Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir varmış hatta çok şey varmış ve bir ülke o ülkede ise yetmişaltı milyon insan yaşarmış.
Kimi yediyüzotuzbin dolarlık saat takarmış. Kimi hırsızın önüne yatarmış, kimi arazi işiyle uğraşır kimi de rüşvet almada üstün beceri gösterirmiş. Gel zaman git zaman çok sular akıp gitmiş köprülerin altından.
Padişahsız ülke olur mu? Olmaz tabi ki. Birde padişah varmış. Hemen hemen her konuda bilgi sahibi fermanları ile meşhur padişah çok severmiş ülkenin en sevilen beşlisini. Ne yapsalar ne etseler onları asla üzmezmiş. Ülkenin en meşhurları arasında girmiş bu maskeli beşliler.
Hele içlerinden biri varmış ki derin dini bilgilere sahip aynı zamanda internet dehasıymış. Her türlü makarayı kukarayı iyi bilirmiş. Maskeli beşler her zaman her yerde birlikteymişler.
Bir de selamünaleyküm babacım varmış. En sevdiği şeyler arasında sıfırladım babacım icraatları varmış. Masal bu ya günler aylar geçmiş maskeli beşlerin foyaları açığa çıkmış çıkmışta yetmişaltı milyonluk ülkede yirmi milyonu inanmamış olayların hiçbirine. Maskeli beşler için toplanılmış karar zamanı gelmiş aklamak paklamak gerekmiş onları.
Ülkenin veziri azamı eşliğinde ferman buyurulmuş toplanmışlar. Yüce divan için elli kişinin birazcık vicdanı mı sızlamış ne bilinmez? Maskeli beşler aleyhine oy kullanmışlar amma ikiyüz altmış kişi maskeli beşler için hiç tereddütsüz karar vermişler pür-ü pak olduklarına. Gel zaman git zaman ülkenin bir kısmı çıkan sonuçlardan mutlu olmuş bir kısmıysa hayli üzülmüş.
Üzülenlere de o ülkede halk denirmiş.
Masal bu ya olur böyle şeyler masallarda ve masallarla yönetilen ülkelerde.
Neyse maskeli beşler ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
Pardon halk yalasın avucunu.
ESEN KALIN
Ali AYDIN/ Gözlükçü
