Tuna Nehri ve üzerindeki köprüler ile şehri görkemli kılan mimari yapılar, Güneşin son ışıklarının şehrin üzerine vurduğunda doyumsuz güzelliği seyredin.
13 Şubat 2021 - 15:01 'de eklendi.
“Merhaba Macar toprağı
sen bu yaz vakitleri
fırından yeni çıkmış ekmek gibisin
kabarık,
yaldızlı, esmer
ve ekmek gibi sırlarınla dolu
ekmek gibi mübareksin…”1
Bulunduğu coğrafi konumu ve tarihi eserleri ile Orta Avrupa’nın en önemli kültür başkentlerinden biri ve Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte; eğitimi için orda bulunan oğlum sebebiyle benim için özlemi ifade ediyor. Ortasından Tuna Nehri’nin geçtiği, dünyanın en yaşanılır şehri Budapeşte; benim için aynı zamanda evlat hasretinin şehri!
Dünyada en çok ziyaret edilen 15 şehrinden biri olan, gezenleri kendine hayran bırakıp “Yeniden gitmeliyim.” hissi uyandıran Budapeşte; CNN ve Conde Nast Travel’a göre de “Dünyanın en yaşanılır şehirleri” arasında birinci sırayı alıyor.Budapeşte, Tuna Nehri’nin iki yakasındaki iki ayrı kentin birleşmesi ile oluşmuştur. Eski yerleşim Buda ile yeni yerleşim Peşte’nin 1873 yılında birleşimi ile Budapeşte adını almıştır. Buda, sakin bir bölge iken Peşte daha kalabalık ve canlı bir bölgedir. İki şehir arasındaki bağlantı, Tuna Nehri üzerindeki 9 köprü ile sağlanıyor. Bu köprülerin en ünlüleri ise; Zincirli, Özgürlük, Elizabeth köprüleridir.
Macarların ataları olan Hunlar, 4. yüzyılda bu topraklara gelip “Avrupa Hun Devleti”ni kurmuşlar ve en ünlü hükümdarları Attila’ya ithafen kurulan Etzelburg şehri başkentleri olmak üzere geniş bir coğrafyaya hâkim olmuşlardır. Bugünkü Macaristan’ı kuran 7 kabile, 9. Yüzyılda, Orta Asya’dan gelip Buda Bölgesi’ne yerleşmişlerdir.
Kral Stephan döneminde, (11. yüzyıl) Buda, kurdukları siyasi birliğin başkenti olmuştur. 1526 tarihi, şehrin tarihinde dönüm noktasıdır. Şehir, Kanuni devrinde yapılan Mohaç Meydan Savaşı sonrası Osmanlı hakimiyeti başlamıştır. Buda ve Peşte çevresiyle birlikte artık Osmanlı’nın Budin Eyaleti’dir ve ilk yönetici de Sokullu Mehmet Paşa’dır. Bu dönemde şehir ticaret nedeniyle zenginleşmiş ve kurulan vakıflar aracılığıyla Osmanlı yerleşimi görüntüsü verdirilmiştir.
II.Viyana Kuşatması sonrasında Osmanlı hakimiyeti son bulur ve Habsburg Hanedanı şehri geri aldığında Avusturya Macaristan İmparatorluğu dönemi başlar. I.Dünya Savaşı sonrası Macaristan bağımsız bir devlet olur Macar Cumhuriyeti kurulur. II.Dünya Savaşı sırasında şehir Alman işgali altında kalır ve Almanlar çekildiklerinde Budapeşte harap haldedir. 1949’da Macar Halk Cumhuriyeti kurulur, 1989’da ise komünist sistem son bulur.
Günümüzde Macaristan üniter parlamenter sistem ile yönetilen bir devlettir. Tarihinde şehre gelen her millet, şehrin gelişimine yeni bir şeyler katmıştır. Macarlar atalarının tarihine sahip çıkmakta ve çok önem vermektedirler. Bunun göstergesi olan bir örnek ise; ilk “Türk Tarihi Enstitüsü”nün 1833 yılında Budapeşte Üniversitesi nde kurulmuş olmasıdır.Buda Bölgesi, ilk yerleşim ve yönetim merkezleri olduğu için en önemli tarihi eserler buradadır. Budin Kalesi, Balıkçı Tabyası, Matthias Kilisesi bu bölgede gezilebilecek en önemli yerlerdir. Tepedeki Budin Kalesi’ne çıkıldığında muhteşem Budapeşte ve Tuna manzarası ile karşılaşırsınız.
