Bugün milyonlarca genç, Türkiye'nin dört bir yanında aynı heyecanla güne başladı: YKS sınavı.
Sabah saatlerinde sınav merkezlerine koşan öğrencilerin kimi doktor, kimi mühendis, kimi öğretmen, kimi de daha az bilinen ama hayatın içinden bir mesleğin peşinde: Optisyenlik.
Kapı önlerinde titreyen eller, içeri girerken edilen dualar ve dışarıda bekleyen anne-babaların yüreği ağzında geçen dakikaları vardı bugün. YKS sadece bir sınav değil; bir yön bulma çabası, bir kimlik inşası ve umutla örülü bir geleceğe dokunma arzusuydu.
Bu yıl da optisyenlik programı binlerce gencin tercihlerinde kendine yer bulacak. Göz sağlığının toplumda artan önemi, dijital ekran bağımlılığının getirdiği sorunlar ve artan miyopi oranları, optisyenlik mesleğini görünür hale getirdi. Gözlükçüler yalnızca çerçeve satan değil, sağlık hizmeti sunan profesyoneller olarak algılanıyor artık.
Birçok genç, TYT oturumundan çıkarken hayalindeki meslekle bir adım daha yakınlaşıp uzaklaştığını düşündü belki ama şunu bilmek gerekiyor: Optisyenlik gibi meslekler, sadece teknik bilgi değil, insan temasını, sabırlı iletişimi ve hassasiyetle yapılan uygulamaları da gerektiriyor.
İstatistiklerle Durum
Geçtiğimiz yıl TYT üzerinden optisyenlik programlarına 1500- 2000 öğrenci yerleştiği öngörülüyor. Devlet ve vakıf üniversitelerinde 100’ün üzerinde program bulunuyor. Özellikle Anadolu’da optik sektörünün gelişmesi, bu mesleğe olan ilgiyi artırıyor.
Bugün sınav kalemlerini sıkan her genç, yarının meslek erbabı, bilim insanı, sanatçısı ve belki de sizin mahallenizdeki gözlüğünüzü ayarlayan bir optisyendir. Sınavlar geçer, puanlar değişir; ama bir mesleğe duyulan tutku ve adanmışlık kalıcıdır.
Göz sağlığını emanet edeceğimiz genç optisyen adaylarına başarılar… Gözünüz aydın Türkiye.
