13 yıldır gözlük sektöründeyim.
Optisyenlik Müesseselerinin mutfağı bizlere emanet. Bizler göz doktorunun yazmış olduğu reçeteleri, en doğru şekilde yapar, hastanın beğenisine sunarız.
Tıbbi Cihaz Satışı Yapan İşletmelerde ( Optik Cam, Çerçeve, Kontak Lens, Teleskopik Gözlük, ithalatçısı, ihracatçısı, üreticisi, veya tedarikçi firmalar da ) çalışan personel bundan sonra sertifikalı olacak.
Bundan sonra Tıbbi cihaz satışı yapan kişilerde yeterlilik belgesi aranacak. Biz perakende sektöründe çalışan kişiler yeterlilik belgesini alamıyoruz. Cam deposunda, çerçeve firmasında, lens firmasında çalışan kişiler bu ürünleri bizlere tedarik ediyor bizlerde son kullanıcıya hazırlayıp sunuyoruz. Son kullanıcıyla bire bir diyalog ta olan biziz, camı kesen bizleriz çerçeveyi veren bizleriz ve bir hiç olan yine biziz.
Biz bu belgeyi niye alamıyoruz? Yarın optik sektöründe toptan firmasında çalışma hakkımız da olmayacak.
Eczane Teknisyenliği vurgusu yapılmadan önce Eczacı kalfası olarak nitelendirilen meslek mensupları, Eczane Teknisyeni tanımlaması ile çeşitli eğitimler ile gelişmiş bir meslek haline geldi.
İlk eğitimler Türk Eczacıları Birliği tarafından İş-Kur ve Avrupa Birliği komisyonunca düzenlenmiş sadece belirli iş gücü olan illerde verilmişti. Sonrasında ise Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Eczacıları Birliği tarafından ortak protokol ile düzenlenen eğitimlere katılanlara Eczane Teknisyenliği Sertifikaları tüm Türkiye’de verilmişti.
Daha sonra yapılan görüşmeler ve başvurular ile bazı üniversitelerde, Eczane Hizmetleri bölümleri açılarak mesleğin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi eğitimli birer Sağlık Personeli haline getirilmiştir.
Eczacı kalfalarına yeterlilik belgesi verilirken, bizlerin geleceği neden düşünülmüyor?
Bu adaletsizlik değil mi?
Sizlere soruyorum benim hakkım ne olacak benim hakkımı kim arayacak ben yarın ne olacağım. Türkiye genelinde yaklaşık 5000 optisyenlik müessesi var. Her müessesede bir personel olsa 5000 kişi yapar. Bizler geleceğimizin ne olacağına dair hiçbir bilgimiz yok. Gelecekten kaygı duymaktayız.
İlgililerin ve sektör temsilcilerimizin sesimizi duymalarını bizler içinde duyarlı olmalarını istiyoruz.
Tayfur Yılmaztürk
Kanunu okumanızı tavsiye ederim. Ordaki kişilerin içinde sertifika alamaya hak kazanacaklar satıs sorumlusu olabiliyor. Benim deyiminle sorarsanız işine devam etmek istiyosan 300 TL ver diyorlar baska da hiç bir anlamı olmayan bir kanun o kadar. Ancak siz toptan firmasında calısmak arzusu içinde iseniz gidin bu sertifikayı talep edin kavganızı edin ben tıbbi ilaç firması değilmiyim deyin bence bu hakkınız vardır ama sertifika sertifikadır cebimde bulunsun lazım olur diyosanız baska. Yahu toptancınınkendisi anlamıyo bu sertifikanın neye yarayacagını işe yarar bir sey olsa adamlar dava acmaz bizim bu belgeye ne ihtiyacımız var biz son kullanıcıya mı hitap ediyoruz ki alalım diye baska bir deyişle bu sertifika olunca duvara asıp ekstra para verilen bir halt deil bu siz optik magazada olacaksınız urununuzu optik muessesine tanıtacaksınız o anda bakanlık sizi o muessesede denetlemeye gelicek senin sertifikan var mı diyecek o adam da iste burda diyecek bu sertifikayı alanlar kalfalık yapabilir diğerleri yapamaz diye bir kavram da yok zaten bu sadece optik muessesine urun satan insanların alması gereken bir belge optik magazasında bulunan kalfaların alması gereken bir belge deil.