13. yüzyılda Moğol istilâlarına karşı yapılan Budin Kalesi, kralların hem yönetim hem de ikamet merkezi olmuştur. Kale; 15. yüzyılda Kral Matthias döneminde, Napolili eşi Beatrix ile birlikte gelen İtalyan sanatçılar vasıtasıyla Avrupai görünüme bürünmüştür. Osmanlılar döneminde “Kızılkale” adını alan kale ve çevresinde birçok mimarı eser yapılmıştır. Evliya Çelebi, Seyahatname’de buradaki birçok eserden söz eder. Günümüze ulaşan Osmanlı eserleri az da olsa mevcuttur: hamamlar, Bektaşi tekkesi olan Gül Baba Tekkesi ve türbesi, Osmanlı paşalarının mezarları ve “Kahraman düşmandı.” ibaresi kitabesinde yazan son vali Arnavut Abdi Paşa’nın mezarı kalenin içerisindedir.
II. Dünya Savaşında bombalanan kale yeniden onarılmış ve 1987 yılında UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Bugünkü görkemli yapı, Cumhurbaşkanlığı Resmi Konutu olarak kullanılmakta ve müzelere ev sahipliği yapmaktadır. Bu yapının bitimindeki bir sokağa da “Atatürk” ismi verilmiştir.
Macaristan topraklarına gelip yerleşen 7 kabileyi temsilen yapılan 7 kuleli yapı Balıkçı Tabyası, Budin Kalesi’ndeki en önemli yapılardandır. Ortaçağ’da buradaki balıkçı pazarındaki balıkçıların, Buda Bölgesi’nin savunmasında gösterdikleri başarıya ithafen yapılmıştır. 100 yıllık bu yapı, aynı zamanda gözetleme kulesidir.
Gotik Mimarisi ve renkli çatısı ile dikkat çeken Mattias Kilisesi’nın yerindeki ilk kilise, 1015 yılında Kral Stephan tarafından yaptırılmıştır. Moğol istilaları ile yıkılan kilise yerine 15. yüzyılda Kral Matthias tarafından bir kilise yapılmış, 19. yüzyılda büyük bir onarım geçirip büyütüldüğünde Kral Matthias’ın ismi verilmiştir. Osmanlı döneminde, içindeki dini tasvirler kapatılarak kilise, camiye çevrilmiştir. Hatta ilk cuma namazının Kanuni tarafından kıldırıldığı söylenmektedir. Kilise II. Dünya savaşı sırasında Almanlar tarafından askeri garnizon olarak kullanılmış ve savaş sonrasında yeniden onarılmıştır.
Macarların resmi kilisesi olan kilise; taç giyme ve evlilik törenlerine tanıklık etmiştir. Gotik kilisenin çatısı; Avusturya mimarisine özgü renkli cam seramiklere (zsolnoy) geometrik şekil vererek kaplanmıştır. Kilisenin kulelerinden birinde ağzında altın bir yüzük tutan kuzgun heykeli dikkat çekmektedir. Bu heykelle ilgili anlatılan öykü şöyledir; Macar kralı Arpat’ın babası, 1870’de, buraya parmağında kutsal bir yüzükle defnedilir. Yüzük kaybolur, aramalar başlar, buraya gelen bir kuzgun dikkat çeker. Kuzgun takip edildiğinde “kutsal yüzük” bir manastırda bulunur. Kilise, günümüzde kutsal emanetlerin ve hazinelerin sergilendiği bir müzedir.
Budapeşte, aynı zamanda köprüler şehridir. 1849 yılında şehrin iki yakasını birbirine bağlayan ilk sabit köprü Zincirli Köprü (Chain Bridge), mimari tarzı ve öyküsü ile dikkat çekmektedir. Sonundaki dev aslan heykelleri ile ünlü olan köprünün hikayesi ise şöyle; köprünün mimarı, yaptığı eserin kusursuz olduğu ile övünürmüş. Köprüden geçen bir çocuğun “Aslanların dili yok.” söylemi, mühendisin kulağına gider. Bunu gururuna yediremeyen mühendis, kendini Tuna Nehri’ne bırakarak intihar eder. Hikâye ne derece doğrudur, esere ilgi çekmek için mi üretilmiştir bilinmez ama etkileyici olduğu kesin.
