Corona pandemisi karşısında bocalayan, baş etmekte ya da yönetmekte zorlanan devlet başkanlarının sergiledikleri ibretlik tutum, ne yazık ki virüse odaklanmış halk kitlelerinin dikkatinden kaçıyor.
02 Mayıs 2020 - 11:44 'de eklendi.
Yaşanılanlara bakarsak, bunu “kurbağa haşlanması” olarak betimleyebiliriz.
Medyanın odağındaki ülkelerin başını ABD daha sonra AB çekiyor. Özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki sefalet ve felaket gündeme dahi gelemiyor.
Kapalı rejimlerdeki pandemi mücadelesinden doğru bilgi akışı sağlanamaması (Çin, Kore, Rusya, Suudi Arabistan vb) liderlerinin pandemiyi başarılı yönettiği algısını oluşturuyor. Bundan etkilenen diğer liderlerin de mücadele yöntemlerinde totaliter eğilimleri açığa çıkıyor.
Küresel salgın insanlığı büyük bir yüzleşmeye zorladı ve “önce can sonra canan” herkesin ortak paydası oluverdi! İtalya ve İspanya çaresizlik içinde ölümlerle kırılırken diğer ortakların bu ülkelerin yardım çığlıklarına kayıtsız kalması büyük hayal kırıklıkları yarattı bu nedenle yakın gelecekte AB bünyesinde Brexit benzeri çözülmeler bekleniyor.
Pandemi mücadelesinde alınması gereken önlemlerin ekonomik maliyeti öngörülenin aksine karşılanması çok zor mali kaynak gerektiriyor. Uygulanan izolasyonlar, duruma hazırlıksız yakalanan ülkeleri ekonomik ve sosyal krize sürüklemekte. Başta emekçilerin ve yoksulların yaşamını idame ettiremeyecek noktaya gelmesi ve ekonomik kaygılar küresel protestolara dönüşmekte.
Bu gelişmeler karşılıksız ve de sınırsız para basma gücüne sahip ABD’nin dahi normalleşme sürecini öncelikli gündeme almak zorunda bıraktı. Rehavete geçiş beraberinde büyük bir bulaşma riski getirecek olsa da siyasal erk toplumdan gelen normalleşme talebinin arkasına sığınarak koşulları gevşetme hazırlığında.
Benzer durum ülkemiz içinde geçerli. Güçlü TL ve yeterli mali derinliği bulunmayan, üstelik mevcut fonlarını da farklı fasılalara aktararak yedek akçeyi dahi tüketen hazinenin, yaşanan krizi mevcut koşullarda uzun süre yönetemeyeceği anlaşıldı.
Tüm bu ekonomik ve sosyal olumsuzluklar ve beraberindeki hoşnutsuzluk tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yönetimsel bazı tavizlere mecbur bırakıyor siyasi iradeyi.
Pandeminin başında sürü bağışıklığı modelini benimseyip atalete düşen başta İngiltere, Hollanda ve ABD salgının yıkıcı etkisini fark edip hızla izolasyon tedbirlerini almış olsa da sosyal gelişmeler ve ekonomik baskılar yönetim erkini sürü bağışıklığı adı altında toplumu doğal seleksiyona zorlamakta.
Dış dünyadaki gelişmelerden etkilenen “Bize bişi olmaz abicim” kafasındaki ahalimiz de hükümeti farkında olmadan doğal seleksiyona zorluyor.
Mali çaresizliğe ek olarak avamın ve sermayenin tahakkümüne yenik düşen ekonomi kurmaylarının normalleşme baskılarına, Bilim Kurulunun yenik düşmesi kaçınılmaz görünüyor!
Ne diyelim?
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir…
Hakan Ertunk – 30.04.2020
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız |
Haber vermeden geldiğim bu köy kahvesinde Ruşen Amca'yı görü...
ÜNİVERSAL GÖZLÜK SAAT OPTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET AŞ’YE...
Optik ve gözlük sektörünün uluslararası ölçekteki en önemli ...
Antakya Yayladağı’nda öğrencilere Beta Optik tarafından ücre...
Türkiye’ nin optik dijital dergisi, Tüm cihazlarda erişilebi...
"Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranların...
Kurum ile Bankaların protokolleri sona erdiği için artık ban...
Thélios azınlık hissesi planlarken, kalan hisseler kreatif d...
Sağlık Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Şuayip Birinci, yapılan bir...
Nemrut taş heykellerinden birine sanal ortamda giydirdiğimiz...