“Oda birlik” Gözlükçülerin ikinci en büyük kazanımıdır.

Oda birlik cumhuriyet tarihi boyunca gözlükçülerin ikinci en büyük kazanımıdır.

Yenileşelim değişelim, geçmişimizi geleceğe taşıyalım derken, artık el sanatı ile el işçiliği ile gözlük yapalım demiyoruz, elbette teknolojilerimizi yenileyelim, çağa uygun en iyi teknolojileri kullanalım.

Çağdaş olmak teknoloji kullanmayı gerektirir. Müesseselerimizin hizmet donanımlarını yükseltelim.

Tek odaklı mineral cam kullanalım demiyoruz. Gelişen çağa uygun yeni ürün yelpazelerini hastalarımıza sunalım.

4 aylık kurs bilgilerimizle bu mesleği icra edelim demiyoruz. Oda ve Birlik marifetiyle, MİSEP (Meslek içi sürekli eğitim programı) ile Elbette bilgilerinizi sürekli geliştirelim yenileyelim. Beyaz bir önlük giyerek tüm hastalarımıza Standart aynı sağlık hizmet sunumunu yapmalıyız.

Ülkemizde ilkokul 2. sınıf seviyelerinde olan Sağlık okuryazarlığını yükseltmek için çalışmalar yapmak, göz ve görme sağlık bakım hizmetleri periyodik muayenelerin teşviki, gözlük çocuklarınızın gözünü Dünya’ya açar, okul başarısını arttırır. Öğrendiklerimizin %83 nü gözlerimizle sağlarız. Periyodik muayeneler ülke ekonomisine katma değer sağlar üretimi artırır. Trafik kazlarında can mal kayıplarını azaltır. Görmek inanmaktır.

Müzeleri, müzelerimizde olan malzemeleri koltuğumuzun altına alıp günümüze taşıyalım demiyoruz. Böyle bir statükocu anlayışımız yok.

Gözlükçülük mesleğinin Cumhuriyet tarihi boyunca, AB ülkelerinden farklı olarak iki büyük kazanımı olmuştur.

1)1940 yılında 2. Dünya savaşı sırasında Türkiye’de 100 gözlükçü mevcuttu. Gözlükçülerin talebi ve isteği olmadığı halde, Cumhuriyeti kuran irade gözlükçülere sınıf atlatan sağlık mesleği olarak sınıflandırarak 3958 özel meslek kanununu çıkardı.

2) Oda ve Birlik, Cumhuriyet tarihi boyunca gözlükçülerin ikinci en büyük kazanımıdır.

Gözlükçülük alanında, AB ülkelerinin hiç birisinde kamu kurumu niteliğinde, kanunla kurulmuş bir oda birlik mevcut değildir.

İnternet, reklam, geri ödeme, Oda birlik kilit taşlarımızdır. Sağlık AB müktesebatı değildir. Her ülke ekonomik imkanlarına ve sağlık ihtiyaçlarına göre düzenleme yapabilir. Tekelci zincir sermayenin ve yerli işbirlikçilerinin Defakto uygulamalarla ticaret mesleğine dönüştürülmesi çabalarına tüm gücümüzle karşı koyacağız.

Tekelci zincir sermaye yerli işbirlikçileri ,yasaklarla, kısıtlamalarla sektör büyümez derler ,aslında büyüyecek olan tekelci zincir sermayenin pazar payı ve kamu sağlık harcamalarıdır.

Pazarın sermaye lehinde el değiştirmesinin önünde en büyük engel oda ve birliktir. Bu yüzden hiçbir sermaye grubu karşısında kamu kurumu niteliğinde örgütlü bir meslek kuruluşu istemez. Başka bir ifade ile oda birlik geleneksel müesseselerin mesleki geleceğinin güvencesidir.

Kazanımlarımıza sahip çıkmak, her meslektaşımızın bir anlamda Cumhuriyete karşı borcudur.

Unutmamalıyız ki “BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ, “BİRLİKLE” GÜÇLÜYÜZ “

Akla son çağrı… çaresizsiniz… yada çare-sizsiniz.

Taylan KÜÇÜKER