II.Dünya Savaşı’nda bombalanan köprü, 1949’da yeniden yapılmıştır. Bir diğer köprü ise yeşil rengi ile dikkat çeken çelik köprü Özgürlük Köprüsü’dür. Köprü, 1984 yılında Macarların 1000. yıl kutlamaları için yapılmıştır. Macar tarihine atfedilen sembol “Tuğrul Kuşu” heykeli, köprünün kule uzantılarına yerleştirilmiştir. İnanca göre, Orta Asya’dan göç eden Macar kabilelerine bu kuş öncülük etmiştir. Tuna Nehri üzerinde, İstanbul’daki Boğaziçi Köprüsü’nün benzeri olan Elizabeth Köprüsü (White Bridge) dikkat çekmektedir. Bu köprüye, Avusturya Macaristan İmparatoriçesi’nin ismi verilmiştir. 1964’te bu köprü de yeniden yapılmıştır.
Tuna Nehri üzerinde, akşam yapılan tekne turları oldukça keyiflidir. Yavaş yavaş ilerleyen teknede; bir yandan Tuna boyunca sıralanmış ve ışıklandırılmış şekli ile büyüleyici görüntüdeki yapıları ve köprüleri seyrederken, diğer taraftan eserlerle ilgili seçtiğiniz dildeki videoları izleyebilirsiniz. Bu tekne yolculuğuna, seçtiğiniz tura göre güzel bir yemek veya bir şarap eşlik edecektir. Seyahat anılarınızda unutulmaz yerini alacaktır.Budapeşte’nin Peşte Bölgesi daha canlı, hareketli ve kalabalıktır. En eski caddesi olan Andrassy Bulvarı boyunca uzanan yapıların her biri sanat şaheseri niteliğindedir. Trafiğe kapalı, her türlü alışverişin yapılabildiği Vacci Caddesi ise şehrin en hareketli noktasıdır. Budapeşte Üniversitesi, Macar Ulusal Binası, ünlü opera binası, Parlamento binası, Kahramanlar Meydanı Peşte bölgesinde bulunmaktadır.Tuna Nehri üzerinde gece yapılan tekne turunda ışıklandırılmış görüntüsü ile Budapeşte Parlamento Binası büyüleyici bir görüntü sergiler. 1885-1902 yılları arasında, Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun ihtişamının sembolü olarak yapılan bina, Dünya’nın en büyük üçüncü parlamento binası olma özelliğini taşımaktadır. İngiliz Parlamento Binası örnek alınarak yapılan bina; 18.000 metrekare alana yayılmış, 268 metre uzunlukta, 118 metre genişlikteki ölçüleri ve 691 odası ile Tuna boyunca uzanmış devasa bir yapıdır. Macar Mimar Imre Steindl’in eseri olan binada, Gotik mimari tarzının yanı sıra Barok ve Rönesans mimarisinin etkileri de görülmektedir. Dış cephesindeki mükemmel taş işçiliği zarif bir görünüm yaratmakta, adeta dantel gibi işlenmiş izlenimi sergilemektedir.
Nehrin karşı kıyısından, Budin Kalesi’ndeki balıkçı tabyasından bakıldığında; Rönesans mimarisini andıran turuncu renkli kubbeleri ve sivri kuleleri ile Parlamento binası, doyumsuz bir görüntü sergilemektedir. Binanın bir kısmı Macar Parlamentosu tarafından kullanılırken, bir kısmı da özel turlar ile turistlere gezdirilmektedir. Macar Kraliyet tacı ve mücevherleri burada görülecek en değerli hazinelerdir.
