi.
İstanbul – Türkiye’de yükseköğretim politikalarının plansız genişlemesi, sağlık temelli meslekleri birer “işsizlik üretim hattı”na dönüştürdü. Optisyenlikte yaşanan nitelik ve istihdam krizi şimdi de eczacılıkta derinleşiyor. 2000’li yılların başında yalnızca 7 olan eczacılık fakültesi sayısı, bugün 63’e ulaştı. Her yıl 4.500’ü aşkın mezun veren bu fakülteler, işsiz eczacı ordusunu büyütmekten başka bir işlev görmüyor.
İşsizlik ve iflas arasında sıkışan meslek
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan, 29 Temmuz 2025’te Mecidiyeköy’de Meslek Odasında yaptığı basın toplantısında eczacılık mesleğinin ciddi bir varoluş kriziyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Türk Eczacıları Birliği’ne göre ülkede kayıtlı eczacı sayısı 52.567. Buna karşılık işsiz eczacı sayısı 19 bini aşmış durumda. Kamuda istihdam oranı ise sadece %5.
“Plansızca açılan fakülteler, hem mesleğimizi değersizleştiriyor hem de binlerce genç mezunu geleceksizliğe sürüklüyor” diyen Özcan, eczacıların ekonomik darboğaz nedeniyle kepenk kapattığını, kalanların ise kredi-faiz sarmalında ayakta kalmaya çalıştığını belirtti.
Optisyenler de aynı yolda ilerliyor
Eczacılık alanındaki tablo, optisyenlik mesleği açısından da uyarıcı nitelikte. Son yıllarda hızla artan optisyenlik programları, altyapı ve akademisyen eksikliğiyle dikkat çekiyor. Gerek devlet üniversitelerinde gerekse vakıf okullarında mezun sayısı artarken, sektörün istihdam kapasitesi sabit kaldı. Optisyenlik müesseselerindeki sayısal doygunluk, yeni mezunları düşük ücretle iş bulamama ya da meslek dışına yönelme gerçeğiyle baş başa bırakıyor.
Eğitim mi ticaret mi?
Özcan, “Uluslararasılaşma” adı altında birçok vakıf üniversitesinin eczacılık eğitimini ticarethaneye çevirdiğini savundu. 2024 yılı verilerine göre:
Devlet üniversiteleri: 2.176 kontenjan, 411’i yabancı (%19)
Vakıf üniversiteleri: 1.520 kontenjan, 1.380’i yabancı (%91)
“Yerli öğrenciler üniversite kontenjanlarında azınlığa düşüyor. Akademisyen yok, laboratuvar yetersiz, kontenjanlar dolmuyor ama yabancı öğrenci kayıtları dolar üzerinden kesiliyor” diyen Özcan, kamu otoritesine “Bilim değil, döviz hedefleniyor” sözleriyle tepki gösterdi.
Çözüm için 5 somut öneri
Eczacıların çözüm çağrıları şöyle sıralandı:
Yeni fakülte açılmamalı, mevcut fakültelerin yarısı AR-GE veya lisansüstü merkezine dönüştürülmeli.
Giriş başarı sıralaması en az 60 bin olmalı.
Yabancı öğrenci kontenjanı, yurtiçi kontenjanının %50’sini geçmemeli.
Kamuda eczacı kadroları artırılmalı, ilaç sanayiinde zorunlu eczacı istihdamı sağlanmalı.
Eğitimde kalite ve donanım standartlara bağlanmalı.
“Tercih yaparken dikkatli olun”
Üniversite tercih döneminde olan gençlere de seslenen Özcan, yalnızca puana değil, fakültelerin fiziki koşulları, akademik kadrosu ve istihdam potansiyeline dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Eczacılıkta yaşanan kriz yalnızca bir mesleğin çöküşü değil, halk sağlığını doğrudan etkileyecek bir yapısal sorunun habercisi. Aynı sürece sürüklenen optisyenlik gibi meslekler için de alarm zilleri çalıyor. Eğitim planlamasının liyakat ve ihtiyaç analizine dayalı olarak yeniden yapılandırılması, sağlık alanında yaşanacak yeni kayıpların önüne geçilmesi için elzem.