Peşte’de çok fazla ilgi gören bir başka yer ise; Macarların tarihine ışık tutan Kahramanlar Meydanı’dır. Macarların atalarının bu bölgeye yerleşmelerinin 1000. yıldönümü anısına yapılan Binyıl Anıtı bu meydanda bulunmaktadır. Heykeltıraş Indra Nagi tarafından 1989 yılında yapılan anıtta, Macar kahramanlarının heykelleri yarım daire şeklinde bir kompozisyon oluşturularak yerleştirilmiştir. Anıtta; ortadaki büyük sütunda Cebrail heykeli, sütunun etrafında 5 at üzerindeki kahramanlar, yine büyük sütunun her iki yanındaki sütunlarda Macar krallarının heykelleri ile bir düzenleme yapılmıştır. Macarlar Slav toplumlarının içinde asimile olsalar da atalarının Hun Türkleri olduğunu hiç unutmadılar. Macarlar, dünyadaki ilk Türk Araştırma Enstitüsü’nü Budapeşte Üniversitesi’nde açarak atalarının tarihine sahip çıkmışlardır. Kahramanlar Meydanı’nın iki yanındaki, Neoklasik tarzdaki Sanat Müzesi ve Güzel Sanatlar Akademisi, alanı çevrelemektedir. Meydanın yakınındaki Avusturya Kraliyet Sarayı ve Kilisesi de görülmesi gereken yerler arasındadır.
Tuna Nehri’nin batı kıyısında, Parlamento binasının yakınındaki bir hüzün tablosudur Demirden Ayakkabılar. Nehre hüzünle bakan erkek çizmeleri, kadın topuklu ayakkabıları hatta çocuk ayakkabıları, adeta geçmişin ayak izleri gibi etkileyici bir görüntü sergilemektedir. Demir Ayakkabılar açık hava Yahudi Anıtı, II. Dünya Savaşı sırasında yaşanılan vahşetin anısına yapılmıştır. Hüzünlü öyküsüne gelince; Binlerce Yahudi 1944 sonu ve 1945 başlarında dondurucu soğukta ayakkabıları çıkartılarak kurşuna dizilmişler ve nehre düşerek kaybolmuşlar. Yaşanan bu olay; Macaristan doğumlu yönetmen Can Togay’ın girişimi ile heykeltıraş Gyula Pauner tarafından orijinaline uygun demirden kalıplardan yapılan ayakkabılar ile ölümsüzleştirilmiştir. Anıt, 16 Nisan 2015 yılında açılmıştır. Anıtı ziyaret edenlerin bıraktığı çiçekler, şekerler ve yanan mumlar anıtı daha da etkileyici hale getirmektedir.
Budapeşte’de yönünüzü Gellert Tepesi’ne çevirdiğinizde bir başka anıt ile karşılaşırsınız. Özgürlük Anıtı, Citadella denilen bölgede, 1947 yılında Macar Heykeltıraş Kisfaludi Strobl tarafından yapılmış ve şehrin Sovyet güçlerinin yardımı ile Nazi işgalinden kurtulmanın anısına dikilmiştir. 14 metre yükseklikteki anıtta, eliyle zafer işareti yapan bir kadın tasvir edilmiştir. Heykelin iki yanındaki heykeller ise; sağ tarafındaki heykel ilerlemeyi ve yükselmeyi, sol taraftaki heykel de şeytanı ve kötülüğü temsil etmektedir.
En güzel ve büyüleyici görüntüsü ile Budapeşte; Tuna Nehri ve üzerindeki köprüler ile şehri görkemli kılan mimari yapılar, Gellert Tepesi’nden seyredilmelidir. Güneşin son ışıklarının şehrin üzerine vurduğunda, zamanınız elverdiği sürece bu tepede kalın ve doyumsuz güzelliği seyredin. Bu görüntü belleğinizde unutulmaz bir an olarak kalacaktır.
Tarihi ve insanları ile Nazım Hikmet’in de çok sevdiği ve “Burada evimde gibiyim. Sanki kardeşlerimin, kuzenlerimin arasındayım.” dediği Macar topraklarında, umarım oğlum da şimdi böyle hissediyordur. Bu geçici hasretin sona ermesi, herkesin sevdiklerine kavuşması dileğiyle…
Av. Suat Şimşek
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız |
1/ Nazım Hikmet, Macar Toprağı
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal A...
Teşekkürler gezmiş gibi oldum, fırsat bulursam kendi gözlerimle de görmek isterim..
Çok güzel bir anlatım, teşekkürler…